Sözüm ona büyük bir tehlike atlattık. Arkasından herkes işin vahametini anladı. Bunun sorumluları aslında ülke sorunlarına vakıf olmayan, başımıza gelen her kötülüğü başkalarına devredip kandırıldıklarını anlatanlardır. Bunları marifetmiş gibi de yabancılara durmadan anlatmakla onları yeni projelere teşvik edenlerdir.
Demokrasilerde siyaset çok yanlış uygulanmaktadır. Çünkü siyaset yalan dolan, kandırma olarak tanımlanmıştır. Kim halkı ikna ederse iktidar olur. Genellikle dış siyaseti bilemeyen bir iktidar, iç siyasette asla muvaffak olamaz. Bu nedenle halk yalanlarla idare edilerek, koltuk uğruna ülkelerini kaybetme durumunda kalabilirler.
Eğer halkın bilinci yoksa devlet batağa saplanır. Kurtuluşu mümkün olamaz. Borçlanmalar bir ülkenin bağımsızlığını bozan en büyük etkendir. Kime, neden borçlandığını bile bilemeyen ülke, zaten bir devlet yapısına sahip olamaz. Toprak, bayrak, milli para, adalet, ordu olmadıkça devlet yoktur. Kurtuluş, bu değerleri bir an önce elde ederek sağlanır.
Şu anda fiilen Başkanlık sisteminde olduğumuzu herhalde görüyorsunuz. Meclis tatilde bile olsa kararnameler tek elden ya da tek dilden çıkıyor. Aslında, Meclis olmuş, olmamış fark etmiyor. Bir ülkenin savaşa girmesi, sınırları dışında operasyonlar yapma cesareti, ancak güçlü olması ile mümkündür. Bunun geçerli sebebinin de olması gereklidir?
Başkalarının sebepleri, hatta haksız gayeleri için savaşmak, hele din kardeşleri ile savaşmak dinen yasaktır. Suriye'de operasyonun her adımında izin aldığımızı kim inkar edebilir. Zaten ABD adına BOP haçlı savaşında olduğumuzu hala anlamamış biri varsa pes doğrusu. Elbette en ufak bir itaatsizlikte bir darbe korkusu yaşayanlara, benim tavsiyem: Çözüm elimizin altında. Çözüm, telefonun tuşunda, yirmi yıldır, yirmi dört saatte bu ülkeyi bir bütün olarak kurtaracağını söyleyendedir.
Ülkemizi batağa sürükleyenlere yalvarmak, onlara iltifat etmekte, hatta hakaretlerine katlanmak, ordusunu ABD'ye tahsis etmek tam olarak parçalanmak demektir. Bu gidişin devamında PKK ve PYD'nin tarafımızdan resmen kabulü olursa şaşırmayınız. Unutmayalım ki, Süleyman Şah türbesindeki yaşanan sahte başarıyı PYD ile paylaşmıştık. Taa başından beri ÖSO'nun Suriye'nin başına musallat edilen bir silahlı terör örgütü olduğunu ve bunun bizdeki benzerinin PKK olduğunu defalarca TV programlarında söyledim ve Yeni Mesaj gazetesinde yazdım. Pek çok arkadaşımız da bunu sık sık gündem ettiler hala da devam ediyorlar. Çünkü mantık denen akla dayanan Allah (c.c) vergisi bir değer vardır.
Neyse, olan olmuş. Derhal Prof. Dr. Haydar Baş'ın ilmi ile hiç vakit kaybetmeden hem kendinizi hem de önemli olan devletimizi, dinimizi ve bağımsızlığımızı anında kurtarınız. İlk adım milli paramızı basmak olmalıdır. Ne ekonomik ne de askeri darbeler (NATO veya ABD güçlerinin) sizleri korkutmasın, daha da çıkmaza girmeden kurtuluşa 'gel' diyelim. Bize emanet olan devleti, bizden sonrakilere daha da güzel emanet edelim. Korkunun ecele faydası yoktur bilelim.
Demokrasilerde siyaset çok yanlış uygulanmaktadır. Çünkü siyaset yalan dolan, kandırma olarak tanımlanmıştır. Kim halkı ikna ederse iktidar olur. Genellikle dış siyaseti bilemeyen bir iktidar, iç siyasette asla muvaffak olamaz. Bu nedenle halk yalanlarla idare edilerek, koltuk uğruna ülkelerini kaybetme durumunda kalabilirler.
Eğer halkın bilinci yoksa devlet batağa saplanır. Kurtuluşu mümkün olamaz. Borçlanmalar bir ülkenin bağımsızlığını bozan en büyük etkendir. Kime, neden borçlandığını bile bilemeyen ülke, zaten bir devlet yapısına sahip olamaz. Toprak, bayrak, milli para, adalet, ordu olmadıkça devlet yoktur. Kurtuluş, bu değerleri bir an önce elde ederek sağlanır.
Şu anda fiilen Başkanlık sisteminde olduğumuzu herhalde görüyorsunuz. Meclis tatilde bile olsa kararnameler tek elden ya da tek dilden çıkıyor. Aslında, Meclis olmuş, olmamış fark etmiyor. Bir ülkenin savaşa girmesi, sınırları dışında operasyonlar yapma cesareti, ancak güçlü olması ile mümkündür. Bunun geçerli sebebinin de olması gereklidir?
Başkalarının sebepleri, hatta haksız gayeleri için savaşmak, hele din kardeşleri ile savaşmak dinen yasaktır. Suriye'de operasyonun her adımında izin aldığımızı kim inkar edebilir. Zaten ABD adına BOP haçlı savaşında olduğumuzu hala anlamamış biri varsa pes doğrusu. Elbette en ufak bir itaatsizlikte bir darbe korkusu yaşayanlara, benim tavsiyem: Çözüm elimizin altında. Çözüm, telefonun tuşunda, yirmi yıldır, yirmi dört saatte bu ülkeyi bir bütün olarak kurtaracağını söyleyendedir.
Ülkemizi batağa sürükleyenlere yalvarmak, onlara iltifat etmekte, hatta hakaretlerine katlanmak, ordusunu ABD'ye tahsis etmek tam olarak parçalanmak demektir. Bu gidişin devamında PKK ve PYD'nin tarafımızdan resmen kabulü olursa şaşırmayınız. Unutmayalım ki, Süleyman Şah türbesindeki yaşanan sahte başarıyı PYD ile paylaşmıştık. Taa başından beri ÖSO'nun Suriye'nin başına musallat edilen bir silahlı terör örgütü olduğunu ve bunun bizdeki benzerinin PKK olduğunu defalarca TV programlarında söyledim ve Yeni Mesaj gazetesinde yazdım. Pek çok arkadaşımız da bunu sık sık gündem ettiler hala da devam ediyorlar. Çünkü mantık denen akla dayanan Allah (c.c) vergisi bir değer vardır.
Neyse, olan olmuş. Derhal Prof. Dr. Haydar Baş'ın ilmi ile hiç vakit kaybetmeden hem kendinizi hem de önemli olan devletimizi, dinimizi ve bağımsızlığımızı anında kurtarınız. İlk adım milli paramızı basmak olmalıdır. Ne ekonomik ne de askeri darbeler (NATO veya ABD güçlerinin) sizleri korkutmasın, daha da çıkmaza girmeden kurtuluşa 'gel' diyelim. Bize emanet olan devleti, bizden sonrakilere daha da güzel emanet edelim. Korkunun ecele faydası yoktur bilelim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017