Meltem Medya

Siyonist-Haçlı ittifakı, emperyalist politikalarını hayata geçirmek, devletleri ve milletleri sömürmek için belirledikleri coğrafyalardan insanlar seçerler. Yedirir, içirir, giydirip, kafalarına kendi formatlarını atıp, gönüllerine ise dünyalık arzu ve istekleri yerleştirirler. Bu esareti kabul etmiş insanları daha önceden kontrole aldıkları medya aracılığıyla milletin önüne sürerler. Kimi mücahit lakaplıdır. Kimi Atatürkçü, kimi laik, kimi liberal vs. ve yarıştırılırlar. Zaman ve şartlara uygun olarak işaret ettikleri, güç ve iktidar sahibi olur.    Kısaca, dünya üzerinde emperyalizmi ayakta tutan en büyük güç medyadır. Ülkemizde de durum böyledir.Milli Mücadele yıllarından buyana medya, hep Batı yanlısı bir tutum içindedir. O yıllarda gerek İstanbul medyası ve gerekse Anadolu'da çeşitli sıfatlarla öne çıkan isimler hep haçlı uşaklığını yapmıştır. Kimin adına? Sözde, İslam, halife, padişah, devlet adına... Vatan işgal edilmiş. İnsanımız katlediliyor, namuslar kirleniyor. Atatürk, milleti bir araya getirip, bu haçlı ittifakına karşı milli bir mücadeleye girişiyor. İşte bahsettiğim bu insanlar gerek gazetelerinde, vaazların ve gerekse uçaklardan atılan sözde fetvalarında, milli mücadele veren kahramanlarımızı "kâfir" ilan ediyor. İşte o zihniyetin çocukları bugün de aynı mücadeleyi veriyor. Kime karşı? Bu milleti tekrar ayağı kaldıracağım, dünya devleti yapacağım, siyasetimiz milli olacak, ekonomimiz milli olacak, ordumuz milli olacak, diyen ve bu iddialarını uluslararası arenada ispat eden Prof. Dr. Haydar Baş'a karşı. Ama geçmişte olduğu gibi yine kaybedecekler?Konuyu biraz daha güncellersek?Ülkemiz hayati bir süreçten geçiyor. Her gün ayrı bir gündem. Ve bu gündemlerin hemen hepsi devlet ve millet için en hayati sayılan konulardan oluşuyor. Ama bakıyorsunuz! demokrasi ve ifade özgürlüğünün olduğu iddia edilen ülkemizde vatandaştan "çıt" çıkmıyor. Neden? Çünkü medya, siyasetin emrinde ve ona göre yayın yapıyor. Halk, ya yönlendirilmiş veya korkutulmuş. Tabi iktidarın hayati yanlışlarına ve muhalefetin aczine "hayır" diyen medya grupları yok mu? Var tabii ki. Ama iktidar bu medya gruplarını da, kendi menfaati için dizayn ettiği kurum ve kanunlarla susturmaya çalışıyor. Bu noktada Meltem Medya gurubuna ayrı bir parantez açmak lazım. Meltem Medya gurubu, milletin sesidir. Yayınıyla, yorumuyla, haberiyle, sermayesiyle yani her şeyiyle millidir. Haliyle hükümetin hedefindedir. İşin ilginci hükümetin baskısından ve kestiği cezalardan şikâyet eden sözde medya gurupları, kendilerinin kaldıramayacağı ceza ve baskılara maruz kalan Meltem Medya gurubunu görmezden gelmektedirler. Yapılan baskıları ve kesilen cezaları haber dahi yapmamaktadırlar. Haliyle sormak durumundayım; Siz de, hükümet gibi; bizim gibi düşünmeyen bizden değildir" anlayışında mısınz?Arkasında emperyalist sermayenin olmadığı medya kurumlarının tek geliri reklamdır. Hükümet ve alt kurumları fikirle susturamadıkları, para ile ele geçiremedikleri medya kurumlarını ele geçirmek için gelirlerine el atmıştır. Tabi hükümetin hedefi her zamanki gibi Meltem Medya Gurubudur. İşte bu bağlamda MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık konuyla ilgili olarak RTÜK'ten sorumlu Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a soru önergesi verdi.1-2011-2013 yıllarında ulusal veya bölgesel yayın yapan hangi TV kanallarına hangi gerekçelerle toplam ne kadar para cezası ve yayın durdurma cezası verilmiştir?2-Anılan yıllarda verilen bu cezaların yıllara göre dağılımı nasıl olmuştur? Kesilen cezaların ne kadarı tahsil edilmiştir?3-Son dönemde bazı TV kanallarında yer alan bitkisel gıda takviyesi ürünlerin tanıtımına yönelik reklamlar nedeniyle sık sık ceza kesildiği iddiaları doğru mudur?4-Anılan konuda reklam yapan TV kanallarına 2011, 2012 ve 2013 yıllarında toplam ne kadar ceza kesilmiştir? Kesilen cezaların hukuki ve yasal dayanakları nelerdir?5-Meltem Medya kurumlarında (Meltem TV, Mesaj TV, Kadırga TV, Kanal 99, Kanal 34, Köy TV) yayınlanan bitkisel gıda takviyesi ürünlerinin tanıtımına son aylarda oldukça yüksek miktarda cezalar kesildiği, ancak başka kanallarda yayınlanan benzeri bitkisel ürünler hakkında hiçbir işlem yapılmadığı, bu ayrımcılığın bazı ilaç kartellerinin baskısıyla ekonomik ve siyasi cezalandırma amaçlı olduğu iddiaları doğru mudur?6-Anılan TV kanallarında son 6 ay içinde kesilen cezalar toplamının değişimi nasıl olmuştur?7-Anılan kanallara kesilen cezalar için Mahkeme tarafından görevden alınan RTÜK Yayın İzleme Kurulu Başkanının özel talimatları bulunduğu ve anılan kişinin mahkeme kararlarına rağmen görevde tutulduğu iddiaları doğru mudur? Doğru ise bu tür hukuk dışı uygulamalara gidilmesinin sebepleri nelerdir?8-Anılan ürünlere ilişkin ruhsatların devletin ilgili kurumları tarafından verilmesine karşın aynı devletin başka kurumlarının söz konusu ürünlerin satılmaması için bütün siyasi mekanizmaları devreye sokarak haksız rekabete yol açması nasıl değerlendirilebilir?9-Anılan konuda yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi ve haksız rekabetin önlenmesi konusunda hükümetinizce hangi önlemler alınmış ya da alınmaktadır? (Mesaj Haber)Bakalım! Adalet ve Kalkınma iktidarı ne cevap verecek?