AB uyum yasalarının TBMM'den geçmesinin ardından gözler bu yıl sonunda yapılacak Kopenhag zirvesine çevrildi. Türkiye'de kimi çevreler de AB'den gelecek yeni kredilerin hayalleri ile yatıp kalkmaya başladı. "Armut piş, ağzıma düş" misali beklenti şu: Avrupa çalışacak, kazanacak, Türkiye'ye verecek, Türkiye kalkınacak! İşte ülkemizde kimi çevreler, Türkiye'nin Kopenhag Zirvesi'nde tam üyelik müzakerelerini başlatma tarihi alması halinde, AB'den yapılacak mali yardımlarda artış olacağını öne sürmeye başladılar.
Bunlara göre, AB ilk etapta 2006 yılına kadar MEDA-II (Akdeniz Yardım Fonu) kapsamında Türkiye'ye 889 milyon euro hibede bulunacak.
Aday ülkeleri tam üyeliğe hazırlamayı hedefleyen Avrupa Yatırım Bankası da 2006'ya kadar Türkiye'ye uzun vadeli ve düşük faizli toplam 1 milyar 470 milyon euro kredi vermeyi öngörüyor.
Şart üstüne şart
Yalnız Türkiye'nin sözkonusu kredileri alabilmesi için IMF sürecinde olduğu gibi belli şartları yerine getirmesi gerekiyor. Bunlardan biri ekonomik krizin atlatılması olarak öne çıkıyor. Krizin atlatılması halinde, AB'nin aday ülkeler için hazırladığı toplam 8.68 milyar euroluk "katılım öncesi kolaylığı" fonundan yararlanılabilecek. Bu krediden yararlanabilmek için, eğer kredi kamu sektörü tarafından kullanılacaksa aday ülke kredi notunun "BBB" düzeyinde, özel sektör tarafından kullanılması halindeyse kredi notunun "A+" olması şartı aranıyor!
Türkiye'nin fondan yararlanabilmesi için Ankara'da çeşitli formüller üzerinde çalışılırken, bu bağlamda kredi kullanım şartlarının Türkiye için daha esnek hale getirilmesi veya Türkiye için büyük ölçekli örnek proje temelinde bir istisna yapılması konusunda, Avrupa Yatırım Bankası ile Türk yetkililer arasındaki görüşmeler devam ediyor. Türkiye'nin AB'nin bu mali imkanlarından yararlanabilmek için AB normlarına uygun projeler hazırlaması gerekiyor. Hibe ve kredilerin ağırlıklı olarak istihdam ve sosyal işler, çevre, tarım, telekomünikasyon, iç pazar için uygunluk değerlendirmesi, piyasa gözetimi, enerji, KOBİ'ler, siyasi kriterler, adalet ve içişleri gibi öncelikli alanlarda kullanılması öngörülüyor.
Önceki krediler karşılıksız değildi
AB, Türkiye'ye Helsinki zirvesinde adaylık vermeden önce de çeşitli krediler açtı. 1964-1995 yılları arasında mali protokoller, tamamlayıcı protokol ve özel mali işbirliği çerçevesinde AB'den 78 milyon ECU'sü hibe ve 927 milyon ECU'sü faizli kredi olmak üzere toplam 1 milyar 5 milyon ECU, Türkiye'nin kasasına girmiş oldu.
Yunanistan'ın vetosu nedeniyle krediler alınamıyor
Öte yandan Gümrük Birliği kapsamında yukarıdaki kaynaklara ek olarak 375 milyon ECU tutarında bütçe kaynaklı hibe ve 750 milyon ECU tutarında Avrupa Bankası kredisi verilmesi öngörülürken, bu yardımlar, AB'nin Gümrük Birliği kararı çerçevesinde 1995 yılında yaptığı tek taraflı bildirimle taahhüt altına alınmış, ancak Yunanistan'ın vetosu nedeniyle o dönem kullanılamamıştı. AB bünyesinde Almanya'nın sözkonusu kredilerin Türkiye'ye verilmemesi için Yunanistan'ı öne sürdüğü yaygın şekilde dile getiriliyor.
Bunlara göre, AB ilk etapta 2006 yılına kadar MEDA-II (Akdeniz Yardım Fonu) kapsamında Türkiye'ye 889 milyon euro hibede bulunacak.
Aday ülkeleri tam üyeliğe hazırlamayı hedefleyen Avrupa Yatırım Bankası da 2006'ya kadar Türkiye'ye uzun vadeli ve düşük faizli toplam 1 milyar 470 milyon euro kredi vermeyi öngörüyor.
Şart üstüne şart
Yalnız Türkiye'nin sözkonusu kredileri alabilmesi için IMF sürecinde olduğu gibi belli şartları yerine getirmesi gerekiyor. Bunlardan biri ekonomik krizin atlatılması olarak öne çıkıyor. Krizin atlatılması halinde, AB'nin aday ülkeler için hazırladığı toplam 8.68 milyar euroluk "katılım öncesi kolaylığı" fonundan yararlanılabilecek. Bu krediden yararlanabilmek için, eğer kredi kamu sektörü tarafından kullanılacaksa aday ülke kredi notunun "BBB" düzeyinde, özel sektör tarafından kullanılması halindeyse kredi notunun "A+" olması şartı aranıyor!
Türkiye'nin fondan yararlanabilmesi için Ankara'da çeşitli formüller üzerinde çalışılırken, bu bağlamda kredi kullanım şartlarının Türkiye için daha esnek hale getirilmesi veya Türkiye için büyük ölçekli örnek proje temelinde bir istisna yapılması konusunda, Avrupa Yatırım Bankası ile Türk yetkililer arasındaki görüşmeler devam ediyor. Türkiye'nin AB'nin bu mali imkanlarından yararlanabilmek için AB normlarına uygun projeler hazırlaması gerekiyor. Hibe ve kredilerin ağırlıklı olarak istihdam ve sosyal işler, çevre, tarım, telekomünikasyon, iç pazar için uygunluk değerlendirmesi, piyasa gözetimi, enerji, KOBİ'ler, siyasi kriterler, adalet ve içişleri gibi öncelikli alanlarda kullanılması öngörülüyor.
Önceki krediler karşılıksız değildi
AB, Türkiye'ye Helsinki zirvesinde adaylık vermeden önce de çeşitli krediler açtı. 1964-1995 yılları arasında mali protokoller, tamamlayıcı protokol ve özel mali işbirliği çerçevesinde AB'den 78 milyon ECU'sü hibe ve 927 milyon ECU'sü faizli kredi olmak üzere toplam 1 milyar 5 milyon ECU, Türkiye'nin kasasına girmiş oldu.
Yunanistan'ın vetosu nedeniyle krediler alınamıyor
Öte yandan Gümrük Birliği kapsamında yukarıdaki kaynaklara ek olarak 375 milyon ECU tutarında bütçe kaynaklı hibe ve 750 milyon ECU tutarında Avrupa Bankası kredisi verilmesi öngörülürken, bu yardımlar, AB'nin Gümrük Birliği kararı çerçevesinde 1995 yılında yaptığı tek taraflı bildirimle taahhüt altına alınmış, ancak Yunanistan'ın vetosu nedeniyle o dönem kullanılamamıştı. AB bünyesinde Almanya'nın sözkonusu kredilerin Türkiye'ye verilmemesi için Yunanistan'ı öne sürdüğü yaygın şekilde dile getiriliyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.