Adam vardır, hassastır, titizdir, tavizsizdir…
Bayrağa toz kondurmaz, bağımsızlıktan asla taviz vermez, vatana dil uzatanın anında haddini bildirir, ağzının payını verir.
Mizaç meselesi…
Adam vardır, lakayıttır, ilgisiz-alakasızdır, vatan bayrak, bağımsızlık konularında hiçbir hassasiyeti yoktur, "dünya yansa bir bağ otu yanmaz" rahatlığında yaşayıp gider.
Mizaç meselesi…
Biri vardır mukaddesatın davacısı ve takipçisidir, mukaddesatın üzerine bina edilen kültürel değerleri çocuklarına ve torunlarına aktarma gayreti içindedir, zihninde ve hayatında onların apayrı bir yeri vardır, batıl ve muharref inançlarla karıştırılmasına asla razı olmaz.
Mizaç meselesi…
Biri de vardır, zihni ve gönlü karmakarışıktır, Hak-batıl hassasiyetini kaybetmiştir, doğru-yanlış ölçüleri pembeleşmiştir, ezan sesine de çan sesine de aynı tepkiyi ya da tepkisizliği verir, az önce namaz kıldığı camide biraz sonra kilise ayini yapılmasından rahatsız olmaz.
Mizaç meselesi…
Birileri vardır, Kur'an ve Sünnetin emrettiği istikamette kardeş olmayı, kardeş kalmayı olmazsa olmaz şart olarak kabul eder, kardeşliğin şartlarını yerine getirmek için çırpınır durur, kardeşlerinin dertleri ile dertlenir, eli ulaşmasa, kolu kavuşmasa bile gönülden onları destekler, gönülden onların safında yer alır ve dua eder.
Mizaç meselesi…
Birileri de vardır, Müslümanlık iddiasını sürdürmekle beraber sürekli kardeşlerine sırtını döner, kardeşlerinin düşmanları ile içli-dışlıdır, can-ciğerdir, omuz-omuza, diz dizedir, din kardeşliğinden bahseder ama kardeşliğin hiçbir şartını yerine getirmez.
Mizaç meselesi…
Birileri vardır, mesela Irak işgal edilirken haçlı işgalcilerin yanında yer alınmasından şikayetçidir, onlara her türlü yolların açılmasından rahatsızdır, aynı şekilde Libya işgalinde haçlı işgalcilerin safında görünmekten son derece şikayetçi ve rahatsızdır, mesela Malatya'ya yerleştirilen füze rampasından dolayı uykuları kaçmaktadır.
Mizaç meselesi…
Kimileri de vardır, "ne yapılmışsa doğru yapılmıştır" şarkısını terennüm etmektedir, Irak'ta katledilen bir buçuk milyon, Libya'da katledilen yüz binler onu zerre kadar rahatsız etmemektedir, İran'a karşı ve fakat İsrail'i korumaya yönelik olduğu kesinleşen füze rampası meselesi ilgi alanına bile girmemektedir.
Mizaç meselesi…
Rahatlıkla anlaşılacağı gibi birinci şıkta tasvir etmeye çalıştığımız tip, bu toprağın, bu coğrafyanın, İslam medeniyetinin öz çocuğudur, hassasiyetlerini, kırmızı çizgilerini muhafaza etmekte direnen Anadolu delikanlısıdır.
Yine rahatlıkla anlaşılacağı gibi ikinci şıkta tasvir etmeye çalıştığımız tip belki bedenen, fiziki olarak bu toprakların çocuğudur ama zihnen ve gönül itibariyle düşmanlar adına devşirilmiş olan bu coğrafyanın kayıp çocuklarıdır.
Mizaç olarak bu coğrafyanın düşmanlarının istedikleri kıvama gelmiş olan ikinci şıktaki tipler de, çocukları ve torunları da Anadolu delikanlılarının elleri ve gayretleri ile kurtulacaklardır.
