Libya için acil tezkere
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 26 Aralık’ta “8 ya da 9 Ocak’ta Meclis’e gelecek” dediği Libya tezkeresi, TBMM’nin olağanüstü toplanmasıyla kabul edildi. Tezkerenin bir hafta öne çekilmesinde Türkiye’nin desteklediği Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin başkent Trablus’u savunmada zorlanması etkili oldu
02.01.2020 17:20:00





RECEP BAHAR/DETAY HABER
Bütçe görüşmelerinin ardından 7 Ocak Salı gününe kadar çalışmalarına ara veren Meclis, Libya'da Tobruk merkezli General Halife Hafter güçlerinin Türkiye'nin desteklediği ve Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti'ni (UMH) başkent Trablus'ta köşeye sıkıştırması üzerine olağanüstü toplandı.
TBMM Genel Kurulu, Libya'ya asker gönderilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresini AK Parti'li, MHP'li ve Saadet Parti'li milletvekillerinin oylarıyla kabul etti. Oylamada İYİ Parti'li ve CHP'li milletvekilleri ret oyu verdi. Tezkere 30 Aralık'ta TBMM Başkanlığına sunulmuştu.
Libya tezkeresinin Meclis Genel Kurulundaki görüşmeleri, İYİ Parti Grubu adına İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın konuşmasıyla başladı. MHP adına ise Grup Başkanvekili Erkan Akçay, AK Parti adına ise Grup Başkanı Naci Bostancı konuştu. Bu arada MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Genel Kurul görüşmelerini takip etmek üzere Meclis'e geldi.
Neden öne çekildi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 26 Aralık'ta AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Libya ile 27 Kasım'da mutabakat metnini imzaladığını, daha önce askeri güvenlik ve iş birliği anlaşmasını yaptığını ifade ederek, "İnşallah Ocak ayının 8'inde, 9'unda Meclisimizden bunu da geçireceğiz ve böylece davete icabet edeceğiz" demişti.
Ancak Rusya, ABD, Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Fransa gibi ülkelerin desteğini arkasına alan General Hafter liderliğindeki Ulusal Libya Ordusu'nun Türkiye'nin desteklediği UMH'nin merkezi Trablus'a yönelik saldırılarını yoğunlaştırması üzerine tezkere erkene çekildi.
Bazı gözlemcilere göre, 8 Ocak'a kadar başkent Trablus'un Hafter güçlerinin eline geçme ihtimali arttı.
UMH, Libya topraklarının sadece yüzde 20'sine hükmediyor. Buna karşılık Hafter, ülkenin yüzde 60'ına hakim... Ülkenin güneyi ise farklı askeri fraksiyonların elinde bulunuyor.
Tezkere bir yıllık
Tezkere ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Türkiye sınırları dışında harekât ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi için 1 yıl süreyle izin isteniyor. Bu arada siyasi parti temsilcileri, TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmede 20'şer dakika süreyle tezkereye dair görüşlerini açıkladı. Türkiye 27 Kasım'da Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile savunma ve güvenlik alanında işbirliği ve deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin iki anlaşma imzalamıştı.
Askeri anlaşma, Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Trablus merkezli UMH'yi Tobruk merkezli General Halife Hafter güçlerine karşı koruma amacıyla Türkiye'nin askeri destek vermesinin yolunu açtı. Tezkerenin Meclis'ten geçmesiyle Ankara ve Trablus arasında imzalanan iki mutabakatın yeni bir aşamaya geçmesi bekleniyor.
Türkiye, Libya ile varılan deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasıyla ABD desteğiyle Yunanistan-Güney Kıbrıs-Mısır ve İsrail tarafından geliştirilen Doğu Akdeniz Doğal Gaz Forumu oluşumuna cevap verirken, bölgedeki hidrokarbon paylaşım mücadelesinde önemli bir adım atmış oldu.
Ancak Türkiye açısından bu kazanımın korunması, Başbakan Mustafa Feyiz el-Serrac liderliğindeki UMH'nin varlığını sürdürmesine; yani, arkasına Rusya, Fransa, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi önemli güçleri alan Hafter'e karşı Trablus'u savunmasına bağlı. Hafter, geçen ay giderek artan askeri destek sayesinde Trablus hükümetine yeni ve kapsamlı bir operasyon daha başlatmıştı.
Ankara'nın planı ne?
Ankara'nın son dönemdeki adımları, bu sürecin askeri ve siyasi olmak üzere iki ayaklı bir stratejiye göre yürütüldüğü değerlendirmelerine yol açıyor.
Libya'daki gelişmeleri Doğu Akdeniz'deki petrol ve doğal gaz geriliminden bağımsız görmediğini üst düzey açıklamalarla ortaya koyan Ankara, KKKTC'ye gözlem amaçlı insansız hava araçları yerleştirerek ve muhtemel bir deniz üssü kurma planlarını gündeme getirerek güç politikasından geri adım atmayacağını ortaya koyuyor.
