1994 yılında Meksika'da yaşanan krize bakıldığında temel nedenin, 1980'lerin sonunda ve 1990'ların başında olumlu konjonktürün etkisiyle ülkeye gelen çok kısa dönemli sıcak paranın, "değerlenmiş kur, yüksek cari ödemeler açığı, özel tasarruflardaki düşme ve politik istikrarsızlıklar"ı görerek ülkeden çıkmaya başlaması olduğu görülmektedir.
1990-1993 arası dönemde ülkeye özel yabancı sermaye girişi, 72.5 milyar dolar düzeyine çıkmıştır. 1994 yılına girildiğinde kimse bir kriz öngörmemiştir. Aksine 1993 sonunda NAFTA'ya girişin Amerikan Kongresi'nde onaylanması ile birlikte yabancı sermaye ile ilgili beklentiler daha fazla artmıştır.
ABD faizleri yükseltince, para çıkışı başladıKrizin çıkış sebebine baktığımızda, ABD'nin faizleri artırması ile başlayan süreçte global sermayenin parasını Meksika'dan geri çektiğini görüyoruz. Krizin neticesinde Meksika, global sermayenin bütün taleplerini kabul etmek zorunda kalmıştır. Ülkemizin son yıllarda verdiği son derece yüksek cari açığın problem olmadığını düşünen AKP iktidarı, bu açığın yurt dışından gelen sıcak para ile ve yüksek faiz ödenerek karşılandığını elbette bilmektedir. Enflasyon düştü ve ekonomi büyüdü iddiaları ise asla gerçeği yansıtmamakta; bilakis Meksika ve diğer krizleri bize hatırlatmaktadır. AB'nin dediklerini yaparsak sıcak para gelir iddiası ise, NAFTA ve Meksika ilişkisi örnekliğini atırlatmaktadır.
Krizlerin özellikleri birbirine benziyorBu krizleri çoğaltmak, bunlara Rusya ve Türkiye örneklerini de eklemek mümkündür. Ancak bilinmesi gereken gerçek şu ki, hepsinin temeli, sıcak para girişi ve piyasaların global sermaye sahiplerinin kontrolüne geçmesi ile alakalıdır. Bütün bunların önlenmesi elbette mümkün ve çok kolaydır; ama öncelikle bir zihin değişikliğine ihtiyacımız vardır. Milli Ekonomi Modeli'nin ölçüsü ile olaylara baktığımızda; ülkelerin ihtiyaç duyduğu sermaye birikiminin, maliyetsiz bir şekilde emisyonla karşılanması ve dövizin spekülatif bir araç olmaktan çıkarılıp dış ticaretin bir enstrümanı haline getirilmesi gerektiği görülecektir.
Milli devlet anlayışı tefecilere karşıdırBu şartlar içerisinde ülkelerin hem piyasaları, hem de siyasi istikrar ve bağımsızlıkları korunmaktadır. Sosyal Devlet/Milli Devlet, krizleri, ülkelerin kaderi olmaktan çıkarmakla kalmamakta; aynı zamanda devletleri, global tefecilerin talan alanı olmaktan da çıkarmaktadır.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER
Prof. Dr. Ünel Emiroğlu / Mimar Sinan Üniv. Öğretim Üyesi:Sosyal Devlet Milli Devlet tezi, ulusal bilinci yükseltiyor200 yıla yakın bir süredir Batı, "sosyal devlet", "sosyal haklar", "sosyal hukuk" gibi kavramlarla uğraşıyor. Bu kavramlar 1960 sonrası Türkiye'sinde sözü en çok edilenlerdendir. 40 yılı aşkın bir süredir ülkemizde bu kavramlar çerçevesinde yürütülen tartışma ve mücadele, demokrasi ve hukuk devleti sorunlarına ilişkin tartışmalar kadar yoğundur. Ne var ki, özellikle sosyal haklarla ilgili olanda göze çarpan, genel ve çözüm üreten çalışmaların yokluğu ya da azlığıdır. İşte Sayın Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın 'Sosyal Devlet, Milli Devlet' başlığını taşıyan kitabı, gerek öğretide gerekse bireysel ve toplumsal yaşamımızda, bu alanda duyulan ihtiyaca büyük ölçüde cevap getirebilmiştir. Sayın BAŞ'ın bu eseri, bu ülkenin evladına, ulusal bilincinin yükselmesinde çok önemli katkıda bulunmuştur. Yeryüzünü kan gölüne çevirip, sömürü düzenini insanlığın yok olması pahasına sürdürmeye çalışan, militanlığı kapitalist sermayenin emrine veren Amerikan gücünün ülkemizdeki uzantılarından ve yerli işbirlikçilerinden Milletimizin hesap sorma gününü olabildiğince çabuklaştıracak bir projeye, bu eseriyle imza atmıştır Sayın BAŞ.
