Kur'an ve Sünnetin (Ehl-i Beyt'in) günümüzdeki sözcüsü -1

Şunu açıklıkla ifade edeyim ki, gören gözler için, düşünen beyinler için, kalbi Hakka dönük olanlar için Allah-u Teâlâ'nın günümüzdeki en büyük nimeti Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Tabi birileri hemen; Ya hu! Allah-u Teâlâ'nın en büyük nimeti Kuran ve Sünnet veya toptan İslam'dır, diyebilir. Doğrudur. Zaten Sayın Baş'ın yaptığı da, Kuran ve sünnete (Ehl-i Beyt'e) tercüman olmaktır.Şahsım adına iddia ediyorum ki, Sayın Baş sayesinde İslam'ın mahiyetini anlamaya, imanın tadını almaya başladım...Bir İHL mezunuyum. Defalarca Kuran hatmettim. Özellikle dini sahada bir miktar kitap okudum. Din adına birçok sohbet ve vaaz dinledim. Okuduğum kitaplarda ve dinlediğim vaazlarda, ya kronoloji veya kurallar öğrendim. Bu olayların ve dini hükümlerin ruhunu, sosyal hayatın akışını (kaderi) Sayın Baş'ta buldum, anlamaya başladım.En önemlisi Allah Resulünün, bizlere bıraktığı iki emanetten bir olan Ehl-i Beyt ile tanışmam Sayın Baş sayesinde oldu. Bizlere öğretilen, Hz Ali (a.s) yiğitti, kahramandı. Hz. Fatıma'yı (a.s) Peygamberimiz (sav) çok severdi. Hz. Hasan ve Hüseyin'i de (a.s) çok sever ve sırtına gezdirirdi? Evet, bugün okullarda, siyer derslerinde anlatılanlar bu kadardır. Halbusa ki, Allah-u Teala, Hz. Muhammed'i (sav) seçmiş, onun hürmetine âlemleri yaratmış ve Allah'ın Sevgilisi olarak bizlere takdim etmişti. İşte bu noktada Allah-u Teala, kendine sevgili kıldığı Resulünün, Ehl-i Beyt'ine de seçmiş, tertemiz kılmış, sevmiş ve bizlere de sevmemizi, itaat etmemizi, onların yolundan gitmemizi emretmiştir (farz kılmıştır). İşte bu gerçeği Prof. Dr. Haydar Baş, eserleriyle, tv konuşmalarıyla, kongre ve konferanslarıyla hem milletimize ve hem de İslam âlemine tekrar hatırlatıyor, Kuran ve Ehl-i Beyt'in bir anlamda tercümanlığını yapıyor.Ahzap Suresi 33. Ayeti hepimiz okumuşuz veya dinlemişizdir; "Ey Ehl-i Beyt, gerçekten Allah, sizden kiri (her türlü günah ve çirkinliği) gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister"Allah (c.c), kimi günah ve kirden korur ve tertemiz kılar? Tabi ki seçtiklerini? Bizzat Allah'ın koruma altına aldığı, tertemiz kıldığı insanlarda bir hata, bir eksikli olur mu? Hayır, olmaz. Bu insanların dillerinden, ellerinden, gönüllerinden Hak'tan gayr-i şey tecelli edebilir mi? Hayır, edemez. Çünkü Allah (c.c), onların gören gözü, tutan eli, konuşan dili olmuş. Kalpleri ise zaten "hu hu" diye atıyor.Ehl-i Beyt gerçeği Kuran'da çok açık ve kesin vurgu ile ifade ediliyor. İslam tarihi bu gerçeklerle dolu... Ama Emevi ve Abbasi zihniyeti ve de bunların zamanımıza uzanan temsilcileri, bu gerçekleri mal ve makam, iktidarlarını ellerinde tutmak için Ehl-i Beyt'i, bu yoldan gidenleri hep baskı altında almış, itikadı iftiralar atmış, zulmetmiş ve gizlemeye çalışmışlardır. İşte Sayın Baş, yüz yılların tabularını yıkarak, bu zihniyette olanların iftira ve kinlerini tokatlayarak, Alevinin, Sünni'nin, Şia'nın, Caferi'nin kardeş olduğunu, aynı dine, aynı kıbleye, aynı kitaba inandıklarını ifade ederek, bir ve beraber olunması gerektiğini vurgulamıştır.Özele dönersem; Birçok kitapta Hz. Muhammed'in (sav) yoluna baş koyan, canını, malını feda eden Hz. Ebu Talib'in imansız gittiği yazıldı, öğretildi. Sayın Baş, Ehl-i Beyt külliyatında Sünni ve Şia kaynaklarından belgelerle bu tarihi iftira ve yalanı ortaya çıkardı. Peygamber Efendimizin bu cefakâr ve fedakâr amcası iman ehliydi ve iman ile ölmüştü.Yine Hz. Ebu Talib'in hanımı, Hz. Ali'nin mübarek annesi Fatıma binti Esed'ten pek söz edilmez. Halbusaki Resulullah, o mübarek insan için "o, benim annemdir" diyerek onun yüceliğini ifade etmiştir? (devam edecek)