Buna paralel olarak Libya'daki çatışmalarda Trablus hükümetine her türlü desteği verdiğini ve vermeye devam edeceğinin altını çizen Ankara, Meclis'ten geçen asker gönderme tezkeresiyle elini iyice güçlendirdi.
Kritik görüşme Rusya'yla
Tüm bu diplomatik sürecin merkezinde Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında 8 Ocak'ta yapılması öngörülen görüşme yer alıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde yaptığı tüm konuşmalarda, Wagner güvenlik şirketine bağlı 2 bin Rus paralı askerin Libya'da Hafter saflarında yer aldığını gündeme getirerek Putin'e açık bir mesaj gönderiyor.
Süreci yakından takip eden kaynaklar, Erdoğan ve Putin'in Suriye'de olduğu gibi Libya için de temel parametreler üzerinde uzlaşma yolunu seçebileceklerini, iki ülkenin giderek derinleşen siyasi, ekonomik, savunma sanayi ve enerji işbirliklerini tehlikeye atmayacaklarını öngörüyor.
İşte tezkerenin metni
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla TBMM Başkanlığına gönderilen tezkerede şu ifadeler yer aldı: "Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti, tüm bölgeyi etkileyebilecek, Libya'nın bütünlüğü ve istikrarına yönelik tehditler, DEAŞ, El-Kaide ve diğer terör örgütleri, yasa dışı silahlı gruplar ile yasa dışı göç ve insan ticareti ile mücadelede Türkiye'den askeri destek talebinde bulunmuştur. Bu mülahazalar dışında, Türkiye'nin milli çıkarlarına yönelik her türlü tehdit ve güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde her türlü tedbiri almak, Libya'daki gayri meşru silahlı gruplar ile terör örgütleri tarafından Türkiye'nin Libya'daki menfaatlerine yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek, kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı güvenliğin idame ettirilmesini sağlamak, Libya halkının ihtiyacı olan insani yardımları ulaştırmak, Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti tarafından talep edilen desteği sağlamak, bu süreç sonrasında meydana gelebilecek gelişmeler istikametinde Türkiye'nin yüksek menfaatlerini etkili bir şekilde korumak ve kollamak, gelişmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak için süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tayin olunacak şekilde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiği takdirde Türkiye sınırları dışında harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi, bu kuvvetlerin Cumhurbaşkanının belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için Anayasa'nın 92'nci maddesi uyarınca bir yıl süreyle izin verilmesi hususunda gereğini bilgilerinize sunarım."
AŞAĞIDAKİ VİDEOLAR İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:
Bütçe görüşmelerinin ardından 7 Ocak Salı gününe kadar çalışmalarına ara veren Meclis, Libya'da Tobruk merkezli General Halife Hafter güçlerinin Türkiye'nin desteklediği ve Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti'ni (UMH) başkent Trablus'ta köşeye sıkıştırması üzerine olağanüstü toplandı.
TBMM Genel Kurulu, Libya'ya asker gönderilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresini AK Parti'li, MHP'li ve Saadet Parti'li milletvekillerinin oylarıyla kabul etti. Oylamada İYİ Parti'li ve CHP'li milletvekilleri ret oyu verdi. Tezkere 30 Aralık'ta TBMM Başkanlığına sunulmuştu.
Libya tezkeresinin Meclis Genel Kurulundaki görüşmeleri, İYİ Parti Grubu adına İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın konuşmasıyla başladı. MHP adına ise Grup Başkanvekili Erkan Akçay, AK Parti adına ise Grup Başkanı Naci Bostancı konuştu. Bu arada MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Genel Kurul görüşmelerini takip etmek üzere Meclis'e geldi.
Neden öne çekildi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 26 Aralık'ta AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Libya ile 27 Kasım'da mutabakat metnini imzaladığını, daha önce askeri güvenlik ve iş birliği anlaşmasını yaptığını ifade ederek, "İnşallah Ocak ayının 8'inde, 9'unda Meclisimizden bunu da geçireceğiz ve böylece davete icabet edeceğiz" demişti.
Ancak Rusya, ABD, Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Fransa gibi ülkelerin desteğini arkasına alan General Hafter liderliğindeki Ulusal Libya Ordusu'nun Türkiye'nin desteklediği UMH'nin merkezi Trablus'a yönelik saldırılarını yoğunlaştırması üzerine tezkere erkene çekildi.
Bazı gözlemcilere göre, 8 Ocak'a kadar başkent Trablus'un Hafter güçlerinin eline geçme ihtimali arttı.
UMH, Libya topraklarının sadece yüzde 20'sine hükmediyor. Buna karşılık Hafter, ülkenin yüzde 60'ına hakim... Ülkenin güneyi ise farklı askeri fraksiyonların elinde bulunuyor.
