İnsan hayatının en önemli dönemi olan öğretim çağı, kişinin tüm hayatı üzerinde etkisini göstererek hayatının belirleyici ve yönlendirici unsuru olur çoğu kez. Öğretim olgusu birtakım bilgileri ezberlemenin ötesinde, bilginin yararlı olarak kullanımı biçiminde gerçekleşirse bir anlam ve değeri olur kuşkusuz. Öğrencinin derin bir kavrayışla nesne ve olaylar üzerinde düşünmesini, belli alandaki beceri ve yeteneklerini geliştirmesini sağlayan öğretimin yararlı olduğu söylenebilir.
Yine öğretim hayatında öğrencinin çalışkanlığını, zekâsını, becerisini, kısaca tüm başarısının derecesini anlamak için, karnelere sanki hiç değişmeyecek kesin gerçekleri gösteren belgeler gözüyle bakılır, belki. Bu nedenle karnesi iyi olan öğrenci ödüllendirilirken; iyi olmayan cezaya layık görülür ailesince kimi zaman.
Ancak öğretim hayatını tek başına algılamak yerine onu eğitim olgusu kapsamında ele alarak düşünmek; doğru, gerçekçi kararlar vermeyi kolaylaştırır. Bu durumda ne aile üzülür ne de çocuk hırpalanır. Aile ve öğretmenin işbirliğiyle çocuğun sorunlarının neler olduğu öğrenilirse; ona bu konuda destek olunarak sorunları çözümlenir.
Okuldaki rehberlik hizmetlerini; "başarıya ulaşma, dostluk, arkadaşlık, yol göstererek sorunları çözme" biçiminde tanımlayan öğrencilerin bu görüşleri üzerinde düşünülmelidir. Öğrencilerin istedikleri, özlemini çektikleri başarıya ulaşması için kendi yeteneklerini öğreneceği güvendiği bir rehbere, sorunlarını çekinmeden açıklayacağı bir arkadaş gibi görmek istediği bir kişiye, kendisine zor anlarında yardım elini uzatacak sevecen, merhametli bir dosta gereksinim duyduğu anlaşılıyor.
Günümüzde yaşanan ekonomik, sosyal, ahlakî ve kültürel sarsıntıdan çocukların etkilendiği gerçeğini gözönüne alarak bir kez daha düşünmek gerek onları suçlamadan önce. Okul harçlığını kazanmak için kapı kapı dolaşarak bir şeyler satmaya çalışan çocuklar için neler yapmamız gerektiğini düşünürken yüreğimiz sızlıyor. Başarısız karnenin kokusuyla evini terkeden, hayata karamsar bakarak yanlış kararlarla kendi hayatının acı sonlarını hazırlayan çocukların dramı yaşanmasın artık bu karne döneminde. Karneler sürekli karanlık tablolar olarak karşımıza çıkmıyor elbette. Günler öncesinin heyecanlı bekleyişi başarının sevinç ve mutluluğuyla da kucaklaşıyor. İşte o an pırıl pırıl zekâya sahip yetenekli çocuklarımızla gurur ve övünç duyuyoruz aile, öğretmen, tüm yetişkinler olarak ulusça. Sonuç olarak eğitim ve öğretimin birbiriyle özdeşleşmiş bir bütün olduğunu unutmadan çocuklara sevgiyle, dostça yaklaşarak sorunlarına çözüm bularak geleceğe hazırlamak gerekli, onları geçmişte ilim öğrenmenin üstün ve kutsal bir görev olduğunu belirtmiş büyüklerimiz sürekli. Öğretme yönteminin doğru, yapıcı alanını ise; Peygamber Efendimizin (sav) "Kolaylaştırınız zorlaştırmayınız; müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz" hadisinden seçebiliriz. Dileyelim ki çocuklarımız, şefkatli ellerin, sevgi dolu yüreklerin, incitmeyen tatlı dillerin kuşattığı ılımlı ortamlarda eğitim ve öğretimini tamamlasın. Bunun için kardeşce birlik, sağlam inanç, kalkınma yolunda destekleyerek çalışma, dirlik-düzen, hoşgörü ve anlayışı, kutsal değerleri canlandırarak en güzeliyle yaşatmak konusunda hepimizin görevi var... Eğitim ve öğretim yoluyla taşıyabilmeliyiz sahip olduğumuz yüce değerleri, tüm güzellikleri çocukların geleceğine. Kuşkusuz karneleri beklerken; çocuklarımız koşacaktır içimizi ferahlatan en güzel çiçeklere benzeyen karneleriyle bizlere.
