Bir ülkenin milli kurtuluş günlerinin hatırlanması, en az kurtuluş mücadeleleri kadar önem arz etmektedir. Verilen mücadelenin yeni nesillere izah edilerek, kazanılan zaferlerin kıymetinin idraki sağlandığı takdirde; vatan topraklarının kıymeti daha iyi bilinecektir.
Bu sebeple, yaşadığımız zaman diliminde muhtaç olduğumuz en önemli meselemiz, "milli tarih" şuurudur.
Okul çağından önce bile çocuklarımızın bilgi dağarcığında; tuttuğu takımın yabancı futbolcusunun adından tutun da, hangi tv kanalında hangi dizi filminin oynadığını, oyuncuların adını bilmesine rağmen, aziz vatanımızın bize emanet edilmesinde canlarını veren şehitlerimizin, gazilerimizin, vatan kahramanlarımızın adını bilmemesi bizi ziyadesiyle üzmektedir.
AB li dostlarımızı(!) üzmemek için kurtuluş günlerimiz artık şuur vermek adına değil de sembolik birkaç programla sadece "dost bizi alışverişte görsün" mantığı sergilenerek kutlanmaktadır.Verilen mücadelenin kimlere karşı verildiği, niçin verildiği genellikle hakkıyla anlatılmamaktadır.
"Daha dün vatan topraklarımızı işgal eden, uzaklardan gelip benim vatanımı işgal eden, çoluk çocuk demeden katleden bu barbarlarla nasıl birlikte olacağız?""Bu mu bizim birlikte olmak istediklerimiz?"Denilmesinden ve oynanan oyunun bozulmasından korkulduğu için "milli tarih" şuurunun oluşması engellenmektedir.
"Milli tarih" şuurunun gelişmesi demek, dün topraklarımızı işgal edenleri tanımak demektir. AB nin himayesi altına girmenin, dolayısıyla mandacılığı kabul etmek olacağının; millet tarafından öğrenilmesi demektir.
Çocukluk yıllarımdan hatırlıyorum, anne babalarımız bizi kurtuluş etkinlikleri törenlerine götürür; "Bak oğlum! Fransız gâvuru şurada şunu yapmış, burada bunu yapmış" diye eski günleri anlatmaya çalışırdı.
Bizde, milli duygularla coşkulu günler geçirirdik. Böylece, körpe dimağlarımız, vatan sevgisi ile donanırdı. Ama maalesef şimdi milletimiz bu duygulardan mahrum olarak yetişmektedir. Unutulmamalıdır ki; "Milli tarih" şuurundan yoksun yetiştirilen nesiller, vatanlarına gerektiği hassasiyetle sahip çıkamazlar.
Herkesin, başını ellerinin arasına koyup düşünme zamanı gelmiş geçmektedir. Her bir şehrimizin kurtuluş günleri olması, geçmişteki işgalin boyutunun anlaşılması bakımından çok önemlidir.
Tarihteki olayları hatırlatmak onlarla olan eski düşmanlıkları körüklemek amacına yönelik değildir. Sadece dostumuzu düşmanımızı tanıyıp, dost gibi görünüp bize yine düşmanlık edebileceklerini hatırlarımızdan çıkarmamak adınadır.
Çünkü işgalci güçler genellikle vampir çehrelerini maskeler de gelirler. Kötünün zihniyeti budur. Dünya ne çektiyse bugün birlikte olmaya can attığımız batılı haçlılardan çekmektedir. Yaptıkları zulüm ve işgalleri, "insan haklarını temin etmek"(!) adı altında yapmaktadırlar.
Gerçeklerden kaçış olamaz. Dost düşman iyi bilinirse ona göre davranışlar sergilenir. Öğleyse, kurtuluş günleri fırsat bilinip "milli tarih "şuurunun geliştirilmesine önem verilmelidir.
U?UR KEPEKÇİ
www.ugurkepekci.com
ukepekci@hotmail.com
Bu sebeple, yaşadığımız zaman diliminde muhtaç olduğumuz en önemli meselemiz, "milli tarih" şuurudur.
Okul çağından önce bile çocuklarımızın bilgi dağarcığında; tuttuğu takımın yabancı futbolcusunun adından tutun da, hangi tv kanalında hangi dizi filminin oynadığını, oyuncuların adını bilmesine rağmen, aziz vatanımızın bize emanet edilmesinde canlarını veren şehitlerimizin, gazilerimizin, vatan kahramanlarımızın adını bilmemesi bizi ziyadesiyle üzmektedir.
AB li dostlarımızı(!) üzmemek için kurtuluş günlerimiz artık şuur vermek adına değil de sembolik birkaç programla sadece "dost bizi alışverişte görsün" mantığı sergilenerek kutlanmaktadır.Verilen mücadelenin kimlere karşı verildiği, niçin verildiği genellikle hakkıyla anlatılmamaktadır.
"Daha dün vatan topraklarımızı işgal eden, uzaklardan gelip benim vatanımı işgal eden, çoluk çocuk demeden katleden bu barbarlarla nasıl birlikte olacağız?""Bu mu bizim birlikte olmak istediklerimiz?"Denilmesinden ve oynanan oyunun bozulmasından korkulduğu için "milli tarih" şuurunun oluşması engellenmektedir.
"Milli tarih" şuurunun gelişmesi demek, dün topraklarımızı işgal edenleri tanımak demektir. AB nin himayesi altına girmenin, dolayısıyla mandacılığı kabul etmek olacağının; millet tarafından öğrenilmesi demektir.
Çocukluk yıllarımdan hatırlıyorum, anne babalarımız bizi kurtuluş etkinlikleri törenlerine götürür; "Bak oğlum! Fransız gâvuru şurada şunu yapmış, burada bunu yapmış" diye eski günleri anlatmaya çalışırdı.
Bizde, milli duygularla coşkulu günler geçirirdik. Böylece, körpe dimağlarımız, vatan sevgisi ile donanırdı. Ama maalesef şimdi milletimiz bu duygulardan mahrum olarak yetişmektedir. Unutulmamalıdır ki; "Milli tarih" şuurundan yoksun yetiştirilen nesiller, vatanlarına gerektiği hassasiyetle sahip çıkamazlar.
Herkesin, başını ellerinin arasına koyup düşünme zamanı gelmiş geçmektedir. Her bir şehrimizin kurtuluş günleri olması, geçmişteki işgalin boyutunun anlaşılması bakımından çok önemlidir.
Tarihteki olayları hatırlatmak onlarla olan eski düşmanlıkları körüklemek amacına yönelik değildir. Sadece dostumuzu düşmanımızı tanıyıp, dost gibi görünüp bize yine düşmanlık edebileceklerini hatırlarımızdan çıkarmamak adınadır.
Çünkü işgalci güçler genellikle vampir çehrelerini maskeler de gelirler. Kötünün zihniyeti budur. Dünya ne çektiyse bugün birlikte olmaya can attığımız batılı haçlılardan çekmektedir. Yaptıkları zulüm ve işgalleri, "insan haklarını temin etmek"(!) adı altında yapmaktadırlar.
Gerçeklerden kaçış olamaz. Dost düşman iyi bilinirse ona göre davranışlar sergilenir. Öğleyse, kurtuluş günleri fırsat bilinip "milli tarih "şuurunun geliştirilmesine önem verilmelidir.
U?UR KEPEKÇİ
www.ugurkepekci.com
ukepekci@hotmail.com
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025