logo
31 OCAK 2025

Nâbî kimdir?

21.11.2020 00:00:00
'Nâbî kimdir?' seslendirme dosyası:

Aslen Urfalı olan şairimiz Osmanlı döneminde yaşamış, hem on yedi hem de on sekizinci yüzyıla şahitlik etmiş ve adeta birbirinden farklı iki yüzyılı ayrı ayrı teneffüs etmiştir. Nabi'yi diğer şairlerden ayıran belki en önemli özelliği bütün araştırmacıların hem fikir olduğu konu; kendisinin "Hikemî" tarzın akla gelen ilk ismi olmasıdır. Hikemi şiiri en kısa tabirle şöyle ifade edebiliriz: Şiiri kurarken şiirin içerisine öğüt verici, mesajı olan; geçmişe, o güne ve geleceğe ışık tutan, okuyucuyu uyaran ve düşündüren ifadeler yerleştirme esasına dayanır. Bu alanda kendisinden daha kıymetlisi çıkmamıştır.

O meşhur şiiri…

Merhumun öyle bir şiiri vardır ki bugün bile anlamını korumuş, korumakla kalmamış, anlam derinliğini daha da zenginleştirmiştir. Bir şiirinde şöyle der:

 

Bağ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz

Biz neşâtın da gamın da rûzigârın görmüşüz.

 

(Biz, bu zaman bahçesinde sonbaharı da görmüşüz, baharı da. Biz mutluluğun da üzüntünün ve kederin rüzgârını da görmüşüz).

 

Çok da mağrur olma kim meyhâne-i ikbâlde

Biz hezârân mest-i mağrûrun humârın görmüşüz.

 

(Bu makam, mevki denen meyhanede çok da fazla gururlanma. Biz bu makam meyhanesinde gururdan sarhoş olan yüzlerce insanın sersemlediklerini ve düştüklerini görmüşüz).

 

Top-ı âh-ı inkisâra pâyidâr olmaz yine

Kişver-i câhın nice sengin hisârın görmüşüz.

 

(Biz ülkelerin makam ve mevkilerinin birçok taştan hisarlarını gördük ki onlar "Ah" toplarının gönül yıkıcılıklarıyla yerle bir olmuşlar ve yıkılıp gitmişlerdir).

 

Bir hurûşiyle eder bin hâne-i ikbâli pest

Ehl-i derdin seyl-i eşk-i inkisârın görmüşüz.

 

(Dert ehli insanların gönül kırgınlarından dolayı döktükleri gözyaşından oluşan selin bir anlık coşkuyla, gürültüyle binlerce makam ve mevkiyi yerle bir ettiklerini görmüşüz).

 

Bir hadeng-i cân-güdâz-ı âhdır sermâyesi

Biz bu meydânın nice çâpük-süvârın görmüşüz.

 

(Bu dert ehli insanlar öyle kişilerdir ki onların sermayesi çektikleri ahtır. O ah tıpkı can yakan bir ok gibidir. Biz bu meydanda nice usta binicilerin, hızlı at binenlerin o ah okuyla yere serildiğini görmüşüz).

 

Bir gün eyler dest-beste pây-gâhı câygâh

Bi-aded mağrûr-u sadr-ı i'tibârın görmüşüz.

 

(O kişiler bir gün öyle bir şey yaparlar ki makam mevki üzerine oturan kişiler onların karşısında ellerini bağlamak zorunda kalırlar. Sayısız makam sahiplerinin gururlu hallerini itibarını bu şekilde görmüşüz).

 

Kâse-i deryûzeye tebdîl olur câm-ı murâd

Biz bu bezmin Nâbîyâ çok bâde-hârın görmüşüz.

 

(Ey Nâbî! O makamda oturanların istekleri(nin kadehi) bir gün dilenci kâsesine döner ki biz bu mecliste böyle sarhoşlardan çok gördük).

 

Aslında şairin anlattığı şey o kadar açık ki izaha lüzum yok. Yalnız bazı noktalara dikkat çekmekte fayda var. Burada "Ah" kavramına değinmek istiyorum. Divan şiirinde çekilen "Ah" o kadar kuvvetlidir ki kişinin gönlünde yanan soyut bir ateş vardır. Bu ateş o kadar şiddetlidir ki çekilen bir "Ah" neticesinde ağızdan çıkar yeri göğü yakabilir. "Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste" sözünden hatırlayabiliriz. Şairin "ehl-i derd" diye anlattığı insanlar yüreğinde yangın olan insanlar. Bahsedilen "Ah" toplarının yıkıcılığı da buradan gelir. O insanlar bu gün hala daha var. Bakkalda, sokakta, caddede, karşı binamızda… Her yerde. 

