BTP ve AKP Gaziantep'te birer etkinlik düzenlediler. Gayelerinin halka bir şeyler vermek olduğu iddiasında bulunmaları yeter şart değildir. Önemli olan milletin aldığı ve vermek istediği mesajdır. Madem ki hizmet milletedir öyleyse değerlendirmeyi de millet yapar.
AKP idare etmeyi beceremediği devletin icraatlarını, değişik vesilelerle halka güzel göstermek adına her fırsatı değerlendirmeğe çalışıyor. İktidar partisi olması hasebiyle yapmağa çalıştığı doğal bir harekettir. Çaresizlik zor bir iştir. Milletin derdine derman olmak için iktidar olmuş, milletin teveccühünü kazanmış. Aldığı oyların hesabını vermekte zorlanmaktadır.
Geçen cumartesi Gaziantep'te AK Partisi "yerel yönetimlerle'' alakalı bir konferans tertipledi. Program Şehit Kamil Belediyesi tarafından organize edildi. Konuşmacı, bir zamanların efsane belediye başkanı Doç. Dr. Halil Ürün idi.
Konferans salonuna gelindiğinde onları hiç de hayal etmedikleri bir manzara bekliyordu. 30-40 kişilik bir grup ön sıraları kapmışlar. Üzgün bakışlarla kapıdan gelebilecek dinleyicileri bekledi durdular. Ama nafile, şakşakçılar bile gelme tenezzülünde bulunmadılar. Bu bir hezimettir. İktidar partisi olacaksınız, genel başkan yardımcınıza konferans verdireceksiniz; kimse gelmeyecek. Bu hareketiyle millet bakınız ne diyor: "Benim, boş sözlere karnım tok'' Kaldırmış elini şamar atacağı enseyi seyrediyor. O ense AK Partisinin ensesidir. İktidar olmak ile milletin gönlünde olmak aynı şey değildir.
Gelelim ikinci etkinliğe: Aynı gün ve aynı saatlerde Bağımsız Türkiye Partisi Gaziantep İl Başkanlığı tarafından Gaziantep Kamil Ocak kapalı spor salonunda "Kuşatılan Türkiye' adlı bir program düzenledi.
Salona gelenler umdukları ve bekledikleri tablo ile karşılaşıyorlardı. Aman Allah'ım bu ne mahşeri kalabalık: Çoluk çocuk, kadın erkek, yaşlı genç, yani milletin kendisi orada. Bayrağını eline alan gelmiş salona. Prof. Dr. Haydar Baş şimdilerde mecliste vekil değil ama O milletin gönlünde asil bir yer tutmuş. Kalabalıklar adresi ile bütünleşmiş. "Üstad başbakan ola'' türküsü ile halay çekiyor. Konuşulanları öyle bir ilgi ile takip ediyor ki: Defalarca ayağa kalkan, avuçları patlarcasına alkış tutan salonun coşkusu görülmeğe değerdi doğrusu. Dinleyen coşuyor, konuşan coşuyor, salon adeta bir sevgi yumağına dönüşüyordu. Yüzler gülüyordu, çünkü dertlerinden anlayan bir millet sevdalısı çıkmıştı karşılarına.
Hazır Gaziantep'te iken keşke Doç. Dr. Halil Ürün Bey de salona gelseydi de aradıkları kalabalıkların adresini görseydi. Duruşunu hiçbir zaman kaybetmeyenin bir gün mutlaka muvaffak olacağını kendi gözleriyle görseydi. "Kuşatılan Türkiye'' fotoğrafında partisinin konumunu ve durumunu ya da kendi halini bir görseydi. Muhasebe açısından faydalı olurdu kanaatindeyim.
Gaziantep programından önce Kilis'te Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e gösterilen ilgiyi de değerlendirmek gerekir. BTP'ye, köyde olsun kent merkezinde olsun yoğun bir ilgi var. Yine aynı günlerde sayın Baş'ın Şanlıurfa'da gördüğü iltifat da oldukça dikkat çekiciydi. İnanıyorum ve görüyorum ki, bu duruş dalga dalga bütün yurt sathında yayılmaktadır. Aziz milletimizin verdiği mesajın iyi algılanması gerekir. Millet vatana ve vatana sahip çıkana sahip çıkmaktadır.