1990-1993 arası dönemde ülkeye özel yabancı sermaye girişi, 72.5 milyar dolar düzeyine çıkmıştır. 1994 yılına girildiğinde kimse bir kriz öngörmemiştir. Aksine 1993 sonunda NAFTA'ya girişin Amerikan Kongresi'nde onaylanması ile birlikte yabancı sermaye ile ilgili beklentiler daha fazla artmıştır.
ABD faizleri yükseltince, para çıkışı başladıKrizin çıkış sebebine baktığımızda, ABD'nin faizleri artırması ile başlayan süreçte global sermayenin parasını Meksika'dan geri çektiğini görüyoruz. Krizin neticesinde Meksika, global sermayenin bütün taleplerini kabul etmek zorunda kalmıştır. Ülkemizin son yıllarda verdiği son derece yüksek cari açığın problem olmadığını düşünen AKP iktidarı, bu açığın yurt dışından gelen sıcak para ile ve yüksek faiz ödenerek karşılandığını elbette bilmektedir. Enflasyon düştü ve ekonomi büyüdü iddiaları ise asla gerçeği yansıtmamakta; bilakis Meksika ve diğer krizleri bize hatırlatmaktadır. AB'nin dediklerini yaparsak sıcak para gelir iddiası ise, NAFTA ve Meksika ilişkisi örnekliğini atırlatmaktadır.
Krizlerin özellikleri birbirine benziyorBu krizleri çoğaltmak, bunlara Rusya ve Türkiye örneklerini de eklemek mümkündür. Ancak bilinmesi gereken gerçek şu ki, hepsinin temeli, sıcak para girişi ve piyasaların global sermaye sahiplerinin kontrolüne geçmesi ile alakalıdır. Bütün bunların önlenmesi elbette mümkün ve çok kolaydır; ama öncelikle bir zihin değişikliğine ihtiyacımız vardır. Milli Ekonomi Modeli'nin ölçüsü ile olaylara baktığımızda; ülkelerin ihtiyaç duyduğu sermaye birikiminin, maliyetsiz bir şekilde emisyonla karşılanması ve dövizin spekülatif bir araç olmaktan çıkarılıp dış ticaretin bir enstrümanı haline getirilmesi gerektiği görülecektir.
Milli devlet anlayışı tefecilere karşıdırBu şartlar içerisinde ülkelerin hem piyasaları, hem de siyasi istikrar ve bağımsızlıkları korunmaktadır. Sosyal Devlet/Milli Devlet, krizleri, ülkelerin kaderi olmaktan çıkarmakla kalmamakta; aynı zamanda devletleri, global tefecilerin talan alanı olmaktan da çıkarmaktadır.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER
Prof. Dr. Ünel Emiroğlu / Mimar Sinan Üniv. Öğretim Üyesi:Sosyal Devlet Milli Devlet tezi, ulusal bilinci yükseltiyor200 yıla yakın bir süredir Batı, "sosyal devlet", "sosyal haklar", "sosyal hukuk" gibi kavramlarla uğraşıyor. Bu kavramlar 1960 sonrası Türkiye'sinde sözü en çok edilenlerdendir. 40 yılı aşkın bir süredir ülkemizde bu kavramlar çerçevesinde yürütülen tartışma ve mücadele, demokrasi ve hukuk devleti sorunlarına ilişkin tartışmalar kadar yoğundur. Ne var ki, özellikle sosyal haklarla ilgili olanda göze çarpan, genel ve çözüm üreten çalışmaların yokluğu ya da azlığıdır. İşte Sayın Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın 'Sosyal Devlet, Milli Devlet' başlığını taşıyan kitabı, gerek öğretide gerekse bireysel ve toplumsal yaşamımızda, bu alanda duyulan ihtiyaca büyük ölçüde cevap getirebilmiştir. Sayın BAŞ'ın bu eseri, bu ülkenin evladına, ulusal bilincinin yükselmesinde çok önemli katkıda bulunmuştur. Yeryüzünü kan gölüne çevirip, sömürü düzenini insanlığın yok olması pahasına sürdürmeye çalışan, militanlığı kapitalist sermayenin emrine veren Amerikan gücünün ülkemizdeki uzantılarından ve yerli işbirlikçilerinden Milletimizin hesap sorma gününü olabildiğince çabuklaştıracak bir projeye, bu eseriyle imza atmıştır Sayın BAŞ.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.