Bu dizeleri yazarken aklıma lise Edebiyat dersinin kitabı geldi. İçinde yaklaşık olarak şunlar yazılıyordu: Divan Edebiyatı anlaşılmaz bir edebiyattır. Halktan kopuk bir edebiyattır. Soyut bir edebiyattır. Gerçeklerden uzak bir edebiyattır. Sizce de öyle mi acaba? Divan edebiyatı ile ilgilenen kişiler toplumun içinde yaşayan insanlar değil miydi? İnsanların dertleri sorunları onların da dertleri ve sorunları değil miydi? Şairin şiirinde bahsettiği "ehl-i derd" hepimizin akrabası, komşusu veya yakını değil mi? O dönemdeki makam, mevki sahiplerinin sarhoşluğu bugün de karşımıza hemen hemen her gün o veya bu şekilde çıkmıyor mu? Eğer bizler düşüncelerimizin kölesi değil de efendisi olmayı başarabilirsek şairin bahsettiği tüm konuların karşılığını günümüzde mutlaka bulacağız.

Nâbî merhumun şu sözleriyle yazımı tamamlarken sizleri de tefekküre davet ediyorum:

"Vermezdi kimse kimseye nan minnet olmasa 

Bir maslahat görülmez idi rüşvet olmasa."

 

(Eğer minnet diye bir şey olmasaydı kimse kimseye ekmek bile vermezdi. Rüşvet olmasaydı hiçbir iş görülmezdi).

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Kerim Baydar / diğer yazıları
Mahkeme Nevzat Bahtiyar'a 4 yıl 6 ay hapis vermişti
Savcılık ağırlaştırılmış müebbet istiyor
Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
5 teğmen ve 3 amiri için karar
'Yangın tüpü yoktu, fıskiye çalışmadı'
Aşçının ifadesi ortaya çıktı
Zorla getirilme kararı
Onlar da ifade verecek
'Gazze'ye saldırılar yeniden başlayacak' iddiası
İsrailli bakan bu konuda 'emin'
İBB Başkanı'nın ifadesi alındı
İmamoğlu halka hitap etti
Türk-İş ocak ayı açlık ve yoksulluk verilerini açıkladı
İlk ayda asgari ücret eridi
2024 yılı dış ticaret açığı belli oldu
Açık 82.1 milyar dolar
Ekrem İmamoğlu, Çağlayan Adliyesi’nde
Adliye çevresinde güvenlik önlemleri
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler: Namazın hikmeti
Saygı ve bağlılık içinde Allah’a kulluk edin
ABD'deki uçak kazasında kurtulan olmadı, can kaybı 67'ye yükseldi
'Helikopter pilotunun bilinçli olarak uçağa çarptığı düşünülüyor'
'Sarı Serum' kabusu!
En son ölüm Afyonkarahisar'da
Muhalefete yargı tepkisi
Erdoğan kura töreninde konuştu
Ölenler arasında sporcular da var
30 cansız bedene ulaşıldı
MB'den kira uyarısı
'Belirgin bir şekilde yükselecek'
Mahkeme Nevzat Bahtiyar'a 4 yıl 6 ay hapis vermişti
Savcılık ağırlaştırılmış müebbet istiyor
Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
5 teğmen ve 3 amiri için karar
'Yangın tüpü yoktu, fıskiye çalışmadı'
Aşçının ifadesi ortaya çıktı
Zorla getirilme kararı
Onlar da ifade verecek
'Gazze'ye saldırılar yeniden başlayacak' iddiası
İsrailli bakan bu konuda 'emin'
İBB Başkanı'nın ifadesi alındı
İmamoğlu halka hitap etti
Türk-İş ocak ayı açlık ve yoksulluk verilerini açıkladı
İlk ayda asgari ücret eridi
2024 yılı dış ticaret açığı belli oldu
Açık 82.1 milyar dolar
Ekrem İmamoğlu, Çağlayan Adliyesi’nde
Adliye çevresinde güvenlik önlemleri
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler: Namazın hikmeti
Saygı ve bağlılık içinde Allah’a kulluk edin
ABD'deki uçak kazasında kurtulan olmadı, can kaybı 67'ye yükseldi
'Helikopter pilotunun bilinçli olarak uçağa çarptığı düşünülüyor'
'Sarı Serum' kabusu!
En son ölüm Afyonkarahisar'da
Muhalefete yargı tepkisi
Erdoğan kura töreninde konuştu
Ölenler arasında sporcular da var
30 cansız bedene ulaşıldı
MB'den kira uyarısı
'Belirgin bir şekilde yükselecek'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.