Millet olarak istense de istenmese de birçok kişinin aklına bile gelmeyecek gelişmelerle karşı karşıyayız. Aslında ülkemizin dokusunda meydana gelen tahribat neticesinde her türlü olumsuzluğa karşı maruz kalacağımız da akıldan uzak bir gelişme değildir. Bir ülke ki, bütün plan ve projelerini dışa endeksli hazırlarsa, onların emir ve direktifleriyle hareket edilirse mutlak bir yol ayrımına gelinmesi mukadderdir.
Manda ve himaye kabul edilemezGelinen nokta; "başkalarının aklıyla hareket edenler için yolun sonu gelmiştir." Çünkü akıl verenlerin arzuları gerçekleşmiş; bağımsızlığımızı kaybetmiş, ülke bölünmenin ve çökertilmenin eşiğine getirilmiştir. Milli devlet anlayışının yerinde yeller esmektedir. Büyükler boşuna dememişler; "elin atına binen çabuk iner" diye!Mustafa Kemal Atatürk'ün milli devlet kavramının üstünde ısrarla durmasının sebebi; yabancı devletlerin üzerimizdeki hesaplarını yakından bildiği içindir. Atatürk, uğruna her şeylerini feda ettikleri vatanlarını tekrar yabancıların tasarrufunun altına geçmemesi için onlardan bize bir fayda olmayacağını her fırsatta dile getirmiştir. O, yabancıların himayesi altında asla huzur ve saadet bulunamayacağını haykırmış, manda ve himayesini asla kabul etmemiş, mutlaka kendi gücümüzle ayakta kalmamızı işaret etmişti. Çünkü onun en önemli hasleti aziz milletimizin karakteri olan bağımsızlıktır.Atatürk, bağımsızlık mücadelesinde karşılaştıkları tehlikeli fikirlerden bahsederek; manda ve himaye isteyenlere rağmen, işgal kuvvetlerine karşı kurtuluş mücadelesini başlatmıştır. Bu konuda işin başında verdiği kararı Nutuk'ta şöylece dile getirmiştir.
Ya istiklâl ya ölüm!"Bu kararın dayandığı en güçlü muhakeme ve mantık şuydu: Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun istiklâlden yoksun millet, medeni insanlık dünyası karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye layık görülemez. Yabancı bir devletin koruyup kollayıcılığını kabul etmek insanlık vasıflarından yoksunluğu, güçsüzlük ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. Gerçekten de bu seviyesizliğe düşmemiş olanların, isteyerek başına bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez. Hâlbuki Türk'ün haysiyeti, gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir! O halde, ya istiklal ya ölüm! İşte gerçek kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktır." Bir an için, bu kararın uygulanmasında başarısızlığa uğranacağını farz edelim. Ne olacaktı? Esirlik! Peki efendim. Öteki kararlara boyun eğme durumunda sonuç bunun aynı değil miydi? Şu farkla ki, istiklali için ölümü göze alan bir millet, insanlık haysiyet ve şerefinin gereği olan bütün fedakârlığı yapmakla teselli bulur ve hiç şüphesiz, esirlik zincirini kendi elleriyle boynuna geçiren miskin, haysiyetsiz bir millete bakarak dost ve düşman gözündeki yeri bambaşka olur." (NUTUK)
Prof. Dr. Haydar Baş ile yeniden milli devlet anlayışıMustafa Kemal Atatürk'ün ölümünden sonra, milli devlet anlayışına maalesef uzun süre devam edilemedi. Hemen arkasından milletimizin rotası batıya çevrilmeye başlandı. Tarihimizde yaşanan o kadar acı örneklere rağmen; bakınız, daha bir asır bile olmadan onun işaret ettiği tehlikelerle yine karşı karşıya kaldık. AB politikalarıyla, ABD dayatmalarıyla ve içimizdeki taşeronlarıyla, gelinen son nokta meydandadır. Şimdi aklıselim düşünme zamanıdır. Yapılacak her demokratik seçim milletimiz için bir fırsattır. Bu fırsatı milletimiz kendi lehine çevirip, milli devlet anlayışına tekrar dönebilir. Tabiî ki; "milli devlet sosyal devlet", anlayışını savunan Bağımsız Türkiye Partisi hareketi ve onun lideri Prof. Dr. Haydar Baş'la birlikte olmak şartıyla?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025