Ankara Selim Sırrı Tarcan'da yaşanan tablo, Türkiye'ye kölelik elbisesi biçmenin mümkün olmadığını bir kez daha gösterdi
Yeniden şahlanan Kuvay-ı Milliye'nin, Türkiye'yi "Kainat Devleti" yapmak üzere Türk siyasi hayatına hediye ettiği Bağımsız Türkiye Partisi (BTP), Trabzon, Bursa, Gaziantep ve İzmir'den sonra Ankara'da da bir katılım ve tanıtım toplantısı düzenledi. Selim Sırrı Tarcan Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleştirilen toplantı tam bir şölen havası içinde geçti. "Bağımsız Türkiye", "Bu vatan bizimdir bizim kalacak", "İşte millet işte başbakan", "Bu vatan bu millet seni bekliyor" sloganlarıyla salonu inim inim inleten, ayyıldızlı al bayrak ve 16 yıldız içinde hilalli BTP bayrakları ile gelincik tarlasına dönüştüren on bini aşkın Ankaralı, Selim Sırrı Tarcan Salonu tarihinde görülmedik bir coşkuya imza attı.
Türkiye dar geliyorProgramın açış konuşmasını yapan BTP Ankara İl Başkanı İzzet Yaşar, tüm Türkiye'de olduğu gibi Ankaralıların akın akın BTP'ye koştuğunu söyleyerek "Bugün burada olduğu gibi coşkulu kalabalıklar kabına sığmıyor. Salonlar, meydanlar bizi almıyor. Türkiye bize dar geliyor. Artık yüzler gülsün. Küsler barışsın. Her vatandaşımız en güzel hayallerini proje haline getirmeye başlasın. Çünkü BTP geliyor. Bin yılın lideri Prof. Dr: Haydar Baş Bey ve kadrosu geliyor" dedi.
Değil Türkiye'nin, dünyanın meselelerini çözerizBTP Genel Başkanı Ali Gedik, "Türk Milleti batının kapısına dilenci olmaya değil, kainat devleti olmaya adaydır" dedi. Gedik, dünyayı kendi hakimiyeti altına almak isteyenlerin Türk Milleti'ni bölmeye çalıştığını belirterek "Büyük zenginliklere sahip olan Türkiye, batının kapısına dilenci yapılmaya çalışılıyor. Tarihi mirası ile Atatürk'ün veciz sözleriyle zeki ve çalışkan Türk milleti, batının kapısına dilenci olmaya değil kainat devleti olmaya adaydır." şeklinde konuştu. Milli Ekonomik Modeli Projesi'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ın Türkiye'nin sorunlarını 24 saatte çözebileceğini ifade eden Gedik, "Emaneti sahibine teslim ettiğiniz zaman sadece Türkiye'nin meselelerini değil, dünyanın meselelerini halledersiniz" dedi.
Güçlü devlet olmanın yoluBTP'nin Ankara şöleninde Kuvay-ı Milliye'nin yeniden şahlanışının mimarı Prof. Dr. Haydar Baş da bir konuşma yaptı. Dünyanın en büyük milleti olmak, dünyanın ve kâinatın en güçlü devletini kurmak, yaşatmak ve yaşamak mecburiyetinde olduğumuzu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, böyle bir devletin ayakta durabilmesi için ordusunun çok büyük ve güçlü olması gerektiğine dikkat çekti.
