"Dünyada bir kişi için mümkün olan her şey başkaları için de mümkündür" denir.
Bir zoru başaranın nasıl başardığını anlamak, başarıya gelinceye kadar yaşadıklarını öğrenmek, düşmelerini-kalkmalarını, harcadığı çabaları bilmek; başarısının sürecini 'modellemek', başkalarının da o mümkünü hayatlarına almaları için kolaylık sağlayacaktır.
İnsan, mutlu olduğunda ve kendini iyi hissettiğinde en verimli olur. Mutlu ve başarılı olabilmek için de ön yargısız olmak ve tüm içsel ve çevresel olumsuzluklardan zihnen ve fiziken kurtulmak gerekir.
İnsanın anne karnından itibaren filtreleri oluşur. İnsanlara bu filtrelerle yaklaşırız; duyduğumuz, gördüğümüz her şeyi filtremizle değerlendirir ve ona göre zihinsel ve fiziksel tepki gösterir ve tavır alırız; bu olumlu da olabilir, olumsuz da…
İnsanların filtrelerine takılırız. Bizi, sözümüzü, tavrımızı vs olduğu gibi değil de filtrelerinden geçtiği şekilde algılarlar; ve algıladıkları da çoğu zaman bizle örtüşmez. Türk insanının filtrelerinin ne yazık ki yüzde 70'i olumsuzdur.
Filtreler ve zihinsel mekanizmanın nasıl çalıştığını bilememek, kişisel gelişimi gerçekleştirememek de kişiyi 'ön yargı' ve 'öğrenilmiş çaresizlik' batağına saplar. "Ön yargı felakettir" denmiştir. Yeni bir olgu ya da durumla karşılaşınca; zihin kendisindeki karşılıklara kıyaslayarak tanımaya çalışır. Bir olayı tam anlamadan, yargı geliştirince 'ön yargı' batağına saplanmış oluruz. Çünkü bu varılan önyargı, yanlış olacaktır. Ön yargı geliştikten sonra bunu kırmak, doğru yargının oluşmasını sağlamak çok zordur. Einstein, "Ön yargıları kırmak, atomu parçalamaktan daha zordur" demiştir. Önyargısız olduğunu iddia eden insanlarda bile ciddi ön yargı olduğunu görürüz. Önyargısız olabilmek gerçekten çok ciddi bir erdemdir.
'Öğrenilmiş çaresizlik' de bekli insanlığın en büyük problemidir. Çünkü birçok problemin kronik hale gelmesine, milyarlarca insanın arzu ettiği hayatı yaşayamamasına, insanların kullanılmasına ve sömürülmesine neden olmaktadır. Kişi, davranışlarıyla bir sonucu kontrol edemediğini öğrenince, gerekli inanç ve mücadeleyi ortaya koymadığı için belli kalıplara mahkum olunca; güdüsel, bilişsel ve duyusal yetersizlik oluşur. Hapsolunan zihinsel ortam ve iyi olmayan durumu aslında değiştirmek ve daha mutlu bir hayat sürmek mümkün iken, öğrenilmiş çaresizlikler yüzünden harekete geçemeyiz ve aslında hayatımızı heba ederiz.
İnsan için Cenab-ı Hak, "Ben insanın sırrıyım, insan benim sırrım" der. "Nefsini tanıyan, Rabbini tanır" demiştir Hz. Peygamber. Aslında insanın kendini tanıması, en başta kendisi ile barışık olmasını, sonra da çevresi ile uyumunu sağlar. O insan artık, "kendisine, ailesine ve milletine faydalı bir birey" (Prof. Dr. Haydar Baş)
haline gelmiştir.
Yaratılış gayemiz, Allah'a hakiki manada kul olmaktır. Kulluğun hakikisi de insanın kendini tanıması ve kendisi ve çevresi ile uyumlu hale gelmesi, uyumsuzluklarla mücadele etmesi, devamlı kalbinde Allah'ın olması ile gerçekleşir. İnsanın, kamil insan olması için Rabbimiz elçilerini göndermiştir. Onlar yaşantıları ile iyi insan olmanın modelini ortaya koymuştur. Peygamber Efendimizden sonra da Allah adamları bu görevi ifa etmektedirler. Onlar bize en güzel örnekler olarak kendimizi bulmamızı, filtrelerimizin sağlıklı olmasını, ön yargı ve öğrenilmiş çaresizlik zincirlerinden kurtulmamızı, temiz ve sağlıklı bir yaşam sürmemizi, faydalı bireyler haline gelmemizi sağlar.
Kendisi ile iletişimi sağlıklı olan, ön yargısız, olumsuzlukların girdabından kurtulmuş ve faydalı insan haline gelmiş kişiler gerçek mutluluğu ve huzuru yakalamıştır. Rabbim gerçekten inanan, iyi işler yapan ve kendisine ve çevresine faydalı olan insanlardan eylesin. Âmin.
- Kul hakkı kırmızı çizgimiz olmalı / 17.02.2021
- Mutluluğun ve başarının anahtarı / 10.02.2021
- İyi olmak ve iyi kalmak / 14.01.2021
- Hocam / 07.01.2021
- Atatürk ne yaptı? / 23.10.2017
- Taklit edilen, projeleri izinsiz kullanılan lider: Prof. Dr. Haydar Baş / 19.04.2015
- Bu iktidar neye hizmet etti? / 17.07.2014
- Oyunu halkımız bozmalı / 01.10.2013
- Alçak katiller karşısında ölçü sahibi Müslümanlar olalım / 08.09.2013