'Müminlerin nuru ne kadar güzel'
İmam Sâdık (a.s), dostlarına şöyle buyurdu: “Müdebbir dört melek Cebrail, Mikâil, İsrafil ve Azrail gökten size ve kardeşlerinize bakıyor, sizin göklere ve onlara yansıyan nurunuz bu gezegenlerin ve yıldızların nurundan daha iyidir. Onlar da sizin gibi şöyle diyorlar: Bu müminlerin nuru ne kadar da güzel!”
07.12.2023 11:17:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş





Hz. Hüseyin (a.s) şöyle buyuruyor:
Babama, "Hz. Peygamber'in sükût ve sessizliği nasıldı?" diye sordum, babam şöyle buyurdu: "Hz. Peygamber dört hususta susardı: Hilm (sabır), ihtiyat, değerlendirme ve tefekkür. Hz. Peygamber'in değerlendirmesi halka eşit gözle bakması ve sözlerini eşit şekilde dinlemesiydi. Tefekkürü baki ve fani olan işlerdeydi. Hilmi sabrındaydı, hiçbir şey onu kızdırmaz, gazaplandırmaz, aşırı davranmaya sevk etmezdi.
Dört hususta da dikkatli ve ihtiyatlı davranırdı: İyi işleri yapmada; ta ki diğerleri de ona uysunlar. Çirkin işleri terk etmede; ta ki diğerleri de onu terk etsin. Ümmetin ıslahıyla ilgili çalışma ve dikkatte, herkes için dünya ve ahiret hayrına sebep olan işleri yapmada. Allah'ın selam ve rahmeti ona ve Ehl-i Beyt'ine olsun."
Bu hadis bana büyük şeyhlerden farklı senetlerle rivayet edilmiştir.
Curcanî aynı senetle İmam Rıza (a.s)'dan, o da babası Mûsa bin Ca'fer'den şöyle rivayet etmiştir:
İmam Sâdık (a.s)'ın dostlarından bir grup mehtaplı, aydın bir gecede Hazret'in etrafına toplanmıştı. İmam (a.s)'a şöyle dediler: "Ey Resûlullah'ın evladı! Şu gök ne kadar güzel; şu yıldızlar, gezegenler ne kadar parlak!"
İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Siz böyle diyorsunuz ama müdebbir dört melek Cebrail, Mikâil, İsrafil ve Azrail gökten size ve kardeşlerinize bakıyor, sizin göklere ve onlara yansıyan nurunuz bu gezegenlerin ve yıldızların nurundan daha iyidir. Onlar da sizin gibi şöyle diyorlar: Bu müminlerin nuru ne kadar da güzel!"
Curcanî aynı senetle İmam Rıza (a.s)'dan, o da babası Mûsa bin Ca'fer'den şöyle rivayet etmiştir:
Adamın biri İmam Sâdık (a.s)'ın yanına gelerek şöyle dedi: "Yaşamaktan bıktım usandım. Allah'tan ölüm diliyorum."
İmam (a.s) ona şöyle buyurdu: "Allah'tan itaat için hayatı dile, isyan için değil. Eğer yaşarsan Allah'a itaat et, senin için isyan etmeden ve itaat de etmeden ölmenden daha iyidir. Dolayısıyla yaşayıp itaat etmen, isyan ve itaat etmeden ölmenden daha hayırlıdır."
(Uyun-u Ahbar'ir-Rıza (a.s), Şeyh Saduk İbn-i Babeveyh)
Babama, "Hz. Peygamber'in sükût ve sessizliği nasıldı?" diye sordum, babam şöyle buyurdu: "Hz. Peygamber dört hususta susardı: Hilm (sabır), ihtiyat, değerlendirme ve tefekkür. Hz. Peygamber'in değerlendirmesi halka eşit gözle bakması ve sözlerini eşit şekilde dinlemesiydi. Tefekkürü baki ve fani olan işlerdeydi. Hilmi sabrındaydı, hiçbir şey onu kızdırmaz, gazaplandırmaz, aşırı davranmaya sevk etmezdi.
Dört hususta da dikkatli ve ihtiyatlı davranırdı: İyi işleri yapmada; ta ki diğerleri de ona uysunlar. Çirkin işleri terk etmede; ta ki diğerleri de onu terk etsin. Ümmetin ıslahıyla ilgili çalışma ve dikkatte, herkes için dünya ve ahiret hayrına sebep olan işleri yapmada. Allah'ın selam ve rahmeti ona ve Ehl-i Beyt'ine olsun."
Bu hadis bana büyük şeyhlerden farklı senetlerle rivayet edilmiştir.
Curcanî aynı senetle İmam Rıza (a.s)'dan, o da babası Mûsa bin Ca'fer'den şöyle rivayet etmiştir:
İmam Sâdık (a.s)'ın dostlarından bir grup mehtaplı, aydın bir gecede Hazret'in etrafına toplanmıştı. İmam (a.s)'a şöyle dediler: "Ey Resûlullah'ın evladı! Şu gök ne kadar güzel; şu yıldızlar, gezegenler ne kadar parlak!"
İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Siz böyle diyorsunuz ama müdebbir dört melek Cebrail, Mikâil, İsrafil ve Azrail gökten size ve kardeşlerinize bakıyor, sizin göklere ve onlara yansıyan nurunuz bu gezegenlerin ve yıldızların nurundan daha iyidir. Onlar da sizin gibi şöyle diyorlar: Bu müminlerin nuru ne kadar da güzel!"
Curcanî aynı senetle İmam Rıza (a.s)'dan, o da babası Mûsa bin Ca'fer'den şöyle rivayet etmiştir:
Adamın biri İmam Sâdık (a.s)'ın yanına gelerek şöyle dedi: "Yaşamaktan bıktım usandım. Allah'tan ölüm diliyorum."
İmam (a.s) ona şöyle buyurdu: "Allah'tan itaat için hayatı dile, isyan için değil. Eğer yaşarsan Allah'a itaat et, senin için isyan etmeden ve itaat de etmeden ölmenden daha iyidir. Dolayısıyla yaşayıp itaat etmen, isyan ve itaat etmeden ölmenden daha hayırlıdır."
(Uyun-u Ahbar'ir-Rıza (a.s), Şeyh Saduk İbn-i Babeveyh)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.