Bunu gerçekleştirmenin yolunun milletimizin evlatlarının bir Türk gibi yaşaması, kendini temsil etmesinden geçtiğini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle devam etti: "Onun için milli eğitim sistemimiz acilen bir insan modeli ortaya koymak mecburiyetindedir. Şayet Atatürk bugün yaşamış olsaydı 'bu eğitim acaba beni ne kadar temsil ediyor?' diye onu hesaba çekmez miydi? Bizim insan modelimiz, yüzde 100 bağımsızlığa 'evet' diyecek, köleliğin her türüne 'hayır' diyecek bir idrakte olacaktır. Yine Kemal Atatürk, 'Ben 1919 Mayıs'ında Samsun'a çıktığım gün, elimde maddi hiç bir kuvvet yoktu. Yalnız Türk milletinin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. İşte ben bu millete, bu milli kuvvete, bu Türk milletine güvenerek işe başladım' diyor. Evladınız bendeniz de dosdoğru bu yolda gidiyorum. Benim gücüm, kuvvetim, milletimin kendisidir. Milleti dilinden düşürmeyenler, ne örfünden, ne adetinden, ne geleneğinden, ne maneviyatından, ne de dininden haberleri olmaya dursun, biz öyle bir bütün, öyle bir bünye, öyle bir ruh meydana getireceğiz ki bu vatanı dimdik ayakta tutacak bir kuvvet, bir bünye, bir bilek olacağız. Bu, öyle bir karakter ki biz, fundamantalist değil ama dindar, şövenist değil ama Türk milliyetçisi, mandacı değil bağımsız olan bir nesil, bir insanlık yetiştirmek istiyoruz."
Parasına sahip çıkmayanBirtakım para oyunlarıyla Türkiye ekonomisinin içine düştüğü duruma değinen, tarımda tahdit yanlışlığına dikkat çeken, bizim emeğimizin karşılığı olarak piyasada kendi paramızın değil yabancı paraların dolaşması çarpıklığına işaret eden, bu durumu zillet olarak niteleyen, "Bir ülke ki kendi parasının namusuna sahip çıkamıyor. Nasıl olur da 'ben varım' diyebilir?" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin meselelerinin halledilemez olmadığını belirterek şunları söyledi: "Memleketimizi, bir, iki sene içerisinde dünyanın en güçlü devleti haline getirmek mümkündür. Ama buna akıl, buna firaset, buna zeka lazımdır. Bu badireleri biz en kısa zamanda aşacağız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, üç yıl içerisinde ABD'ye mutlaka ulaşacaktır. 4. yılda dünyanın en büyük devleti, lider ülke olacaktır. Bundan kuşkunuz olmasın. Yalnız, çok ama çok çalışmamız lazım. O halde kapı kapı dolaşın. Evvela Ankara'da BTP'nin bayrağını bütün gönüllere dikin ve onu iktidar edin. Korkmayın. Türkiye en büyük güçle BTP'yi iktidar etmeye hazırlanıyor."
Maşa kulllanan kulaklaraAyasofya konusunda Avrupa'dan gelen son talep konusunda, "Avrupa'ya, Avrupalıya buradan sesleniyorum: Eğer insan hakkı olarak bunu düşünüyorsan Kurtuba'da koskocaman Kurtuba Ulu Camiini, mescidini niye kiliseye çevirdin? Evvela sen onu cami yap, bakalım. Ondan sonra Ayasofya'dan hak isteme hakkın olsun" şeklinde konuşan Prof. Dr. Haydar Baş, Milliyet gazetesi tarafından profesörlük ünvanı hakkında yapılan sahte haber konusuna da değinerek şunları söyledi:
"Benim 8 yıldan beri Bakü Devlet Üniversitesinde çalıştığımı inkar eden bir basın kuruluşu dün bir yayın yapmış. Cevap vermek için değil bir hususu ortaya koymak için söyleyeceğim. Arkadaşlara, 'Bunlar benim üzerime gelirler. Ben, bunları minderin dışında karşılayayım. Ondan sonra partiye dahlolayım' derdim. Çünkü biz partinin içine girdiğimiz zaman 'ileri' diye komut verdiğimizde gece-gündüz 24 saat çalışacağız. Bana öyle geliyor ki, bizim hayallerimizin ötesindeki büyüme hızını tespit edince etekleri tutuştu. Kalemlere sarıldılar. Yalanla, dolanla Haydar Hoca'yı kirletmeye çalışıyorlar. Biz, onları da kazanacağız. Onlar bizim çocuklarımızdır. Onlar benim özbeöz evlatlarımdır. Ama arkada, onları kullanan maşa var ya, biz, onların kulağını tutacağız."