Mizacını muhafaza edenlere selam olsun.
Bayrağa toz kondurmaz, bağımsızlıktan asla taviz vermez, vatana dil uzatanın anında haddini bildirir, ağzının payını verir.
Mizaç meselesi…
Adam vardır, lakayıttır, ilgisiz-alakasızdır, vatan bayrak, bağımsızlık konularında hiçbir hassasiyeti yoktur, "dünya yansa bir bağ otu yanmaz" rahatlığında yaşayıp gider.
Mizaç meselesi…
Biri vardır mukaddesatın davacısı ve takipçisidir, mukaddesatın üzerine bina edilen kültürel değerleri çocuklarına ve torunlarına aktarma gayreti içindedir, zihninde ve hayatında onların apayrı bir yeri vardır, batıl ve muharref inançlarla karıştırılmasına asla razı olmaz.
Mizaç meselesi…
Biri de vardır, zihni ve gönlü karmakarışıktır, Hak-batıl hassasiyetini kaybetmiştir, doğru-yanlış ölçüleri pembeleşmiştir, ezan sesine de çan sesine de aynı tepkiyi ya da tepkisizliği verir, az önce namaz kıldığı camide biraz sonra kilise ayini yapılmasından rahatsız olmaz.
Mizaç meselesi…
Birileri vardır, Kur'an ve Sünnetin emrettiği istikamette kardeş olmayı, kardeş kalmayı olmazsa olmaz şart olarak kabul eder, kardeşliğin şartlarını yerine getirmek için çırpınır durur, kardeşlerinin dertleri ile dertlenir, eli ulaşmasa, kolu kavuşmasa bile gönülden onları destekler, gönülden onların safında yer alır ve dua eder.
Mizaç meselesi…
Birileri de vardır, Müslümanlık iddiasını sürdürmekle beraber sürekli kardeşlerine sırtını döner, kardeşlerinin düşmanları ile içli-dışlıdır, can-ciğerdir, omuz-omuza, diz dizedir, din kardeşliğinden bahseder ama kardeşliğin hiçbir şartını yerine getirmez.
Mizaç meselesi…
Birileri vardır, mesela Irak işgal edilirken haçlı işgalcilerin yanında yer alınmasından şikayetçidir, onlara her türlü yolların açılmasından rahatsızdır, aynı şekilde Libya işgalinde haçlı işgalcilerin safında görünmekten son derece şikayetçi ve rahatsızdır, mesela Malatya'ya yerleştirilen füze rampasından dolayı uykuları kaçmaktadır.
Mizaç meselesi…
Kimileri de vardır, "ne yapılmışsa doğru yapılmıştır" şarkısını terennüm etmektedir, Irak'ta katledilen bir buçuk milyon, Libya'da katledilen yüz binler onu zerre kadar rahatsız etmemektedir, İran'a karşı ve fakat İsrail'i korumaya yönelik olduğu kesinleşen füze rampası meselesi ilgi alanına bile girmemektedir.
Mizaç meselesi…
Rahatlıkla anlaşılacağı gibi birinci şıkta tasvir etmeye çalıştığımız tip, bu toprağın, bu coğrafyanın, İslam medeniyetinin öz çocuğudur, hassasiyetlerini, kırmızı çizgilerini muhafaza etmekte direnen Anadolu delikanlısıdır.
Yine rahatlıkla anlaşılacağı gibi ikinci şıkta tasvir etmeye çalıştığımız tip belki bedenen, fiziki olarak bu toprakların çocuğudur ama zihnen ve gönül itibariyle düşmanlar adına devşirilmiş olan bu coğrafyanın kayıp çocuklarıdır.
Mizaç olarak bu coğrafyanın düşmanlarının istedikleri kıvama gelmiş olan ikinci şıktaki tipler de, çocukları ve torunları da Anadolu delikanlılarının elleri ve gayretleri ile kurtulacaklardır.
Mizacını muhafaza edenlere selam olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025