Gazete köşelerinde, televizyon ekranlarında, radyo mikrofonlarında arz-ı endam eden, gerdan kıran modern Ali Kemal'lerin yazdıklarına, söylediklerine baktıkça mandacılar cephesinde değişen bir şey yok demek zorunda kalıyoruz. Geçen bunca zaman, devrolan onlarca yıl, bu cephenin mensuplarında iyiye, güzele, Hakk'a hakikate, vatan sevdasına, millet sevgisine doğru bir adım attıramamış, bir santim mesafe aldıramamış. Günümüzün mandacıları, geçmiş üstadlarını adım adım, santim santim takip ediyorlar. 1920'lerin Peyam-ı Sabah gazetesinden Ali Kemal imzalı bir paragrafı okurken, kulağım da STV'de "Pazar Sohbetinde" konuşan Karakaş Ülsever ve sunucu Gülerce'nin söylediklerinde. Ali Kemal tam seksenaltı yıl evvel demiş ki: "... İlk evvel Anadolu'nun henüz istilaya uğramayan yerlerini, Mustafa Kemallerden, Ali Fuatlardan, o ipsiz, sapsız, akılsız, fikirsiz zorbalardan, canilerden temizlemelidir. Artık bu heriflerin hareketlerini muhakemeye bile zaman da mekan da kalmadı." Ve STV'de Cüneyt Ülsever konuşuyor: "... Bugün ulusalcılık, Kemalizim diye bir moda var. Ne olduğu belli olmayan, ne söyledikleri anlaşılmayan bir akım. AB taraftarları karşısında alternatif bile oluşturmayacak bir moda..." Programın sahibi olan Gülerce, Zaman gazetesindeki köşesinde de aynı görüşleri seslendirdiği için zevkten dört köşe. Milleti, milletin değerlerini, temellerini topa tutan konukları konuştukça ağzı kulaklarına varıyor. Hocaefendi'nin Medya Grubu (HMG) mandacılıkta nice madalyaların sahibidir ve böyle giderse nicelerine de sahip olacaktır. Açıktır ki, ne mandacılık ne de mandacılıktan ötürü alınan madalyalar gıpta edilecek şeyler değildir. Doksan-yüzyıl evvel, imparatorluğun dağılma sürecinde, herkesin bir çare aradığı bir hengamede; "şuna sığınalım, bunun mandasına girelim" diyenlerin niyetlerinde zerre miktarı "iyi niyet" bulunabileceğini düşünsek bile, bugünkü mandacılarda asla ve asla olabileceğini düşünemiyoruz. Yüzyıllardır ama özellikle son yüzyıldır başımıza çeşit çeşit çorap örenler, çuval geçirenler, kolumuzu, bacağımızı, elimizi-ayağımızı, burnumuzu-kulağımızı ana gövdeden ayırıp kahkahayı basanlar, bugün AB postu ile karşımıza çıktıkları halde, bu AB postunun faziletinden, bulunmaz Bursa kumaşı oluşundan bahsedenlerde "iyi niyet" bulunması mümkün müdür? Böylelerinin yazdıklarını, söylediklerini hayra yormak mümkün müdür? Mandacılar cephesinde değişen bir şey yok ama bugünkülere yeni bir sıfat gerekiyor artık!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Et kokarsa tuz dökerler, tuz kokarsa… / 06.02.2025
- Ay bitmeden buharlaşan artışlar / 05.02.2025
- Neden karanlıkta kaldı dünyamız? / 02.02.2025
- Doymayan gözler ve ürpermeyen kalpler / 01.02.2025
- Ne işe yarar? / 31.01.2025
- Makamdan istifa yok ama insanlıktan istifalar çok / 30.01.2025
- Başkentin başucunda çığlıklar duyulmadı / 29.01.2025
- Duydun mu? / 26.01.2025
- Yüreklerin yangını nasıl söndürülecek? / 24.01.2025
- İnsanca paylaşılsa… / 23.01.2025
- Ay bitmeden buharlaşan artışlar / 05.02.2025
- Neden karanlıkta kaldı dünyamız? / 02.02.2025
- Doymayan gözler ve ürpermeyen kalpler / 01.02.2025
- Ne işe yarar? / 31.01.2025
- Makamdan istifa yok ama insanlıktan istifalar çok / 30.01.2025
- Başkentin başucunda çığlıklar duyulmadı / 29.01.2025
- Duydun mu? / 26.01.2025
- Yüreklerin yangını nasıl söndürülecek? / 24.01.2025
- İnsanca paylaşılsa… / 23.01.2025