Allah (c.c.) Hz. İbrahim'i dost edinince, melekler:"Ey Rabbimiz! İbrahim sana nasıl dost olabilir? Nefsi, malı ve evladı var. Kalbi bunlara meyyaldir..." dediler. Müteakıben şu ibretli manzaralara ve Hz. İbrahim'in ağır imtihanlarına şahid oldular. İbrahim (a.s.) mancınıkla ateşe atılacağı zaman, melekler heyecanlandı. Bir kısmı Allah Teala'dan Hz. İbrahim'e yardım etmek için izin istediler. Melekler, Hz. İbrahim'e bir isteği olup olmadığını sorunca, İbrahim (a.s.):"Dostla dostun arasına girmeyin!" buyurdu.Daha sonra Cebrail (a.s.) geldi:"Bana bir ihtiyacın var mı?" diye sordu.İbrahim (a.s.):"Sana ihtiyacım yok. O bana yetişir; ne iyi vekildir!" buyurdu.Hz. İbrahim (a.s.) Allah'a verdiği andı yerine getirmek için oğlu Hz. İsmail'i kurban etmeğe götürürken melekler yine heyecanlandılar:"Bir peygamber, bir peygamberi kurban etmeğe götürüyor!" dediler.İsmail (a.s) ise, babası Hz. İbrahim'e:"Ey babacığım! Emrolunduğunu yap! İnşaallah beni sabredenlerden bulursun. Bıçağını iyi bileyle; hemen kessin; can vermek kolay olur... Bıçağı çekerken de yüzüme bakma! Belki babalık şefkati ile geciktirebilirsin... Benim üzüntüm, kendi elinle kurban ettiğin evladının acısını ve hasretini ömür boyu unutmamandır..."Baba-oğul, teslimiyet okyanusunda yüzerken, Cebrail (a.s) yetişti. Bıçağı köretti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.