Çözümsüzlük çözüm değildir, vecizesiyle işe başlayan ve sanki yapabileceği bir şey, varabileceği faydalı bir hedef varmış havası basan AKP, sakim politikasının tabii neticesine çoktan varmıştı. Bu netice "teslimiyet"ti. Çözümsüzlük çözüm değildi ama anlaşıldı ki AKP için "Teslimiyet çözümdü". Nitekim, AKP'nin emri ile Kıbrıs'ta Meclis'e bir kanun sevk edilmiştir. Bu kanuna göre, Rumlar eski mülklerini alabileceklerdir. Böylece Kıbrıs'ta Türk'ün işgalci olduğu kabul edilmiş ve KKTC fiilen meşruiyetini kaybetmiş ve Türk Ordusu da istilacı duruma düşmüş olacaktır. Kıbrıs'ın vatanseverleri bu kanuna "Yok oluş kanunu" demektedirler. Volkan Gazetesi bir aydır bu kanunun zararlarını, yanlışını, gizli emellerini ortaya koymakla meşgul. Nihayet, Volkan'ın başyazarı Sabahattin İsmâil, KKTC Meclisi'nin Hukuk ve Siyasi İşler Komitesi'nde etraflı bir konuşma yaparak bu kanunun nasıl bir kanser olduğunu anlatmıştır. Sabahattin İsmail sözlerine bu kanunun temel boşluğunu ve yanlışlığını, kırkiki sene önce başlayan bir savaşı ve henüz bir barış yapılmamış olmasını, savaş hali ve ateşkes halinin ve Barış Gücü'nün mevcudiyetinden ve hiçbir milletlerarası kuruluşun Türkler'i işgalci diye görmemelerinden habersiz ve bazı barış parametreleri de doğmuşken ve bu işin mutlaka bir barış antlaşmasıyla halledilmesi gerekirken, bütün bunları göz ardı edip meseleyi barış zamanında halledilebilir bir hukuki ve ferdi ihtilâf şekline sokmasıdır. Bu anlayış Kıbrıs'ın cenaze namazının kılınması manasına gelir.Bundan sonra Sabahattin İsmail, 42 senedir Kıbrıs'ta yaşanan savaşı, Rumlar'ın yaptıklarını ve mecburi Türk müdahalesini, Türkler'in uğradığı can ve mal kaybını rakamlarla anlatmış ve neticede şu çok haklı ve adaletli suali sormuştur:"Basit bir trafik kazasında bile tarafların kusuru aranır ve tartılırken, bu kadar mühim bir davada asıl suçlunun sorumluluğu hiç yokmuş gibi davranıp kendi milletini, mağdur ve mazlum iken suçluymuş gibi maddi ve manevi tazminata hükmetmek, zarara uğratmak ne demektir?" Bu soru meselenin can noktasına parmak basmıştır.Sabahattin İsmail, sonuç olarak bu Kıbrıs'ın % 80'inin savaş tazminatı olarak Rumlar'a bırakılması ve Türk ordusunun ve milletinin yağmacı, hırsız, işgalci kabul edilmesidir. Ardından şahsi tazminat davaları gelecektir ki zaten AİHM de bunun için pusudadır, dedikten sonra Meclis üyelerine şu can alıcı son soruyu yöneltmiştir: "KKTC Başsavcısı tarafından Anayasa'ya aykırı olduğu belirtilen bu kanunu kabul ettikten sonra, AB ve onu takiben AKP bir de Türk Askeri'nin çekilmesini isterse ona dair bir kanun da yapacak mısınız?"KKTC'nin bu vatanperver kaleminin sorduğu suali biz de böyle bir kanunun çıkması için bütün gücünü kullanan Ankara'ya soralım: "Böyle bir durumda Türk Ordusu'nun da çekilmesi için bir kanun yapılması emrini verebilecek misiniz?Çünkü KKTC Meclisi bu felâket kanununu Ankara'nın baskısıyla kabul etmiş bulunmaktadır. Ergun Göze
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.