Mübarek emanet Ehl-i Beyt’tir
Allah-ü Teâlâ’nın, Kur’an’da zikrettiği ‘emanet’, Ehl-i Beyt’in velayetidir: “Biz emaneti göklere, arza ve dağlara arz ettik, hepsi yüklemekten korkup reddettiler fakat onu insan yüklendi; zira o çok zalim, çok cahildir”
19.07.2023 10:20:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş
Ehl-i Beyt, "Allah'ın kendilerine nimetini lütfettiği peygamberlerle, sıddıklar, şehitler ve salihlerle beraber olan kimselerdir." (Nisa/69). Ehl-i Beyt İmamları, sıddık ve şühedanın başta gelenleridir, şüphesiz.
Cenab-ı Hak, velayeti, Peygamberden (s.a.v.) Ehl-i Beyt'e verdiğini şu ayetle açıklıyor: "Sizin veliniz ancak Allah ile onun Resûlü ve iman edenlerdir ki, onlar namaza devam edenler ve rükûdayken dahi zekât verenlerdir. Kim Allah'ı, Resûlünü ve mü'minleri kendine veli edinirse, şüphesiz ki galip gelecek olanlar Allah'ın taraftarlarıdır." (Maide/55). Bu ayetin Hz. Ali hakkında indiğini müfessirlerin çoğu itiraf etmiştir. Bunlardan Eş'ari imamlarından biri olan Kuşçu bu ayetin Hz. Ali'nin yüzüğünü tasadduk etmesi sebebiyle indiğini kaydettiği gibi, Nesai Sahih'inde, Sa'lebi de Kebir'inde açıkça yazmışlardır.
Cenab-ı Hak, tövbe edene, iman edip salih amel işleyene, ancak Ehl-i Beyt'in yolundan giderlerse mağfiret edeceğini beyan ediyor: "Ben, şüphe yok ki, tövbe eden kimse için Gaffar'ım (çok bağışlayıcıyım)." (Taha/82). İbn-i Hacer, Savaik'inin 11. babındaki birinci fasılda, aynen şöyle yazıyor; "Said el-Benani dedi ki: 'Ben tövbe edip hidayette sebat edenlere mağfiret ederim' ayetinin manası Resûlullah'ın (s.a.a) Ehl-i Beyt'ini seçip onlara inananlar demektir." İbn-i Hacer, bu tefsirin ayrıca İmam Bâkır tarafından da yapıldığını yazmaktadır.
Allah Teâlâ'nın, Kur'an'da zikrettiği 'emanet', Ehl-i Beyt'in velayetidir: "Biz emaneti göklere, arza ve dağlara arz ettik, hepsi yüklemekten korkup reddettiler fakat onu insan yüklendi; zira o çok zalim, çok cahildir." (Ahzab/72). Birçok müfessir gibi Sünni olan Allame Bahreyni de bu emanetin Ehl-i Beyt'in velayeti olduğunu beyan ediyor. (Gayetu'l-Meram, Bab: 115).
Yine, Allah'ın tavsiye ettiği 'barış', onların velayetidir: "Ey insanlar hepiniz barışa girin, şeytanın adımlarını takip etmeyin." (Bakara/208). Yine Allame Bahreyni, Gayetu'l- Meram kitabının 224. babında bu ayetin Ehl-i Beyt hakkında indiğine dair 12 hadis rivayet eder.
Ve Allah-u Teâlâ'nın 'nimet' diye isimlendirdiği şey onların velayetidir: "O gün (Kıyamet günü) Allah'ın size ihsan ettiği nimetten sorulacaksınız." (Tekasür/8). Bahreyni, aynı kitabın 48. babında bu ayetteki 'nimet'in Hz. Peygamber, Hz. Ali ve Ehl-i Beyt'in velayeti olduğunu, Ehl-i Sünnet'ten üç hadisle tasdik etmiş, Şia sihahlarından ise 12 hadis getirmiştir.
(Kur'an'da Ehl-i Beyt, Allame Abdulhüseyin Şerefuddin).
Cenab-ı Hak, velayeti, Peygamberden (s.a.v.) Ehl-i Beyt'e verdiğini şu ayetle açıklıyor: "Sizin veliniz ancak Allah ile onun Resûlü ve iman edenlerdir ki, onlar namaza devam edenler ve rükûdayken dahi zekât verenlerdir. Kim Allah'ı, Resûlünü ve mü'minleri kendine veli edinirse, şüphesiz ki galip gelecek olanlar Allah'ın taraftarlarıdır." (Maide/55). Bu ayetin Hz. Ali hakkında indiğini müfessirlerin çoğu itiraf etmiştir. Bunlardan Eş'ari imamlarından biri olan Kuşçu bu ayetin Hz. Ali'nin yüzüğünü tasadduk etmesi sebebiyle indiğini kaydettiği gibi, Nesai Sahih'inde, Sa'lebi de Kebir'inde açıkça yazmışlardır.
Cenab-ı Hak, tövbe edene, iman edip salih amel işleyene, ancak Ehl-i Beyt'in yolundan giderlerse mağfiret edeceğini beyan ediyor: "Ben, şüphe yok ki, tövbe eden kimse için Gaffar'ım (çok bağışlayıcıyım)." (Taha/82). İbn-i Hacer, Savaik'inin 11. babındaki birinci fasılda, aynen şöyle yazıyor; "Said el-Benani dedi ki: 'Ben tövbe edip hidayette sebat edenlere mağfiret ederim' ayetinin manası Resûlullah'ın (s.a.a) Ehl-i Beyt'ini seçip onlara inananlar demektir." İbn-i Hacer, bu tefsirin ayrıca İmam Bâkır tarafından da yapıldığını yazmaktadır.
Allah Teâlâ'nın, Kur'an'da zikrettiği 'emanet', Ehl-i Beyt'in velayetidir: "Biz emaneti göklere, arza ve dağlara arz ettik, hepsi yüklemekten korkup reddettiler fakat onu insan yüklendi; zira o çok zalim, çok cahildir." (Ahzab/72). Birçok müfessir gibi Sünni olan Allame Bahreyni de bu emanetin Ehl-i Beyt'in velayeti olduğunu beyan ediyor. (Gayetu'l-Meram, Bab: 115).
Yine, Allah'ın tavsiye ettiği 'barış', onların velayetidir: "Ey insanlar hepiniz barışa girin, şeytanın adımlarını takip etmeyin." (Bakara/208). Yine Allame Bahreyni, Gayetu'l- Meram kitabının 224. babında bu ayetin Ehl-i Beyt hakkında indiğine dair 12 hadis rivayet eder.
Ve Allah-u Teâlâ'nın 'nimet' diye isimlendirdiği şey onların velayetidir: "O gün (Kıyamet günü) Allah'ın size ihsan ettiği nimetten sorulacaksınız." (Tekasür/8). Bahreyni, aynı kitabın 48. babında bu ayetteki 'nimet'in Hz. Peygamber, Hz. Ali ve Ehl-i Beyt'in velayeti olduğunu, Ehl-i Sünnet'ten üç hadisle tasdik etmiş, Şia sihahlarından ise 12 hadis getirmiştir.
(Kur'an'da Ehl-i Beyt, Allame Abdulhüseyin Şerefuddin).