Miçotakis Türkiye'yi suçladı
Türkiye’nin sınırları açmasından sonra 145 binden fazla sığınmacı Yunanistan’a geçti. Sığınmacı akını üzerine konuşan Yunan Başbakan Miçotakis, göçmen anlaşmasının Türkiye yüzünden 'öldüğünü' söyledi. AB Yüksek Temsilcisi Borrell de önceki gün Türkiye’nin mültecileri "pazarlık kozu olarak kullanmasından" vazgeçmesi gerektiğini dile getirmişti. Dışişleri Bakanlığı, Borell’in açıklamalarına tepki gösterdi
07.03.2020 17:48:00





Türkiye'nin kapıları açma kararından sonra başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerine gitmek isteyen sığınmacıların, Edirne'den Yunanistan'a geçmek için mücadeleleri devam ediyor. Birçok kentten toplanarak Meriç Nehri kıyılarına gelen sığınmacılar bir şekilde sınırı aşarak Yunanistan'a geçiyor. İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasında göre Edirne'den Yunanistan'a geçenlerin sayısı 145 bine ulaşmış durumda. Türkiye'nin Ege Denizi'nden sığınmacı geçişlerini güvenli olmadığı gerekçesiyle izin verilmeyeceğini açıklamasından sonra Meriç Nehri bölgesine sığınmacı akınında belirgin bir artış oldu. Yunanistan sınır polisinin müdahaleleriyle artan gerilim de devam ediyor. Pazarkule sınır kapısı ile Yunanistan arasındaki tampon bölgede toplanan sığınmacılara Yunanistan tarafından sık sık göz yaşartıcı gaz ve sis bombası atılıyor. Zaman zaman da TOMA'lardan sığınmacıların üzerine tazyikli su sıkılıyor. Yunan polisi plastik ve gerçek mermilerle sığınmacıların üzerine ateş açtığı da oluyor.
Türk polisini görmeleri yetti
Yunanistan'ın sınır hattında görev yapan güvenlik güçlerinin sınırı geçen sığınmacıları Türkiye'ye geri dönmeye zorladıkları için Türkiye, sınır hattına özel harekat polisleri sevketmişti. Meriç Nehri'nde güvenliği sağlamak üzere özel harekat polisleri konuşlanmaya başlayınca Yunan askerleri geri çekildiği bilgileri geliyor. Meriç Nehri boyunca bin özel harekat polisinin yerleştirilmesi kararı alınmasının ardından farklı illerden gelen ekipler Meriç'te güvenliği sağlamaya başladı. Öte yandan, daha önce aynı bölgede Yunanistan sınır birlikleri ve Frontex askerleri nehir kenarı ve nehirde devriye atarken Türk özel harekat polislerinin gelmesinin ardından bölgeden çekilmeleri dikkat çekti.
Miçotakis: Krizi büyüten biz değiliz
Avrupa'ya doğru başlayan ve sayıları birkaç günde 150 bine yaklaşan sığınmacı akını başta Yunanistan olmak üzere tüm Avrupa ülkelerini kara kara düşündürüyor. Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, CNN televizyonuna yaptığı açıklamada, Türkiye ve Avrupa Birliği arasında 2016 yılında yapılan göçmen anlaşmasının Türkiye yüzünden 'öldüğünü' iddia etti. Miçotakis, "Suriye'de olanlar yüzünden Türkiye'nin anlaşmayı tamamen delmesi üzerine anlaşma öldü" ifadesini kullandı. Miçotakis, "Avrupa'nın Türkiye'nin şantajlarına boyun eğmeyeceğini" ifade ederken "Krizi büyüten biz değiliz, sınırlarımızı koruyoruz" sözlerini sarf etti.
Dışişleri'nden tepki
6 Mart'ta düzenlenen Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları (Dış İlişkiler Konseyi) Olağanüstü Toplantısı'ndan sonra düzenlediği basın toplantısında AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de Türkiye'nin kapıları açmasının 2016'da imzalanan anlaşmanın çiğnenmesi anlamına geldiğini söylemişti. Borrell, Türkiye'deki mülteci yükünün farkında olduklarını, 6 milyar eurodan daha fazla yardımda bulunabileceklerini ancak Türkiye'nin önce mültecileri "pazarlık kozu olarak kullanmasından" vazgeçmesi gerektiğini dile getirmişti. Bu açıklamaya Dışişleri Bakanlığı'ndan sert tepki geldi. "Dünyada en fazla sayıda mülteciye en iyi şekilde ev sahipliği yapan bir ülkeyi göç konusunu siyasi bir amaçla kullanmakla itham etmek, yıllardır maruz kaldığımız ikiyüzlü yaklaşımın yeni bir göstergesidir" ifadeleriyle tepki gösteren Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, "AB'nin, uluslararası hukuk ve insan haklarını ihlal eden ve sınırına gelen masum insanlara her türlü eziyeti reva gören Yunanistan'a arka çıkarak kendi ilke ve değerleriyle çelişmesi ise ayrıca ibret vericidir" ifadesi kullanıldı.
Anlaşmada ne vardı?
