logo
28 OCAK 2025

MİT'in açıklamasına farklı bir bakış

11.01.2007 00:00:00
Son günlerde gündemin ana başlıklarından birisi MİT Müsteşarının yaptığı açıklamadır. Açıklamada ulus devletin tehdit altında olduğu ifade ediliyor. Coğrafyamızdaki sınırların değişeceğinden bahsediliyor ve derhal önlem alınması gerektiği ifade ediliyor. Devamında, savunmada kalınmaması ve atak bir politika izlenmesi gerektiğinden bahsediliyor. Bu konuda hemen hemen herkes düşüncelerini açıkladılar. Anlaşılan, konunun önemi herkes tarafından paylaşılıyor. İlk bakışta, Sayın MİT müsteşarına katılmamak elde değil, ancak burada bir-iki sorunun cevabını aramak gerekir. Birincisi: açıklamanın zamanlaması. Sayın müsteşarın izah ettiği manzaranın artık tanıma ihtiyacı kalmadı. Yani ateş bacayı sarmış durumda. Niçin açıklama için bu gün seçildi. Evet, bizde sayın müsteşara katılıyoruz katılmasına ama, niçin yıllar önce değil de şimdi açıklama yapılmıştır. Çözüm üretme konusunda, AKP hükümetinin bu krizi Türkiye adına yönetebilmesi mümkün değildir. Zaten yaşanan bu olumsuz tabloda aslan payı onlara aittir. İçerde ve dışarıda ulusal duruş en büyük darbeyi bunların sayesinde almıştır. Neden diyeceksiniz. Dikkat edilirse Türkiye'nin ve coğrafyamızın yaşadığı tablo, bizzat ABD tarafından açıklanan BOP kapsamında planlı olarak şekillenmektedir. Hiçbir adım tesadüf değildir. Önce sivil toplum kuruluşları, basın-yayın, iş çevresi, siyaset çevresinden temsilciler seçilmekte. Bunlar uygun mevzilere getirilerek operasyon başlatılmaktadır. Daha sonra adım adım Afganistan, Irak, Somali. safhasına gelinmektedir. Gerekçe ise hazır: Amerikan güçleri saldırı sırası nereye gelmişse, sözde teröristlerin orada gizlendiği belirtilir ve militanlara yönelik saldırılar düzenler ve yeni bir safhaya geçilmiş olur. Bütün bu gelişmeler olurken, Sayın AKP hükümeti ve başbakan Erdoğan hakkında 'böyle devlet mi yönetilir' soruları yöneltiliyor. Aslında bu sorunun cevabı da kapalı değil. Sayın başbakan BOP veya resmi adıyla Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Girişiminde Bush'un eşbaşkanı, ABD'nin isteği ile bu proje çerçevesinde 'medeniyetler buluşması'nda da eşbaşkanlık görevini yürütüyor. ABD'ye 'EŞBAŞKAN' olmak ne anlama gelir. Elbette onların projelerini uygulamayı gerektirir. Yoksa elin oğlu seni kendine 'eş' seçer mi. Yani ha o olmuş ha sen, eşbaşkanlık bu anlama gelir. Artık siz anlayın, niçin Türkiye bu vaziyette. Yine siz anlayın, ülkemizi kim yönetiyor. Bu anlayışta olan bu hükümetle sorunların çözülmesi mümkün değildir. Hükümetin görünüşte izle-gör politikası izlediği söylense de, ifade eksiktir. Çünkü içte ve dışta uygulanan politikalarda kendi iç dinamiklerimize göre değil de, dış güçler adına hareket edildiği için denge merkezi tamamen dışımıza kaymıştır. Ülke olarak kırmızı çizgilerimiz bile kalmamıştır. Hele son yaşanan, Kıbrıs'taki "lokmacı köprüsü"nün yıkılışı sürecinde cümle âlemin gözü önünde, siyaset tarafından, AB adına TSK bile by-pass edilmiştir. Bunlar acı gelişmelerdir ve daha acı gelişmelerin de habercisidir. Bu anlayıştaki bir iktidarın daha aktif bir siyaset izlemesi demek, daha fazla batağa batmamız demektir. Gelelim ikinci soruya: bu vahim kriz manzarasını bu güne kadar seslendiren bir irade yok muydu? Gelinen noktaya elbette bir anda gelinmedi, bu bir sürecin sonucudur. Bu günler evvelden ön görülemedi mi? Veya öngörenlere gereken önem verildi mi? Bugünün kritik sorusu budur. Vardı da köşe bucak niçin milletin dikkatinden kaçırılmaya çalışıldı. Prof. Dr. Haydar Baş bey, 20 yıldan beri bugünleri haber veriyor. Ama çok şükür ki bütün dezenformasyona rağmen Sayın Baş milletimiz tarafından tanınan, sevilen ve umut olan bir lider konumuna gelmiştir. Çünkü Sayın Baş'ın bütün tespitleri gelişen hadiseler ve yaşanan olaylarla ispat edilmiştir. 