Kur'an Allah kelamıdır ve Arapçadır

Buyurdular(!) Kur'an'ı kestederek;

Arapça kutsal dil değildir, kutsal olan anlamıdır.

Maksadını aşan bir düşünce ve ben katılmıyorum!

Dedesinden kalma yırtık dona kudsiyyet izafe edenler, vahyin dili Arapça'nın kudsiyyetine takmış.

Düz mantık;

Yüce Allah'ın vahyini indirdiği dil olması yetmez mi Arapça'nın saygın bir dil olması için?

Peki ya seçtiği elçinin Arap olması, Arapça konuşması?

Araplara hitaben; "min enfüsiküm/sizden biri"; bir başka okuyuş şekli ile "min enfesiküm/sizden en saygın olanı" (Tevbe, 128).

Birçok âyette tekrar edildiği gibi, Kur'an'ın bir sıfatı da 'Arapça'dır.

"Arapça Kur'an."

(Yusuf, 2; Tâ-Hâ, 113; Zümer, 28; Füssilât, 3; Şûrâ, 7 ayetleri).

Arab'ın Arapçasını değil de Kur'an'ın Arapçasını öğrenmek, kulun Allah'a karşı sorumluluklarını sağlıklı yerine getirmesini sağlıyorsa ibadettir.

Hayra rehberlik eden hayr, şerre götüren şerdir.

Dinin direği,

Müminin miracı,

Resûlün; "gözümün nuru" buyurduğu;

Allah'ın Kur'an'da onlarca âyette "hakkını vererek kılın" biye emrettiği namaz ibadetini, "hakkını vererek" kim kılabilir; Kur'an Arapçasını bilen mı bilmeyen mi?

Çok kolay bir soru?

Cevabı da...

Bu tip düşüncelerin dayanağı şu mu?

Yavuz-Şah İsmail kavgası bizde Şia düşmanlığını beslediği gibi tarihte vuku bulmuş bazı olaylar da önce Arap düşmanlığını sonra da Arapça düşmanlığını doğurmuş desem, çok mu hayalî?

Bence değil.

Sekiz yıl süren padişahlığı döneminde kılıcı bir kâfire değmemiş, (2. Halife Hz. Ömer gibi ki, 1. ve 3. Halifenin değdi mı, bilen varsa söylesin, öğrenmek istiyorum, he vallahi) hep müslümanlara kılıç çalmış Yavuz'un müsebbibi olduğu Şiî/Caferî/Ehl-i Beyt düşmanlığı kaç asırdır nice fitnelerin beslenme kaynağı, hatta dramatik, acıklı olayların sebebi olmadı mı?

Halifeye karşı çıkmak, haşa. İyi de Yavuz halife mi ki?

Hani hilâfetin ömrü Resulüllah'tan sonra 30 yıl idi?

Ondan sonra da, tam da Muaviye'yi tarif eder gibi "ısırıcı saltanat" devri başlayacaktı.

Hadismatiklerin ürettiği hadis böyle.

Arapçaya hizmeti Araplardan çok daha fazla Türkler yapmadı mı?

Kur'an dilidir diye.

Türk(menistan doğumlu) Zemahşeri, bir gün, Ebu Kubeys tepesine çıkar ve kalabalığa şöyle seslenir:

"Ey Araplar! Gelin, atalarınızın dilini size öğreteyim."

Bugün yaşamış olsaydı bu batıl(!) işe kalkışmazdı ya.

Bu zırvanın doğurduğu bir diğer zırva, anadilde ibadet.

Madem ki ana dilde ibadet caizdi,

Ne gerek vardı tecvid ilmine?

Kıraat diye bir ilim dalına?

Harfleri sağlıklı çıkarmak için "meharic-i hurufa" ilmine?"

Ve "Tecvid ilmini bilmeyenin imamlık yapması caiz değildir" diyen İmam A'zam'a ne buyurursunuz?

"Üç günlük", "fâni", "yalan" dünyayı kazanmak için öğrenilmesi en zor dil sorun değil, ana dilimiz gibi öğreniriz de, Arapça çok zormuş.

Facebook'u niye "feysbuk" diye okuyorsun?

Yazıldığı gibi, "face bok"  diye okusana.

İngiliz küser, haşa.

Caminin;

Mimarisine,

İç ve dış süsüne,

Minarenin uzunluğuna gösterdiğimiz özeni cemaat için de gösteriyor muyuz?

Yüz kişiden kaçı, namazın olmazsa olmazı Fatiha suresini doğru okuyabiliyor?

Ne önemi var?

Camii mimarisi kadar gösterişe bir katkısı mı var sanki?

Halk, ne muhteşem camii mi der, yoksa ne donanımlı camii cemaati mi?

Ne önemi var cemaatin?

Son söz.

Kur'an lafız ve mana olarak Kur'an'dır.

Lafız ve mana olarak ayrı ayrı Kur'an değildir.

Vesselam.