Türkiye ile AB arasındaki 'öldü' denilen söz konusu göçmen anlaşması, 18 Mart 2016'da gerçekleşen Türkiye-AB zirvesi sonrası yürürlüğe girdi. Anlaşma kamuoyunda '18 Mart Mutabakatı', 'Göçmen Mutabakatı' olarak biliniyor. Anlaşmada özetle şu şartlar yer alıyordu:
Türk polisini görmeleri yetti
Yunanistan'ın sınır hattında görev yapan güvenlik güçlerinin sınırı geçen sığınmacıları Türkiye'ye geri dönmeye zorladıkları için Türkiye, sınır hattına özel harekat polisleri sevketmişti. Meriç Nehri'nde güvenliği sağlamak üzere özel harekat polisleri konuşlanmaya başlayınca Yunan askerleri geri çekildiği bilgileri geliyor. Meriç Nehri boyunca bin özel harekat polisinin yerleştirilmesi kararı alınmasının ardından farklı illerden gelen ekipler Meriç'te güvenliği sağlamaya başladı. Öte yandan, daha önce aynı bölgede Yunanistan sınır birlikleri ve Frontex askerleri nehir kenarı ve nehirde devriye atarken Türk özel harekat polislerinin gelmesinin ardından bölgeden çekilmeleri dikkat çekti.
Miçotakis: Krizi büyüten biz değiliz
Avrupa'ya doğru başlayan ve sayıları birkaç günde 150 bine yaklaşan sığınmacı akını başta Yunanistan olmak üzere tüm Avrupa ülkelerini kara kara düşündürüyor. Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, CNN televizyonuna yaptığı açıklamada, Türkiye ve Avrupa Birliği arasında 2016 yılında yapılan göçmen anlaşmasının Türkiye yüzünden 'öldüğünü' iddia etti. Miçotakis, "Suriye'de olanlar yüzünden Türkiye'nin anlaşmayı tamamen delmesi üzerine anlaşma öldü" ifadesini kullandı. Miçotakis, "Avrupa'nın Türkiye'nin şantajlarına boyun eğmeyeceğini" ifade ederken "Krizi büyüten biz değiliz, sınırlarımızı koruyoruz" sözlerini sarf etti.
Dışişleri'nden tepki
6 Mart'ta düzenlenen Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları (Dış İlişkiler Konseyi) Olağanüstü Toplantısı'ndan sonra düzenlediği basın toplantısında AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de Türkiye'nin kapıları açmasının 2016'da imzalanan anlaşmanın çiğnenmesi anlamına geldiğini söylemişti. Borrell, Türkiye'deki mülteci yükünün farkında olduklarını, 6 milyar eurodan daha fazla yardımda bulunabileceklerini ancak Türkiye'nin önce mültecileri "pazarlık kozu olarak kullanmasından" vazgeçmesi gerektiğini dile getirmişti. Bu açıklamaya Dışişleri Bakanlığı'ndan sert tepki geldi. "Dünyada en fazla sayıda mülteciye en iyi şekilde ev sahipliği yapan bir ülkeyi göç konusunu siyasi bir amaçla kullanmakla itham etmek, yıllardır maruz kaldığımız ikiyüzlü yaklaşımın yeni bir göstergesidir" ifadeleriyle tepki gösteren Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, "AB'nin, uluslararası hukuk ve insan haklarını ihlal eden ve sınırına gelen masum insanlara her türlü eziyeti reva gören Yunanistan'a arka çıkarak kendi ilke ve değerleriyle çelişmesi ise ayrıca ibret vericidir" ifadesi kullanıldı.
Anlaşmada ne vardı?
Türkiye ile AB arasındaki 'öldü' denilen söz konusu göçmen anlaşması, 18 Mart 2016'da gerçekleşen Türkiye-AB zirvesi sonrası yürürlüğe girdi. Anlaşma kamuoyunda '18 Mart Mutabakatı', 'Göçmen Mutabakatı' olarak biliniyor. Anlaşmada özetle şu şartlar yer alıyordu:
• 20 Mart 2016 itibariyle Türkiye'den Yunan adalarına geçen tüm yeni düzensiz göçmenler Türkiye'ye iade edilecek.
• Yunan adalarından Türkiye'ye iade edilen her bir Suriyeli için Türkiye'den bir diğer Suriyeli AB'ye yerleştirilecek (1'e 1 formülü).
• Türkiye, AB'ye yönelen yeni düzensiz göç güzergahlarının oluşumunu engelleyecek, deniz ve kara güzergahlarını önlemek için her türlü tedbiri alacak ve bu doğrultuda AB'nin yanı sıra komşu devletlerle de işbirliği yapacak.
• 2016 yılı Haziran ayı sonuna kadar tüm kıstasların karşılanması şartıyla Türkiye lehine vize kolaylığı ve vize muafiyeti hususları değerlendirilecek, hız verilecek.
• AB, Türkiye için Sığınmacı Mali İmkanı kapsamında başlangıç olarak tahsis edilen 3 milyar euronun ödenmesini hızlandıracak ve 2018'in sonuna kadar 3 milyar euroluk ilave bir fonu devreye sokacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.