Türkiye'nin güneyinde, Irak'ın kuzeyindeki; plan netleşmiştir. "Müslüman İsrail" olarak KÜRDİSTAN, ABD, ve müttefikleri İngiltere ile, İsrail tarafından kurulmuştur. Bütün vatan hainlerinin gözü aydın olsun.
Kurulan bu yapay devlet; tabiri caizse İsrail'in kucağında doğmuştur. Plan gereği hiçbir komşusundan kabul görmesi mümkün değildir. Üstelik Irak'ın iç dinamikleri de bu sözde devlet denilen ucubenin, kargaşa üretim merkezi olması gerçeğinden başka bir ihtimale yer vermemektedir. Türkmenlerin topraklarının, tarihlerinin, kimliklerinin sahip oldukları tüm zenginliklerin üzerine oturularak kurulma çalışmaları büyük ölçüde tamamlanan bu prematüre devletçik; ABD, İsrail ve Hıristiyan batı emperyalizmine hizmet etmekten başka bir işe yaramayacaktır.
ABD ve müttefikleri; Irak dahilinde devamlı çatışma ve terör olması üzerine inşa ettiği işgal planını hayata geçirmek için; "siyasi fahişe" olarak ün yapan, Celal TALABANİ ile yediği kaba pislemekten imtina dahi etmeyen, nankör Mesut Barzani'ye "Yeni Stratejik Ortak" olarak angaje olmuşlardır. Şerre hayır dilenmez amma? Ne diyelim hayırlı olsun... Doğrusu birbirlerine çok yakıştılar.
ABD bütün azametine rağmen, devlet geleneği olmayan, kuruluşu Avrupalı maceraperest, korsan, esir tüccarı, hırsız mahkumlarla, fahişe olarak çalışan genel kadınların çocukları tarafından oluşturulan, "Savaş Refahı Devleti"dir. İsrail ise koyu taassubun insani değerlerden uzaklaştırdığı bir din devletidir. Öyle ki; dün kendisine layık görülen davranışın kat be kat fazlasını, topraklarının üzerine oturduğu masum Filistinlilere karşı uyguluyor. Talabani ve Barzani'ye gelince, varlıklarını borçlu oldukları, ortak tarih, kültür ve din birlikteliği olan , TC'ni buldukları ilk fırsatta satmaya kalkan iki serderge. Bu oluşumdan beklenen ancak, kaos, acı, terör, kan, gözyaşı olabilir.
Bölge ülkeleri (İran, Irak, Suriye, Ürdün, Lübnan, Türkiye) ve İslam coğrafyasını, felaketlere sürüklemeye namzet olan bu rezil plan ancak; TC'nin kararlı tutumu ile, ters tepebilir. Bir felaket senaryo su olan Planın, nihai hedefi; TC'nin önce dil, sonra etnik köken, din ve mezhep farklılıklarını öne çıkaracak bir bölünmeyle, "Federalizm"e götürülmesidir. Bu SEVR'in yeniden hortlatılması planıdır. TC bu planı asla kabul edemez, etmemelidir. TÜRKİYE ancak kendi gücünün farkına varabilirse, bu planı engelleme şansını elde edebilir. Yeter ki TC'ni yönetenler bu iradeyi gösterebilsinler.
Acaba TC'nin stratejik müttefiki olduğu zannedilen ABD; muhtemel bir TÜRKİYE-AMERİKA çatışmasının gereklerini kendi kamu oyuna anlatabilecek midir? Unutulmaması gereken en önemli faktör TC'nin istiklal mücadelesi için bu yola baş vurması gerçeğidir. Planın sahipleri TC'nin asli unsuru olan Kürt kardeşlerimizi isyana ve ayrımcılığa teşvik ederek tehditle başarılı olmak istiyorlar. Bizim için başkalarının ne yaptığı değil, kendi çıkarlarımızın neyi gerekli kıldığı önemlidir. Kaçmak, alttan almak, korkmak ancak sahibini berbat eder. Kendi güvenliğini bahane ederek, kontrolünde olan terörü ve teröristleri araç olarak kullanarak sınırlarımıza dayanan, bizi her bir yanımızdan kuşatan ABD'nin uyduruk gerekçelerinin karşısında olmak, yada olmamak, seçenekleri ile karşı karşıya kalan TC'nin muhtemel bütün operasyon ve harekatları son derece haklı bir davranış olacaktır.
O halde, "durun bakalım! buraya ne halt etmeye geldiniz?" dememiz gerekmez mi? Aynı ırktan, aynı dinden olan, ortak değerleri ve düşmanları aynı olan Türkmenleri de, Kürtleri de rahat bırakın. Rezalet senaryosu olan planlarınıza ortak ettiğiniz hainler, dökülen kanın, alınan canın hesabını er veya geç vereceklerdir.
Silkin ey Milletim! Bağımsızlık senin en büyük hazinen değil mi?
O halde bağımsızlığını, onurunu, zenginliğini, korumayı varlığının sebebi sayanlar tarafından yönetilmen gerektiğinin şart olduğunu asla unutma. Önüne konulanı değil, hak edeni seç ki! vatanın emin ellerde olsun?