Yeniden şahlanan Kuvay-ı Milliye'nin, Türkiye'yi "Kainat Devleti" yapmak üzere Türk siyasi hayatına hediye ettiği Bağımsız Türkiye Partisi (BTP), Trabzon, Bursa, Gaziantep ve İzmir'den sonra Ankara'da da bir katılım ve tanıtım toplantısı düzenledi. Selim Sırrı Tarcan Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleştirilen toplantı tam bir şölen havası içinde geçti. "Bağımsız Türkiye", "Bu vatan bizimdir bizim kalacak", "İşte millet işte başbakan", "Bu vatan bu millet seni bekliyor" sloganlarıyla salonu inim inim inleten, ayyıldızlı al bayrak ve 16 yıldız içinde hilalli BTP bayrakları ile gelincik tarlasına dönüştüren on bini aşkın Ankaralı, Selim Sırrı Tarcan Salonu tarihinde görülmedik bir coşkuya imza attı.
Türkiye dar geliyorProgramın açış konuşmasını yapan BTP Ankara İl Başkanı İzzet Yaşar, tüm Türkiye'de olduğu gibi Ankaralıların akın akın BTP'ye koştuğunu söyleyerek "Bugün burada olduğu gibi coşkulu kalabalıklar kabına sığmıyor. Salonlar, meydanlar bizi almıyor. Türkiye bize dar geliyor. Artık yüzler gülsün. Küsler barışsın. Her vatandaşımız en güzel hayallerini proje haline getirmeye başlasın. Çünkü BTP geliyor. Bin yılın lideri Prof. Dr: Haydar Baş Bey ve kadrosu geliyor" dedi.
Değil Türkiye'nin, dünyanın meselelerini çözerizBTP Genel Başkanı Ali Gedik, "Türk Milleti batının kapısına dilenci olmaya değil, kainat devleti olmaya adaydır" dedi. Gedik, dünyayı kendi hakimiyeti altına almak isteyenlerin Türk Milleti'ni bölmeye çalıştığını belirterek "Büyük zenginliklere sahip olan Türkiye, batının kapısına dilenci yapılmaya çalışılıyor. Tarihi mirası ile Atatürk'ün veciz sözleriyle zeki ve çalışkan Türk milleti, batının kapısına dilenci olmaya değil kainat devleti olmaya adaydır." şeklinde konuştu. Milli Ekonomik Modeli Projesi'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ın Türkiye'nin sorunlarını 24 saatte çözebileceğini ifade eden Gedik, "Emaneti sahibine teslim ettiğiniz zaman sadece Türkiye'nin meselelerini değil, dünyanın meselelerini halledersiniz" dedi.
Güçlü devlet olmanın yoluBTP'nin Ankara şöleninde Kuvay-ı Milliye'nin yeniden şahlanışının mimarı Prof. Dr. Haydar Baş da bir konuşma yaptı. Dünyanın en büyük milleti olmak, dünyanın ve kâinatın en güçlü devletini kurmak, yaşatmak ve yaşamak mecburiyetinde olduğumuzu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, böyle bir devletin ayakta durabilmesi için ordusunun çok büyük ve güçlü olması gerektiğine dikkat çekti.