Tezkere bir yıllık
Tezkere ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Türkiye sınırları dışında harekât ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi için 1 yıl süreyle izin isteniyor. Bu arada siyasi parti temsilcileri, TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmede 20'şer dakika süreyle tezkereye dair görüşlerini açıkladı. Türkiye 27 Kasım'da Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile savunma ve güvenlik alanında işbirliği ve deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin iki anlaşma imzalamıştı.
Askeri anlaşma, Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Trablus merkezli UMH'yi Tobruk merkezli General Halife Hafter güçlerine karşı koruma amacıyla Türkiye'nin askeri destek vermesinin yolunu açtı. Tezkerenin Meclis'ten geçmesiyle Ankara ve Trablus arasında imzalanan iki mutabakatın yeni bir aşamaya geçmesi bekleniyor.
Türkiye, Libya ile varılan deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasıyla ABD desteğiyle Yunanistan-Güney Kıbrıs-Mısır ve İsrail tarafından geliştirilen Doğu Akdeniz Doğal Gaz Forumu oluşumuna cevap verirken, bölgedeki hidrokarbon paylaşım mücadelesinde önemli bir adım atmış oldu.
Ancak Türkiye açısından bu kazanımın korunması, Başbakan Mustafa Feyiz el-Serrac liderliğindeki UMH'nin varlığını sürdürmesine; yani, arkasına Rusya, Fransa, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi önemli güçleri alan Hafter'e karşı Trablus'u savunmasına bağlı. Hafter, geçen ay giderek artan askeri destek sayesinde Trablus hükümetine yeni ve kapsamlı bir operasyon daha başlatmıştı.
Ankara'nın planı ne?
Ankara'nın son dönemdeki adımları, bu sürecin askeri ve siyasi olmak üzere iki ayaklı bir stratejiye göre yürütüldüğü değerlendirmelerine yol açıyor.
Libya'daki gelişmeleri Doğu Akdeniz'deki petrol ve doğal gaz geriliminden bağımsız görmediğini üst düzey açıklamalarla ortaya koyan Ankara, KKKTC'ye gözlem amaçlı insansız hava araçları yerleştirerek ve muhtemel bir deniz üssü kurma planlarını gündeme getirerek güç politikasından geri adım atmayacağını ortaya koyuyor.
Buna paralel olarak Libya'daki çatışmalarda Trablus hükümetine her türlü desteği verdiğini ve vermeye devam edeceğinin altını çizen Ankara, Meclis'ten geçen asker gönderme tezkeresiyle elini iyice güçlendirdi.
Kritik görüşme Rusya'yla
Tüm bu diplomatik sürecin merkezinde Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında 8 Ocak'ta yapılması öngörülen görüşme yer alıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde yaptığı tüm konuşmalarda, Wagner güvenlik şirketine bağlı 2 bin Rus paralı askerin Libya'da Hafter saflarında yer aldığını gündeme getirerek Putin'e açık bir mesaj gönderiyor.
Süreci yakından takip eden kaynaklar, Erdoğan ve Putin'in Suriye'de olduğu gibi Libya için de temel parametreler üzerinde uzlaşma yolunu seçebileceklerini, iki ülkenin giderek derinleşen siyasi, ekonomik, savunma sanayi ve enerji işbirliklerini tehlikeye atmayacaklarını öngörüyor.
İşte tezkerenin metni
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla TBMM Başkanlığına gönderilen tezkerede şu ifadeler yer aldı: "Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti, tüm bölgeyi etkileyebilecek, Libya'nın bütünlüğü ve istikrarına yönelik tehditler, DEAŞ, El-Kaide ve diğer terör örgütleri, yasa dışı silahlı gruplar ile yasa dışı göç ve insan ticareti ile mücadelede Türkiye'den askeri destek talebinde bulunmuştur. Bu mülahazalar dışında, Türkiye'nin milli çıkarlarına yönelik her türlü tehdit ve güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde her türlü tedbiri almak, Libya'daki gayri meşru silahlı gruplar ile terör örgütleri tarafından Türkiye'nin Libya'daki menfaatlerine yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek, kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı güvenliğin idame ettirilmesini sağlamak, Libya halkının ihtiyacı olan insani yardımları ulaştırmak, Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti tarafından talep edilen desteği sağlamak, bu süreç sonrasında meydana gelebilecek gelişmeler istikametinde Türkiye'nin yüksek menfaatlerini etkili bir şekilde korumak ve kollamak, gelişmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak için süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tayin olunacak şekilde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiği takdirde Türkiye sınırları dışında harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi, bu kuvvetlerin Cumhurbaşkanının belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için Anayasa'nın 92'nci maddesi uyarınca bir yıl süreyle izin verilmesi hususunda gereğini bilgilerinize sunarım."
AŞAĞIDAKİ VİDEOLAR İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.