Cazibe IRMAK
Yine öğretim hayatında öğrencinin çalışkanlığını, zekâsını, becerisini, kısaca tüm başarısının derecesini anlamak için, karnelere sanki hiç değişmeyecek kesin gerçekleri gösteren belgeler gözüyle bakılır, belki. Bu nedenle karnesi iyi olan öğrenci ödüllendirilirken; iyi olmayan cezaya layık görülür ailesince kimi zaman.
Ancak öğretim hayatını tek başına algılamak yerine onu eğitim olgusu kapsamında ele alarak düşünmek; doğru, gerçekçi kararlar vermeyi kolaylaştırır. Bu durumda ne aile üzülür ne de çocuk hırpalanır. Aile ve öğretmenin işbirliğiyle çocuğun sorunlarının neler olduğu öğrenilirse; ona bu konuda destek olunarak sorunları çözümlenir.
Okuldaki rehberlik hizmetlerini; "başarıya ulaşma, dostluk, arkadaşlık, yol göstererek sorunları çözme" biçiminde tanımlayan öğrencilerin bu görüşleri üzerinde düşünülmelidir. Öğrencilerin istedikleri, özlemini çektikleri başarıya ulaşması için kendi yeteneklerini öğreneceği güvendiği bir rehbere, sorunlarını çekinmeden açıklayacağı bir arkadaş gibi görmek istediği bir kişiye, kendisine zor anlarında yardım elini uzatacak sevecen, merhametli bir dosta gereksinim duyduğu anlaşılıyor.
Günümüzde yaşanan ekonomik, sosyal, ahlakî ve kültürel sarsıntıdan çocukların etkilendiği gerçeğini gözönüne alarak bir kez daha düşünmek gerek onları suçlamadan önce. Okul harçlığını kazanmak için kapı kapı dolaşarak bir şeyler satmaya çalışan çocuklar için neler yapmamız gerektiğini düşünürken yüreğimiz sızlıyor. Başarısız karnenin kokusuyla evini terkeden, hayata karamsar bakarak yanlış kararlarla kendi hayatının acı sonlarını hazırlayan çocukların dramı yaşanmasın artık bu karne döneminde. Karneler sürekli karanlık tablolar olarak karşımıza çıkmıyor elbette. Günler öncesinin heyecanlı bekleyişi başarının sevinç ve mutluluğuyla da kucaklaşıyor. İşte o an pırıl pırıl zekâya sahip yetenekli çocuklarımızla gurur ve övünç duyuyoruz aile, öğretmen, tüm yetişkinler olarak ulusça. Sonuç olarak eğitim ve öğretimin birbiriyle özdeşleşmiş bir bütün olduğunu unutmadan çocuklara sevgiyle, dostça yaklaşarak sorunlarına çözüm bularak geleceğe hazırlamak gerekli, onları geçmişte ilim öğrenmenin üstün ve kutsal bir görev olduğunu belirtmiş büyüklerimiz sürekli. Öğretme yönteminin doğru, yapıcı alanını ise; Peygamber Efendimizin (sav) "Kolaylaştırınız zorlaştırmayınız; müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz" hadisinden seçebiliriz. Dileyelim ki çocuklarımız, şefkatli ellerin, sevgi dolu yüreklerin, incitmeyen tatlı dillerin kuşattığı ılımlı ortamlarda eğitim ve öğretimini tamamlasın. Bunun için kardeşce birlik, sağlam inanç, kalkınma yolunda destekleyerek çalışma, dirlik-düzen, hoşgörü ve anlayışı, kutsal değerleri canlandırarak en güzeliyle yaşatmak konusunda hepimizin görevi var... Eğitim ve öğretim yoluyla taşıyabilmeliyiz sahip olduğumuz yüce değerleri, tüm güzellikleri çocukların geleceğine. Kuşkusuz karneleri beklerken; çocuklarımız koşacaktır içimizi ferahlatan en güzel çiçeklere benzeyen karneleriyle bizlere.
Cazibe IRMAK
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.