20 sene önceki tespitleri, sohbetleri, makaleleri, kitapları; liderlik basiret ile öngörüsü ile sanki bu gün yapılmış gibi taptazedir. Sayın Baş'ı dün görmezden gelenlerin bu günkü tavır ve davranışları, onların millet karşısındaki kimliklerini de ortaya koyacak mihenk taşı olmaktadır. Gelelim sonuca; şartlar ne kadar ağır olursa olsun, mutlaka çözüm vardır. Türk milleti tarihi geçmişi içerisinde bu tarz güçlüklerden alnının akıyla kurtulmasını bilmiştir. Bugün de bu zorlukların üstesinden gelecektir. Sayın Baş'ın yıllardan beri altını çizdiği "birlik" mutlaka gerçekleştirilmelidir. Askerle-sivilin; devletle milletin birliği tesis edilmelidir. Güçlü bir ekonomiye sahip olunmalıdır. Sayın Baş'a ait olan "Milli Ekonomi Modeli" ile bu çok kısa sürede mümkün hale gelecektir. Halkımızın refah seviyesi arttırılarak namerde değil; merde bile muhtaç olmayacak seviyeye getirilmelidir. Bu da yine Sayın Baş'a ait olan "Sosyal Devlet Projesi" ile mümkün olacaktır. Manda siyasetinin terk edilmesi gerekmektedir. ABD'yi AB'yi ikna için sırada bekleyen lider profilinden kurtulmamız gerekmektedir. Yıllardan beri "Ne AB, Ne ABD Tek Çözüm Bağımsız Türkiye" diyen ve bu çizgiden zerre kadar taviz vermeyen Prof. Dr. Haydar Baş ve genel başkanı olduğu BTP çözümün gerçek adresidir. Bu açıklamalar da tarihe düşen notlardır. Bizzat milletimize durumun arzuhalidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
Damat’ın ifadesine ulaşıldı
Önce kendini kurtarmış
Trump ticaret savaşlarını yeniden başlatıyor mu?
BRICS ülkelerine yüksek tarife...
"Avrupa'ya Ukrayna üzerinden Rus gazı satmak istiyoruz"
Açıklama Peskov'dan geldi
ABD, göçmenleri sınır dışı etmede kararlı
Trump'ın 'sınır çarı' Tom Homan açıkladı
Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati
"Refah Sınır Kapısı yakında açılacak"
Gazze'den sonra Batı Şeria
İsrail ordusu saldırılarını genişletiyor
Ticaret Bakanlığı harekete geçti
Suriye'deki yeni yönetimden Türk makarnasına ağır vergi
Konya'da korkunç olay
4 kişilik aile evde ölü bulundu
Yediniz yediniz!
Hamsi severlere son çağrı
Ancak fındıkta durum farklı!
Her şeyin fiyatı zıplayıp duruyor
Bin 50 lira yerine 2 bin lira!
Elektrik faturalarında yeni dönem
'İhbar zorunlu değil'
Facia oteline ilişkin yeni ifadeler
Bursa'da deprem
Çevre illerden de hissedildi
Önce fahiş zam sonra kısmi indirim
Suriye ile gümrük vergisi anlaşması
BTP lideri küresel sömürü düzenini anlattı
Anahtar Milli Ekonomi Modeli
Damat’ın ifadesine ulaşıldı
Önce kendini kurtarmış
Trump ticaret savaşlarını yeniden başlatıyor mu?
BRICS ülkelerine yüksek tarife...
"Avrupa'ya Ukrayna üzerinden Rus gazı satmak istiyoruz"
Açıklama Peskov'dan geldi
ABD, göçmenleri sınır dışı etmede kararlı
Trump'ın 'sınır çarı' Tom Homan açıkladı
Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati
"Refah Sınır Kapısı yakında açılacak"
Gazze'den sonra Batı Şeria
İsrail ordusu saldırılarını genişletiyor
Ticaret Bakanlığı harekete geçti
Suriye'deki yeni yönetimden Türk makarnasına ağır vergi
Konya'da korkunç olay
4 kişilik aile evde ölü bulundu
Yediniz yediniz!
Hamsi severlere son çağrı
Ancak fındıkta durum farklı!
Her şeyin fiyatı zıplayıp duruyor
Bin 50 lira yerine 2 bin lira!
Elektrik faturalarında yeni dönem
'İhbar zorunlu değil'
Facia oteline ilişkin yeni ifadeler
Bursa'da deprem
Çevre illerden de hissedildi
Önce fahiş zam sonra kısmi indirim
Suriye ile gümrük vergisi anlaşması
BTP lideri küresel sömürü düzenini anlattı
Anahtar Milli Ekonomi Modeli
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.