Kırgız yazar Cengiz Aytmatov'la tüm dünya dilleri ve edebiyatlarında yerini alan mankurt kavramı, bizim literatürümüze de girmiştir.Aytmatov'un 1980 yılında yazdığı Gün Olur Asra Bedel adlı romanında karşımıza çıkan mankurt ve mankurtlaştırma kavramları, insanların nasıl ötekileştirildiğini açıkça göstermektedir. Juan Juan'lar, Kırgızistan Türkleri'nin acımasız düşmanlarıdır. Büyük - küçük her yeri yağmalayan, kadın - erkek herkesi öldüren, bilhassa genç olanları esir alan bir topuluktur Juan Juan'lar.Esir aldıkları gençlerden güçsüz olanları muhtelif yerlere satar; dayanıklı olanları ise öldürmeyip, sonradan amaçları doğrultusunda kullanabilmek için ötekileştirirler. Yani mankurtlaştırma süreci başlar. Mankurtlaştırılacak kişiler belirlendikten sonra esir alınanların kafa derileri diri diri yüzülür, saçları tamamen koparılır. Bir deve kesilir ve devenin boyun kısmandaki deri alınarak; henüz sıcakken , kafası yüzülerek temizlenen esirin başına geçirilir. Gencin bağırma sesleri, feryadı duyulmasın diye, uzak çöllere götürülür. Burada da esir kurtulmasın diye bir ağaca bağlanır. Yani esir, kafasını yere süremeyecek, hareket edemeyecek durumdadır. Günlerce cehennem sıcağının olduğu çölde bekletilir, derinin kuruması için. Günlerce bekletilen esir, artık geri dönüşünün mümkün olmadığı bir yoldadır. Kazınan saç kökleri yeniden çıkınca, kurumaya başlayan deriye değip üste çıkamaz. Alta doğru inen saçlar, beyne saplanmaya başlar. Tarif olunmaz bir kaşıntı ve acı ile birlikte bir de çöl sıcağının etkisiyle, bilincini yitirmeye başlar kişi.Artık, sahibinin emirlerine itaat edecek bir köpek veya canlı bir robot yaratılmıştır. Ulusal, toplumsal ve ailevi kimliğini kaybetmiş, kültürüne yabancılaştırılmış, ötekileştirilmiştir. Genç mankurtun, sahibine yaranmaktan ve sahibinin emirlerini yerine getirmekten başka bir gayesi bulunmamaktadır. Bundan sonra, annesini, babasını ve geçmişini hatırlamayacaktır. Anlattığım olay, Kırgızlar'ın ünlü bir efsanesidir. İbret verici noktalarla doludur. Çıkarılması gereken birçok ders mevcuttur. Bundan dolayıdır ki mankurtizm kavramı, artık gündemimizdeki yerini almıştır. Nitekim aynı durum ülkemiz için de geçerlidir. Gelinen nokta , üzücü ve bir o kadar da ürkütücüdür. Günümüzde gerçekleştirilen teknolojik mankurtlaştırmanın yanı sıra, gerek siyasi, gerekse akademik alandaki mankurtizmin vahameti ortadadır. Gençlerimiz bilinçsizleştirilmiş, tarihinden habersiz, milli ve ahlaki değerlerine yabancı konuma getirilmiştir. Bilhassa doğu illerimizde sistemli bir şekilde mankurtlaştırma devam etmektedir. Zaten bilinçsiz olan halk, temeli olmayan yanlış bilgilerle doldurularak, öz benliğini unutmuş durumdadır. Beyni tamamen yıkanan, geçmişini unutan insanlara, birtakım doğruların anlatılması da bu aşamadan sonra sonuç vermeyecektir. Ötekileştirme, amacına ulaşmıştır çünkü. Diğer taraftan internet, gazete, tv, radyo gibi iletişim araçları da gençler üzerinde menfi etkiler bırakmaktadır. Herhangi bir düşünce, teknoloji aracılığıyla, doğru ya da yanlış olduğu düşünülmeden çok kısa bir sürede taraftar bulmaktadır .Cengiz Aytmatov'un eserlerinde gördüğümüz ötekileştirme, tüm hızıyla, boyut değiştirerek devam etmektedir. Bu durum, Türkiye gibi genç nüfusa sahip bir ülke için büyük tehlike arz etmektedir. Yapılması gereken; en üst düzeydekinden başlamak kaydıyla, herkesin sorumluluk almasıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012