Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Sayın Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in uzun yıllardır üzerinde çalıştığı Milli Ekonomi Modeli, geçtiğimiz hafta İstanbul'da uluslararası bir kongrede tartışıldı, müzakere edildi ve tüm dünyanın dikkatine arzedildi.Bu yazımız, bu konu üzerine yayınlanan yedinci yazı olacak. Fakat, hiç abartısız söylüyorum; mesele yedi değil, yetmişyedi, belki yüzyetmiş yedi kez yazılacak kadar mühim bir mesele. Böylesine mühim, böylesine milli bir mesele yazılı ve görsel medyamızda hak ettiği yeri alamadı, gereğince yankı bulamadı. Fakat, Anadolu basını, kongereyi başından itibaren canlı olarak yayınlamak suretiyle, milli meselelerde ulusal medyadan fersah fersah önde olduğunu ispat etti.Programın, özellikle finalini, tezin sahibi olan Haydar Hoca'nın konuşmasını yayınlayan Erzurum'un yerel kanallarından kanal 25'in yöneticilerine, çalışanlarına buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. Haydar Hoca'yı Kanal 25'ten takip eden hemşehrilerimizden çok sayıda telefon aldık. Hatta bazıları ekranda "canlı" ifadesini görünce hemen telefona sarılmış şöyle soruyordu: "Başkanım, program nerede, hangi salonda Sayın Genel başkanı görmek, bizzat sayonda dinlemek istiyoruz." Kongrenin İstanbul'da olduğunu öğrenince üzüntülerini ifade ediyorlardı.Program öncesi arayıp haberder ettiğimiz köylülerimizden bazılarını tekrar arayarak değerlendirme istedik. Kiminle görüştüysek, umutla dolduklarına şahit olduk ve Haydar Hoca'yı köy kahvesinde komşularla beraber izleyen bir kaç köyden şu doğrultuda haberler aldık: "Komşularımızdan bazıları, çifçiliği bırakmaya, tarlasını, motorunu satmaya karar vermişlerdi, Haydar Hoca'yı dinledikten sonra satmaktan vazgeçtiler."Mili Ekonomi Modeli'nin sadece haberi dahi Anadolu'da umutların yeşermesini sağlamış, müsbet anlamda dalgalanmalarına vesile olmuştur. Gönül isterdi ki, tez sahibinin bir partinin Genel Başkanı olması dışında, siyasetten izler taşımayan, tamamen ilmi bir kongre olan böyle bir organize, televizyonlarda, gazetelerde hak ettiği yeri alsın. Bu umut ışığı daha geniş kitlelere ulaşsın, ulaştırılsın.Fakat, çağlayan gürül gürül geliyor, önünde ne kadar, ne zamana kadar durabilirsiniz ki...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025