Mevlana, yukarıda zikrettiğimiz hikaye ile ilgili beyitlerine şöyle devam eder:"Kur'ân'da Eshab-ı Darvan kıssasını okumuşsundur. Onu okuduğun ve neticesini anladığın halde neden hilekarlığa kalkıyorsun?" "Bir kaç ahmak bazı fakirlerin rızkını kesmek için hilekarlığa kalkıştılar ve karşı karşıya oturup sabaha kadar hile düşündüler.""O kötü hasleti ahmaklar, sırlarını Allah (c.c.) işitip de fukaraya haber vermesin diye güya fısıltı ile konuştular. Dil kalpten gizli iş görmeye kalkıştı.""Ey insan! Şimdi gaflet pamuğunu kulağından çıkar ve at. Darvanlılar gibi fukaranın rızkına göz dikme!"Fakr u zaruret içinde kıvranan kimsenin sefalet hikayesine gönül ver! Gönül hastalarının dertlerini dinle ve onların dertlerini paylaş!""Fakr u zaruret içinde boğulan gönüller, dumanla dolu bir eve benzer. Sen onların derdini dinlemek suretiyle o dumanlı eve bir pencere aç ki, onun dumanı çekilsin ve senin de kalbin rakikleşip ruhun incelsin."* * *Yine Mevlana Hazretleri bazı beyitlerinde ahmakların vasıflarını şu şekilde anlatır:"Ahmak herkesin ölümünü işitir de kendi ölümünü hiç hatırına getirmek istemez.""Herkesin ayıp ve kusurunu kılı kırk yararcasına araştırır, görür ve etrafa yayar. Fakat hamakatinden dolayı kendisinin zerre kadar ayıbını görmez."O dünyaya öyle bir dalıp aldanmıştır ki her şeyin terk edileceğini çok iyi bildiği halde soyulmaktan korkar. Halbuki çıplak kimsenin, kendisini hırsızların soyacağından korkması ne tuhaf bir şeydir!"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.