Bunu gerçekleştirmenin yolunun milletimizin evlatlarının bir Türk gibi yaşaması, kendini temsil etmesinden geçtiğini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle devam etti: "Onun için milli eğitim sistemimiz acilen bir insan modeli ortaya koymak mecburiyetindedir. Şayet Atatürk bugün yaşamış olsaydı 'bu eğitim acaba beni ne kadar temsil ediyor?' diye onu hesaba çekmez miydi? Bizim insan modelimiz, yüzde 100 bağımsızlığa 'evet' diyecek, köleliğin her türüne 'hayır' diyecek bir idrakte olacaktır. Yine Kemal Atatürk, 'Ben 1919 Mayıs'ında Samsun'a çıktığım gün, elimde maddi hiç bir kuvvet yoktu. Yalnız Türk milletinin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. İşte ben bu millete, bu milli kuvvete, bu Türk milletine güvenerek işe başladım' diyor. Evladınız bendeniz de dosdoğru bu yolda gidiyorum. Benim gücüm, kuvvetim, milletimin kendisidir. Milleti dilinden düşürmeyenler, ne örfünden, ne adetinden, ne geleneğinden, ne maneviyatından, ne de dininden haberleri olmaya dursun, biz öyle bir bütün, öyle bir bünye, öyle bir ruh meydana getireceğiz ki bu vatanı dimdik ayakta tutacak bir kuvvet, bir bünye, bir bilek olacağız. Bu, öyle bir karakter ki biz, fundamantalist değil ama dindar, şövenist değil ama Türk milliyetçisi, mandacı değil bağımsız olan bir nesil, bir insanlık yetiştirmek istiyoruz."
Parasına sahip çıkmayanBirtakım para oyunlarıyla Türkiye ekonomisinin içine düştüğü duruma değinen, tarımda tahdit yanlışlığına dikkat çeken, bizim emeğimizin karşılığı olarak piyasada kendi paramızın değil yabancı paraların dolaşması çarpıklığına işaret eden, bu durumu zillet olarak niteleyen, "Bir ülke ki kendi parasının namusuna sahip çıkamıyor. Nasıl olur da 'ben varım' diyebilir?" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin meselelerinin halledilemez olmadığını belirterek şunları söyledi: "Memleketimizi, bir, iki sene içerisinde dünyanın en güçlü devleti haline getirmek mümkündür. Ama buna akıl, buna firaset, buna zeka lazımdır. Bu badireleri biz en kısa zamanda aşacağız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, üç yıl içerisinde ABD'ye mutlaka ulaşacaktır. 4. yılda dünyanın en büyük devleti, lider ülke olacaktır. Bundan kuşkunuz olmasın. Yalnız, çok ama çok çalışmamız lazım. O halde kapı kapı dolaşın. Evvela Ankara'da BTP'nin bayrağını bütün gönüllere dikin ve onu iktidar edin. Korkmayın. Türkiye en büyük güçle BTP'yi iktidar etmeye hazırlanıyor."
Maşa kulllanan kulaklaraAyasofya konusunda Avrupa'dan gelen son talep konusunda, "Avrupa'ya, Avrupalıya buradan sesleniyorum: Eğer insan hakkı olarak bunu düşünüyorsan Kurtuba'da koskocaman Kurtuba Ulu Camiini, mescidini niye kiliseye çevirdin? Evvela sen onu cami yap, bakalım. Ondan sonra Ayasofya'dan hak isteme hakkın olsun" şeklinde konuşan Prof. Dr. Haydar Baş, Milliyet gazetesi tarafından profesörlük ünvanı hakkında yapılan sahte haber konusuna da değinerek şunları söyledi:
"Benim 8 yıldan beri Bakü Devlet Üniversitesinde çalıştığımı inkar eden bir basın kuruluşu dün bir yayın yapmış. Cevap vermek için değil bir hususu ortaya koymak için söyleyeceğim. Arkadaşlara, 'Bunlar benim üzerime gelirler. Ben, bunları minderin dışında karşılayayım. Ondan sonra partiye dahlolayım' derdim. Çünkü biz partinin içine girdiğimiz zaman 'ileri' diye komut verdiğimizde gece-gündüz 24 saat çalışacağız. Bana öyle geliyor ki, bizim hayallerimizin ötesindeki büyüme hızını tespit edince etekleri tutuştu. Kalemlere sarıldılar. Yalanla, dolanla Haydar Hoca'yı kirletmeye çalışıyorlar. Biz, onları da kazanacağız. Onlar bizim çocuklarımızdır. Onlar benim özbeöz evlatlarımdır. Ama arkada, onları kullanan maşa var ya, biz, onların kulağını tutacağız."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.