Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emin Ergen, büyükbir tüketim alışkanlığı olan Türk toplumunun, kriz yüzünden bu eğilimlerinden vazgeçmek zorunda kaldığını belirterek, "Toplum olarak lüks tüketime alışkın olduğumuz için, bu sınırlamalar da bizi sendromlara sokabiliyor" dedi.
Tükenmişlik sendromu toplum sağlığını tehdit eder boyutta
Ergen, çevresel faktörler ve psikolojik faktörlere bağlı olarak, kişilerde isteksizlik ve mutsuzluğa yol açan "yorgunluk" sendromunun, son yıllarda yaşanan ekonomik krizle birlikte toplumda "çok sık" görüldüğüne işaret etti. Ergen, özellikle orta yaşın üzerindeki kişilerin sağlığını tehdit eden ve yorgunluk güçsüzlük ve enerji kaybıyla ortaya çıkan "tükenmişlik sendromunun" ise toplum sağlığını tehdit eder boyuta ulaştığını kaydetti.
Uzun süre beklentilerine yanıt bulamayarak, hayal kırıklığına uğrayan, mükemmeli arayan, daha fazla çalışmak isteyen, ama bu tempoyututturamayarak, suçluluk duygusuna kapılan kişilerde çok sık görülen bu sendromda kişilerin hastalıklara karşı duyarlı hale geldiğine işaret eden Ergen, "Bu sendrom, başağrısı, kramp, bulantı, uyku düzensizliği şeklinde yakınmalarla seyrediyor" dedi.
Stres, uykusuzluk, yorgunluk ve arkasından da tükenmişlik...
Ergen, "ücret dengesizliği", "yenilikleri takip edememe", "ağır iş yükü", "inisiyatif kullanamama", "bürokrasinin çok yoğunolması" ve "gereksiz işlerin yarattığı stresin" yanı sıra, toplumunekonomik krize bağlı olarak tüketim alışkanlığından vazgeçmek zorunda kalmasının da "tükenmişlik sendromunu" ortaya çıkardığını kaydetti.Ergen, şöyle devam etti:
"Toplum olarak lüks tüketime alışkın olduğumuz için bu sınırlamalar, bizi sendromlara sokuyor. Oysa, Çin'de bir kişinin günlük harcamasının Türkiye'dekinin 8'de biri kadar. Bu ülkedeki insanlar bir tşört ve sandalet ile günlük yiyeceğini aldığında mutlu hissediyor kendisini. Afrika'da kişiler günde 16 saat çalışıyor, yorulmuyor. Oysa yaşamı tüketici bir tarzda sürdüren toplumumuzda, ekonomik krize bağlı olarak tüketimi kısılmışsa, eksiklik duyuyor. Bu da eksiklik, stres, kaygı duyguları, huzursuzluk, uykusuzluk, yorgunluk ve arkasından da tükenmişliği beraberinde getiriyor."
Tükenmişlik sendromu toplum sağlığını tehdit eder boyutta
Ergen, çevresel faktörler ve psikolojik faktörlere bağlı olarak, kişilerde isteksizlik ve mutsuzluğa yol açan "yorgunluk" sendromunun, son yıllarda yaşanan ekonomik krizle birlikte toplumda "çok sık" görüldüğüne işaret etti. Ergen, özellikle orta yaşın üzerindeki kişilerin sağlığını tehdit eden ve yorgunluk güçsüzlük ve enerji kaybıyla ortaya çıkan "tükenmişlik sendromunun" ise toplum sağlığını tehdit eder boyuta ulaştığını kaydetti.
Uzun süre beklentilerine yanıt bulamayarak, hayal kırıklığına uğrayan, mükemmeli arayan, daha fazla çalışmak isteyen, ama bu tempoyututturamayarak, suçluluk duygusuna kapılan kişilerde çok sık görülen bu sendromda kişilerin hastalıklara karşı duyarlı hale geldiğine işaret eden Ergen, "Bu sendrom, başağrısı, kramp, bulantı, uyku düzensizliği şeklinde yakınmalarla seyrediyor" dedi.
Stres, uykusuzluk, yorgunluk ve arkasından da tükenmişlik...
Ergen, "ücret dengesizliği", "yenilikleri takip edememe", "ağır iş yükü", "inisiyatif kullanamama", "bürokrasinin çok yoğunolması" ve "gereksiz işlerin yarattığı stresin" yanı sıra, toplumunekonomik krize bağlı olarak tüketim alışkanlığından vazgeçmek zorunda kalmasının da "tükenmişlik sendromunu" ortaya çıkardığını kaydetti.Ergen, şöyle devam etti:
"Toplum olarak lüks tüketime alışkın olduğumuz için bu sınırlamalar, bizi sendromlara sokuyor. Oysa, Çin'de bir kişinin günlük harcamasının Türkiye'dekinin 8'de biri kadar. Bu ülkedeki insanlar bir tşört ve sandalet ile günlük yiyeceğini aldığında mutlu hissediyor kendisini. Afrika'da kişiler günde 16 saat çalışıyor, yorulmuyor. Oysa yaşamı tüketici bir tarzda sürdüren toplumumuzda, ekonomik krize bağlı olarak tüketimi kısılmışsa, eksiklik duyuyor. Bu da eksiklik, stres, kaygı duyguları, huzursuzluk, uykusuzluk, yorgunluk ve arkasından da tükenmişliği beraberinde getiriyor."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.