Kör kütük biraz da hödük bir aşk hikayesi

Dizinin adı: Bir aşüfte masalı

Dizinin oyuncuları: Aşüfte ile kör-kütük ve hödük.

Dizinin yayına girdiği tarih: Tesadüf bu ya, tam da İstanbul'un haçlılardan kurtarıldığı tarih.

Filmin özeti,

yalanın rozeti,

sonucun klozeti şöyledir. (Lütfen işiniz bitince pisuarı çekmeden çıkmayın)

Delikanlı kıza kör kütük aşıktır.

Bu aşkının sebebi aslında hödüktür.

Aslını isterseniz kör kütük ve hödük aşığın sevdalısı kız da değildir hani.

Dul da değildir.

Ne olduğu kesin değildir.

Çok ciddi cinsiyet sorunu yaşıyor aslını isterseniz.

Ama birileri ona onu öyle anlatmış,

Öyle allayıp pullamış,

Öyle paketleyip kolilemiş ki, delikanlı kör kütük ve hödük aşık olmaktan kendini ne yapsa alamıyor ondan.

Peki ne kız ne dul olmayan,

Ne yapsan dolmayan,

Rengi hiç solmayan,

Aslını bulmayan bu, uğruna Roma yakılan nedir, nasıl bir şeydir?

O, bütün cinsleri kendinde toplayan, nevi şahsına münhasır bir şeydir.

Bazen traves...dir.

Bazen lez...ndir.

Bazen ga...dır.

Bazen veled-i zi..dır.

Dedik ya, her an bir şeydir.

Peki kör kütük ve hödük delikanlı niye ona böylesine aşık olmuştur.

Soyuna sopuna, ipine ve sapına denk düşmeyen bu hilkat garibesine kim aşık etti bu delikanlıyı?

Kim çeldi kafasını?

Kim taktı tasmasını?

Kim yutturdu kasmasını?

Dünyada şehirler yakan,

Semtler yıkan çok aşklar görülmüştür.

Ama böylesi ilk kez görülüyor.

Kör kütük ve hödük delikanlı bu aşk uğruna baba yadigarı ne varsa satıp onun yoluna serdi.

Antika eşyalar,

Kıymetli takılar,

Tüfekler, kılıçlar ve çakılar.

Köyün en verimli arazisi bile bu tek kelime ile "aşüftenin" uğruna ellere satıldı.

Yo yo satılmadı, hibe edildi.

Korkmasa (pek de korktuğu yok ya) geride kalan ne varsa, onları da verecek.

Gün görmüş,

Günler görmüş,

Geçmişinden ibret,

Geleceğinden dert duyanlar bu işe karşı çıkıyor olsa da, ne dense razı bu kör kütük ve hödük delikanlı.

Peki bütün bunlar ne uğruna yapılıyor?

İşte o cinsiyeti ve cibilliyeti belli olmayan şey uğruna.

Geçmişte delikanlının sülalesi ile o "aşüftenin" -sülalesi yok ya- köylüleri arasında çok şiddetli arazi kavgaları olmuş.

Kalan kalmış, ölen ölmüş.

Bu kavga köyü birkaç parçaya bölmüş.

Aralarında;

Kan davası dersen, var.

Namus davası dersen, var.

Din kavgası dersen, var.

Den kavgası dersen, var.

Beden kavgası dersen, var.

Su kavgası desen, o da var.

Irza geçme,

Gasp,

Cinayet,

Kan, kin, intikam, (hepsi bu filimde), kısaca akla gelebilecek her türlü densizlik ve dinsizlik bu aşüftenin sopunda var.

Bu uğurda kaç yıl süren kan, kin ve tekin savaşlar bile olmuş.

Ama delikanlı aşık olmuş bu aşüfteye bir kere.

Ne yapsanız,

Ne etseniz,

Nereye gitseniz fayda yok.

Bu dillere pelesenk,

Bulunmaz ahenk,

Uslanmaz pe..nk...aşk o kadar kontrolden çıktı ki, geçmiş bir kalemde silinip atıldı.

Kan davası, pelikan kavgasına,

Din kavgası, ladin (bir ağaç türüdür, başka çeşit anlaşılmasın) kavgasına,

Namus kavgası, Nodrdamus kavgasına,

Toprak kavgası, hop tiri kayrak kavgasına çevrildi.

Şan, şeref ve şahsiyet, sizlere afiyet.

Tarihler bu aşkı çok yazacak çok.

Bir neslin,

Bir milletin,

Bir kavmin helakine gebe bu sevdayı çok konuşacak insanlar.

Bir aşüfte ile kör kütük ve hödük bir adamın aşkını çok dinleyecek beşeriyet.

Bu diziyi kaçırmayın.

Kalp krizi

Biricik yeğenim Nizamettin Yılmaz bulup gönderdi. İnşallah gerekmez ama yine de okuyun.

Kalp krizi sırasında kişinin kendine yapacağı yardım hayat kurtarıyor. Diyelim ki saat 18:15 ve zorlu bir iş gününden sonra arabanızla yalnız başınıza eve dönüyorsunuz. Birden göğsünüzde başlayıp, kolunuza ve çenenize doğru ilerleyen şiddetli bir ağrı hissediyorsunuz. Evinize en yakın hastaneden sadece 10 km uzaklıktasınız, fakat o mesafeye bile ulaşıp ulaşamayacağınızdan emin değilsiniz. Ne yapabilirsiniz?

Kalp masajı konusunda belki eğitim de almıştınız ama size öğreten şahıs, muhtemelen bu masajı kendi kendinize nasıl yapabileceğinizi öğretmedi...Son zamanlarda bir sürü insan kalp krizine yalnız başınayken yakalanmaktadır. Yardım olmaksızın, normal kalp atışı bozulan ve baygınlık hisseden bir insanın bilincini yitirmeden önce sadece 10 saniyesi vardır. Bu durumda kalan şahıslar kendilerine, devamlı ve şiddetli bir şekilde öksürerek yardımcı olabilirler. Her öksürükten önce derin bir nefes alınmalı ve öksürük sanki göğüs derinliğinden balgam çıkarmak istercesine derin ve uzun olmalıdır. Derin nefes alma ve öksürük, yardım gelene ya da kalp normal ritmine geri dönene kadar, durmaksızın her iki saniyede bir olacak şekilde devam etmelidir. Derin nefes alma akciğerlere oksijen ulaştırırken, öksürük hareketi kalbi sıkıştırarak kanın dolaşımını sürdürür. Kalp üzerindeki sıkıştırma hareketi aynı zamanda kalbin normal ritmine dönmesine de yardımcı olur. Bu şekilde, kalp krizine maruz kalan kişi, kendisini bir hastaneye ulaştırabilir. Bunu elinizden geldiğince daha çok insana ulaştırın, onların hayatını kurtarabilirsiniz.