Yıllarca teröre destek veren ülkelerin, bir gün terörle karşı karşıya geleceği kesindir. Bunu sadece terör için değil, her konuda hatırlatan atasözleri vardır. En basitinden, "Gülme komşuna gelir başına", "Ne ekersen onu biçersin" ve benzer sayısız atasözü vardır.İnançlarımızdan biliriz ki, hiç bir kimse veya topluluğun yaptığı yanına kalmaz. Asırlardır tarihinde Türk milletinin komşuları karsısında TERÖR silahına sarıldığı ve masum insanların ölmesine neden olduğu görülmemiştir.Ne yazık ki bu son 14 yıl içinde, her türlü değeri ayaklar altına alanların, teröre destek konusunda utanç verici davranışları, alenen dünyanın gözü önünde yapılmıştır. Bunu inkar etmek, elbet mümkün değildir. Resmen eğitip donattık, yetmedi, hastalarını tedavi edip, ellerine silahlar verip komşularımızın üzerine attık. Hepimiz biliyoruz. Ancak pek azımız işin farkında.Hala da uyanmayanlar arasında, ne yazık ki 6 milyon insanımız araştırmalarda IŞİD sempatizanı olarak tespit edilmiştir. Büyük oranda da ESAD düşmanı. İftira edenlerin her iki dünyada da hesabı çok ağırdır. Aslında suçun büyük oranda medyada olduğu bir gerçektir. En ağır suç ise medyayı da elinde tutan iktidarlardır. Aldıkları emirleri harfiyen yerine getirme durumunda kalan bu idarecileri seçenlere söylenecek sözü birisi söylemişti. Toprağı bol olsun. Irak ve Suriye'de yaşayan Türkmenlerin elinden tutmak ne kelime, onları da öldüren silahlar ne yazık ki ÖSO, İŞİD veya başka bir guruba teslim edilmiştir. Türkmenlere yardım diye sınır ötesini bahane edemezsiniz.Kesinlikle sınırı geçeceksiniz. Bu milletimizin tercihinin sonucudur. ABD'nin emridir. BOP'un gereğidir. Hangi sınırdan bahsediyorsunuz.Lozan antlaşmasında güney sınırları, ABD tarafından kabul edilmemiştir. Amerika hangi sınırı çizerse ona göre sınır odur. Bu durumda ABD bu bölgeyi İsrail arzusuna göre dizayn etmek için buradadır. Burada sınırı aşmak, kesinlikle Rus, Suriye, İran, Çin vs. Suriye'ye karşı harp etmek demektir. O bölgede sadece İŞİD ve envai türlü guruplarla savaşılacağını göremeyecek kadar gaflet olamaz.Hadi iktidarda olan kimseler bunu göremedi diyelim. Türk ordusu ve komutanlarının hükumeti uyarması ve tehlikeyi haber vermesi gereklidir. Bu görevi resmen açık olarak yapmasıdır. Burada çıkacak bir çatışma ABD'nin ve Rusya'nın ve Çin'in yeni harp silahlarının deneneceği, askerinizin ve ülkemizin Suriye'den daha beter bir duruma düşeceği, halkımızın topyekun esir, ülkenin her bölgesinin işgal edileceği demektir. Sınırı aşınca bu bir sonuçtur. Büyük ihtimalle de Anadolu'yu paylaşmak için ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞININ başlamasıdır.Öncelikle şunu söylemede yarar vardır: Bu durum yılların hatalarının bir sonucudur. Borç ve iktidar hırslarının ve bu nedenlerle ABD desteği için verilen tavizlerin bir sonucudur. Elbet zamanla da, vatana millete verilen sözlere ve de mecliste edilen namus üzerine yeminlere karşı tavizleri uygulamak, orta doğuda daha önceki liderlerin kaderini yaşama korkusu ve devamlı şantajlar, iktidarları tam teslimiyete mahkum etmiştir. Bu durumdan yetkililerin ne pahasına olursa olsun, vatan sağ olsun demesi gereklidir. Seçime, istifaya gerek kalmadan bir an önce Prof. Dr. Haydar Baş'a ve BTP kadrolarına danışmalarını ve bu bataktan kurtulma yollarını aramalarını tavsiye ederim. Bu son şanstır.BU VATAN BİZİMDİR BİZİM KALACAKTIR.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017