Koordinatör atamalarıyla ABD'nin perdenin önünden direk müdahale sürecini başlattığı PKK konusu, son günlerde, Kuzey Irak'taki oluşumla bağlantılı olarak belli bir hedef doğrultusunda yürütülüyor.Aslında hedef belli; bir Kürt devleti. Ve bu hedefte epey de yol alındı. Bayrak, marş ve Merkez Bankası gibi simgesel ama ana parçanın yanında detay olarak duran gelişmeler de somuta bağlandı. Fiili olarak tüm hazırlıklar tamam, son bir onay bekleniyor. Irak'ın kuzeyinde böyle bir oluşuma müsaade eden küresel güçler, tam ilan için uygun zaman ve zemini kolluyorlar. Bu onay sürecinde iki önemli gelişme ve tarih var.1-Geçici Irak anayasasında belirtilen ve 2007 yılında yapılması öngörülen Kerkük'ün geleceğiyle ilgili referandum. Barzani ve Talabani'nin bu maddeyi kaldıraç olarak kullanıp, Kürdistan'ın önündeki büyük duvarı zıplama planları yaptıkları biliniyor. Bu maddenin anayasa metnine konulması için verilen mücadele ve Türkiye'nin bu süreçteki etkisiz duruşunu hatırlatmakta yarar var.2- Kuzey Irak'ta semirtilen ve Irak'ın işgalinden sonra AKP'nin de çıkardığı yasaların yardımıyla yeniden hortlatılan PKK terörünün, yeni oluşum içine nasıl angaje edileceği meselesi. Bu konuda kritik bir sürece girildiği; ABD'nin, dolaylı destek ve kollamaların bir adım ötesine geçip doğrudan "koordinatörlü" müdahale seçeneğini devreye koymasından net olarak anlaşılıyor.Bu kritik süreçte, hem Kuzey Irak'taki oluşum, hem de Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğusu için ayrı ayrı planlar devreye koyulacak ama hepsi ortak bir yatakta birleştirilecek. Bu konuda iki somut örnek vermekte fayda var. Birincisi, Talabani'nin Newsweek dergisine verdiği demeçte, PKK'yı saldırılarını durdurması için ikna ettiklerini ve PKK'nın birkaç gün içinde resmi ateşkes ilan edeceğini belirtmesi.Talabani'nin bu açıklamayı "kuru sıkı" yapmadığı ve PKK ile ciddi görüşmeler yapıldığı bilinen bir gerçek. Aynı şekilde Barzani'nin de PKK'nın üst düzey yetkilileriyle görüşmeleri sıklaştırdığı ve önemli kararlar aldığı belirtiliyor.İkincisi ise Erbil'deki Kürt Parlamentosu'nun, 1 Aralık'ta onaylanması öngörülen "Kürdistan anayasası"na dair yaptığı çalışmalarda çıkarılan "sığınma talepleri" maddesi. Kerkük ve Telafer gibi Türkmen şehirlerini Kürdistan sınırları içerisinde gösteren bu Anayasanın ilgili maddesinde, siyasi sığınma talebinde bulunan kişilerin kaçtıkları ülkelere iade edilemeyeceğine dair bir hüküm yer alıyor. Bu hükümden açık kastın, PKK'lı teröristler olduğunu söylemeye gerek yok. Hem Talabani'nin "ateşkes yakın" açıklaması, hem de bu madde, PKK'nın dağdan indirilip, "siyasi mücadeleye" (Talabani bu kelimeyi Türkiye'deki Kürtler için kullanıyor) sokulma sürecinin startının verildiğini gösteriyor.Türkiye'ye koordinatör dayatması, Talabani ve Barzani'nin PKK ile arabuluculuk misyonuna soyunmaları ve Kuzey Irak'taki oluşumun anayasasındaki ilgili madde, bölgede önemli kırılmaların yaşanacağı 2007 öncesinde yapılan kritik hamleler. Türkiye üzerine oynanan bu satrançta, Türkiye'nin hala etkili bir hamle yapamamış olması size de garip gelmiyor mu?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012