Uğur KEPEKÇİ
AKP idare etmeyi beceremediği devletin icraatlarını, değişik vesilelerle halka güzel göstermek adına her fırsatı değerlendirmeğe çalışıyor. İktidar partisi olması hasebiyle yapmağa çalıştığı doğal bir harekettir. Çaresizlik zor bir iştir. Milletin derdine derman olmak için iktidar olmuş, milletin teveccühünü kazanmış. Aldığı oyların hesabını vermekte zorlanmaktadır.
Geçen cumartesi Gaziantep'te AK Partisi "yerel yönetimlerle'' alakalı bir konferans tertipledi. Program Şehit Kamil Belediyesi tarafından organize edildi. Konuşmacı, bir zamanların efsane belediye başkanı Doç. Dr. Halil Ürün idi.
Konferans salonuna gelindiğinde onları hiç de hayal etmedikleri bir manzara bekliyordu. 30-40 kişilik bir grup ön sıraları kapmışlar. Üzgün bakışlarla kapıdan gelebilecek dinleyicileri bekledi durdular. Ama nafile, şakşakçılar bile gelme tenezzülünde bulunmadılar. Bu bir hezimettir. İktidar partisi olacaksınız, genel başkan yardımcınıza konferans verdireceksiniz; kimse gelmeyecek. Bu hareketiyle millet bakınız ne diyor: "Benim, boş sözlere karnım tok'' Kaldırmış elini şamar atacağı enseyi seyrediyor. O ense AK Partisinin ensesidir. İktidar olmak ile milletin gönlünde olmak aynı şey değildir.
Gelelim ikinci etkinliğe: Aynı gün ve aynı saatlerde Bağımsız Türkiye Partisi Gaziantep İl Başkanlığı tarafından Gaziantep Kamil Ocak kapalı spor salonunda "Kuşatılan Türkiye' adlı bir program düzenledi.
Salona gelenler umdukları ve bekledikleri tablo ile karşılaşıyorlardı. Aman Allah'ım bu ne mahşeri kalabalık: Çoluk çocuk, kadın erkek, yaşlı genç, yani milletin kendisi orada. Bayrağını eline alan gelmiş salona. Prof. Dr. Haydar Baş şimdilerde mecliste vekil değil ama O milletin gönlünde asil bir yer tutmuş. Kalabalıklar adresi ile bütünleşmiş. "Üstad başbakan ola'' türküsü ile halay çekiyor. Konuşulanları öyle bir ilgi ile takip ediyor ki: Defalarca ayağa kalkan, avuçları patlarcasına alkış tutan salonun coşkusu görülmeğe değerdi doğrusu. Dinleyen coşuyor, konuşan coşuyor, salon adeta bir sevgi yumağına dönüşüyordu. Yüzler gülüyordu, çünkü dertlerinden anlayan bir millet sevdalısı çıkmıştı karşılarına.
Hazır Gaziantep'te iken keşke Doç. Dr. Halil Ürün Bey de salona gelseydi de aradıkları kalabalıkların adresini görseydi. Duruşunu hiçbir zaman kaybetmeyenin bir gün mutlaka muvaffak olacağını kendi gözleriyle görseydi. "Kuşatılan Türkiye'' fotoğrafında partisinin konumunu ve durumunu ya da kendi halini bir görseydi. Muhasebe açısından faydalı olurdu kanaatindeyim.
Gaziantep programından önce Kilis'te Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e gösterilen ilgiyi de değerlendirmek gerekir. BTP'ye, köyde olsun kent merkezinde olsun yoğun bir ilgi var. Yine aynı günlerde sayın Baş'ın Şanlıurfa'da gördüğü iltifat da oldukça dikkat çekiciydi. İnanıyorum ve görüyorum ki, bu duruş dalga dalga bütün yurt sathında yayılmaktadır. Aziz milletimizin verdiği mesajın iyi algılanması gerekir. Millet vatana ve vatana sahip çıkana sahip çıkmaktadır.
Uğur KEPEKÇİ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012