Mustafa BEKARO?LU
Kurulan bu yapay devlet; tabiri caizse İsrail'in kucağında doğmuştur. Plan gereği hiçbir komşusundan kabul görmesi mümkün değildir. Üstelik Irak'ın iç dinamikleri de bu sözde devlet denilen ucubenin, kargaşa üretim merkezi olması gerçeğinden başka bir ihtimale yer vermemektedir. Türkmenlerin topraklarının, tarihlerinin, kimliklerinin sahip oldukları tüm zenginliklerin üzerine oturularak kurulma çalışmaları büyük ölçüde tamamlanan bu prematüre devletçik; ABD, İsrail ve Hıristiyan batı emperyalizmine hizmet etmekten başka bir işe yaramayacaktır.
ABD ve müttefikleri; Irak dahilinde devamlı çatışma ve terör olması üzerine inşa ettiği işgal planını hayata geçirmek için; "siyasi fahişe" olarak ün yapan, Celal TALABANİ ile yediği kaba pislemekten imtina dahi etmeyen, nankör Mesut Barzani'ye "Yeni Stratejik Ortak" olarak angaje olmuşlardır. Şerre hayır dilenmez amma? Ne diyelim hayırlı olsun... Doğrusu birbirlerine çok yakıştılar.
ABD bütün azametine rağmen, devlet geleneği olmayan, kuruluşu Avrupalı maceraperest, korsan, esir tüccarı, hırsız mahkumlarla, fahişe olarak çalışan genel kadınların çocukları tarafından oluşturulan, "Savaş Refahı Devleti"dir. İsrail ise koyu taassubun insani değerlerden uzaklaştırdığı bir din devletidir. Öyle ki; dün kendisine layık görülen davranışın kat be kat fazlasını, topraklarının üzerine oturduğu masum Filistinlilere karşı uyguluyor. Talabani ve Barzani'ye gelince, varlıklarını borçlu oldukları, ortak tarih, kültür ve din birlikteliği olan , TC'ni buldukları ilk fırsatta satmaya kalkan iki serderge. Bu oluşumdan beklenen ancak, kaos, acı, terör, kan, gözyaşı olabilir.
Bölge ülkeleri (İran, Irak, Suriye, Ürdün, Lübnan, Türkiye) ve İslam coğrafyasını, felaketlere sürüklemeye namzet olan bu rezil plan ancak; TC'nin kararlı tutumu ile, ters tepebilir. Bir felaket senaryo su olan Planın, nihai hedefi; TC'nin önce dil, sonra etnik köken, din ve mezhep farklılıklarını öne çıkaracak bir bölünmeyle, "Federalizm"e götürülmesidir. Bu SEVR'in yeniden hortlatılması planıdır. TC bu planı asla kabul edemez, etmemelidir. TÜRKİYE ancak kendi gücünün farkına varabilirse, bu planı engelleme şansını elde edebilir. Yeter ki TC'ni yönetenler bu iradeyi gösterebilsinler.
Acaba TC'nin stratejik müttefiki olduğu zannedilen ABD; muhtemel bir TÜRKİYE-AMERİKA çatışmasının gereklerini kendi kamu oyuna anlatabilecek midir? Unutulmaması gereken en önemli faktör TC'nin istiklal mücadelesi için bu yola baş vurması gerçeğidir. Planın sahipleri TC'nin asli unsuru olan Kürt kardeşlerimizi isyana ve ayrımcılığa teşvik ederek tehditle başarılı olmak istiyorlar. Bizim için başkalarının ne yaptığı değil, kendi çıkarlarımızın neyi gerekli kıldığı önemlidir. Kaçmak, alttan almak, korkmak ancak sahibini berbat eder. Kendi güvenliğini bahane ederek, kontrolünde olan terörü ve teröristleri araç olarak kullanarak sınırlarımıza dayanan, bizi her bir yanımızdan kuşatan ABD'nin uyduruk gerekçelerinin karşısında olmak, yada olmamak, seçenekleri ile karşı karşıya kalan TC'nin muhtemel bütün operasyon ve harekatları son derece haklı bir davranış olacaktır.
O halde, "durun bakalım! buraya ne halt etmeye geldiniz?" dememiz gerekmez mi? Aynı ırktan, aynı dinden olan, ortak değerleri ve düşmanları aynı olan Türkmenleri de, Kürtleri de rahat bırakın. Rezalet senaryosu olan planlarınıza ortak ettiğiniz hainler, dökülen kanın, alınan canın hesabını er veya geç vereceklerdir.
Silkin ey Milletim! Bağımsızlık senin en büyük hazinen değil mi?
O halde bağımsızlığını, onurunu, zenginliğini, korumayı varlığının sebebi sayanlar tarafından yönetilmen gerektiğinin şart olduğunu asla unutma. Önüne konulanı değil, hak edeni seç ki! vatanın emin ellerde olsun?
Mustafa BEKARO?LU
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012