Günlerdir savaş gündemini bu satırlara taşıyoruz. Türkiye eğer önünü görmeden sadece müttefikine güvenerek hareket ederse, İran'la sıcak çatışmaya girme ihtimalimiz elbetteki hayati önemde. Ancak savaş gündeminin yanında bu yılın nisan ayında gerçekleşecek cumhurbaşkanlığı seçimi ve yıl sonunda bizi bekleyen genel seçimlerde işlenmesi gereken önemli konular.Türk siyasetinde özellikle son dönemde okyanus ötesinden aldığı izin ile koltuk sahibi olmak bir gelenek halini aldı. 3 Kasım seçimlerinden evvel icazet almak için Washington yollarına düşen Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçimleri arifesinde de yine ABD yolarındaydı. Ancak icazeti dışarıdan alan Erdoğan koltuk sevdasına yaptığı feci icraatlarla daha fazla iktidarda kalamayacağının farkına varmış olmalı ki, seçim yaklaştıkça ağız değiştiriyor. Dört yıldır sadece koltuğunun bedelini ödeyeceği icraatlara imza atan Başbakan, sonunda milletini hatırladı. "Kurban olam ayına, yıldızına" bayrakları, Kerkük çıkışı, "AB bize karşı dürüst değil" açıklamaları samimiyetten çok uzak .Türk siyasileri milletten kopuk olabilir. Milletin beklentilerinden, değerlerinden uzak olabilir. Kendi iç çekişmelerine, iktidar mücadelesine dalmış olabilir. Ama Erdoğan'daki bu değişim de bir kez daha göstermektedir ki, millet özünü kaybetmemiştir. Yine vatan, bayrak, inanç peşindedir. Birlik, beraberlik yanlısıdır.Her seçim döneminde oy alabilmek için bu değerlerin arkasından prim yapmaya çalışanlar bu sefer başarıya ulaşmamalıdır. Çünkü 3 Kasım seçimlerinde aynı söylemlerle iktidara gelenler 4 sene içinde başta ekonomi olmak üzere ülkeyi 80 yıllık Cumhuriyet döneminde gelinen noktanın da gerisine taşımıştır.Milletimiz bu sefer sadece seçim döneminde vaat edilene kanmamalı, iktidarı boyunca ona hizmet edecek projeye, plana ve en önemlisi bu hizmet aşkına sahip olanları başa getirmelidir.Eğer böyle davranmaz da söylenenlere kanarsa başına gelecekler, bu 4 senede yaşananlardan daha da vahim olacaktır. Bu manada Türk siyasetinde yeni bir soluk olarak gördüğüm Bağımsız Türkiye Partisi'ni ve lideri Prof. Dr. Haydar Baş beyi gündem etmeden geçemeyeceğim. Milletin aradığı onun siyaseti, onun projeleri olduğu için özellikle gündeme taşınmıyor. "Aman sakın duyulmasın, ondan haberleri olursa kimse bize oy vermez" mantığı onu gizlemektedir. Prof. Dr. Haydar Baş'ın sosyal devlet projelerini kendilerine mal ederek halkın oylarına talip olanlar onun sırtından iktidara taşınmanın hesabındadır. Ben Türk Milletinin feraset ehli olduğuna inanıyorum . Sayın Erdoğan ve diğerleri, bu sefer millet "milliyetçilik oyununa " gelmeyecektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012