Almanya'nın Sesi Radyosu'nun Berlin'deki Bilim ve Politika Vakfı'nın AB ve Türkiye uzmanı Dr. Heinz Kramer'le söyleşisi: SORU: Almanya'daki erken genel seçimin sonuçları 3 Ekim'de başlaması öngörülen AB-Türkiye tam üyelik müzakerelerini olumsuz biçimde etkileyebilir mi? Buna bağlı olarak Berlin'in orta ve uzun vadede Türkiye politikasının nasıl şekilleneceğine ilişkin şimdiden bir saptama yapmak mümkün mü? KRAMER: Öncelikle üyelik müzakereleriyle, seçim sonuçları arasında herhangi bir ilişki kurmak doğru değil. Her şeyden önce seçim sonuçlarının, Türkiye ile 3 Ekim'de başlayacak üyelik müzakerelerine kuvvetle muhtemel ki hiçbir etkisi olmayacak. Tam üyelik görüşmeleri planlandığı tarihte başlayacak ve olağan bürokratik seyrini sürdürecek. Orta ve uzun vadede Almanya'nın Türkiye politikasına ilişkin net bir saptama yapmak hayli zor. Halen çeşitli koalisyon formülleri üzerinde duruluyor. Bu ancak yeni hükümet kurulduktan sonra belirginleşecek. Büyük koalisyon ihtimalinin gerçekleşmesi halinde Sosyal Demokratlar ve Birlik Partileri dengeli olmaya özen gösterecektir. Bu durumda Almanya'nın Türkiye politikası Sosyal Demokrat-Yeşiller iktidarının Ankara'ya kayıtsız şartsız destek stratejisinden biraz sapabilir; ancak yine de, mevcut yaklaşımdan çok daha farklı olmayacaktır. Güç dengesinin Hristiyan Demokrat Birlik lehine olacağı diğer koalisyon olasılıklarındaysa, Türkiye'nin AB üyeliğinin derhal engellenmesi yoluna gidilmeyecektir. Ancak uzun vadede bu konunun gündemden kalkması için çaba gösterilmesi de kuvvetle muhtemel. İster imtiyazlı ortaklık, isterse başka bir formül olsun, Birlik Partileri tam üyelik dışı alternatiflerin gerçekleşmesi için çaba gösterecektir. SORU: Hıristiyan Birliğin başbakan adayı olarak seçimlere giren Merkel'in Türkiye konusunu önemli bir seçim malzemesi haline getirmesi hata mıydı? Gerçekten de 600 bine yakın Türk kökenli seçmenin oyu seçimin ve Merkel'in kaderi üzerinde etkili oldu mu? KRAMER. Bence Türkiye seçim kampanyası boyunca önemli bir konu değildi. Sadece son haftalarda kararsız seçmenleri etkilemek için bu konu gündeme getirildi. Ancak Birlik Partilerinin beklenenin çok altında oy almasının asıl nedeni iç politikadaki argümanlarının kötü olmasıydı. Seçmenler ekonomik ve sosyal politika alanlarında Birlik Partilerinin ülkeyi nereye götüreceğini tam olarak kestiremedi, bu da Merkel'in beklentilerin gerisinde kalması sonucunu doğurdu. Türkiye konusu, sadece Türk kökenli Alman seçmenler için önemli bir tercih nedeniydi. Bu seçim sonrası yapılan anketlerden de anlaşılıyor, ancak Türk kökenli seçmenlerin oyları Sosyal Demokratları meclisteki en güçlü parti konumuna getirmekte bu kez yetersiz kaldı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.