Bugün insan hayatının, Müslüman hayatının kıymetinden bahsetmek istiyorum. Bir Müslüman'ın hayatı senin, benim için ne anlam ifade ediyor? Veya karşımızdaki insanın hayatına ne kadar kıymet veriyoruz? Tabi bu soruların cevabı bizim hayatımızın da ne kadar değerli veya değersiz olduğuna cevaptır.
İnsan hayatı değersizleşti, cümlelerini her platformda duyuyorsunuz. Siyasetçilerden, medyadan, kahvehane sohbetlerine kadar herkes aynı fikirde. Çünkü ortada utanç ötesi rakamlar var. İnsanımız, sivrisinek öldürür gibi ani reflekslerle birbirini öldürüyor. Bu hem maddi, hem de manevi anlamda vahametin ötesinde bir durum.
Prof. Dr. Haydar Baş, 2018'e girdiğimiz saatlerde canlı yayında şu çağrıyı yapıyordu:
"Hırsızlık, uyuşturucu kullanımı, kadın cinayetleri, aile içi şiddet, alkol kullanımı, çocuk istismarı... Her biri aldı başını gitti. Bu toplum bizim. Bu olayların önüne geçmemiz lazım. 2017'de bunu beceremedik, 2018'de başarmamız lazım.
Milletin bunu dert edinmesi lazım. Bakıyorum da milletin böyle bir derdi de yok! Bu vatan bizim, yanlış yapanları nasıl düzelteceğiz, elbet bunu düşünmemiz lazım. 2018 yılı inşallah bu yanlışların düzeltildiği, doğru istikamet üzerine bir hayat yoluna girildiği bir yıl olsun.
Allah (c.c.) vatana, millete, devlete ve dine hadim ve hadime evlatlar yetiştirmeyi bizlere nasip etsin. Türkiye'nin problemi bizi yanlış yönlendirenlerdir. Bizim kardeş olmaktan başka çaremiz yok."
Evet, kardeş olmamız lazım. Nasıl? Bizim kardeşliğimiz imandan gelir. Neye iman ettiğimizi bilmemiz gerekir ki, kardeşlik hukukunu anlayalım. Mahlûkata değer verelim. Hak, kavramı gönüllerde, vicdanlarda bir ölçü olsun.
İmam Cafer (a.s.) Hazretlerinden bir olay aktarayım:
"Bir gün Hz. Peygamber'e (s.a.v.) bir Müslüman'ın öldürülerek bir mevkie atıldığını haber verdiler. Hz. Peygamber (s.a.v.) oraya doğru hareket etti. Herkes olaydan haberdar oldu. Hz. Peygamber (s.a.v.) ile birlikte hareket ederek cesedin yanına geldiler.
Hz. Peygamber (s.a.v.); "Katil kim?" diye sordu. "Bilmiyoruz" diye arz ettiler. Hz. Peygamber (s.a.v.) şaşkınlık içinde şöyle buyurdu:
"Müslümanlar arasında bir maktul oluyor ve kimse katilini bilmiyor, öyle mi? Beni peygamber olarak seçene yemin olsun ki, eğer gök ve yeryüzü sakinleri bir Müslüman'ın kanına ortak olursa hatta kanının dökülmesine razı bile olsalar, şüphesiz Allah (c.c.) onların tümüne azap eder. Onları cehennem ateşine sokar." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Cafer eseri, sh:487)
Bir başka hadis-i şerif aktarayım:
"Günahsız olarak (mazlum) öldürülen veya dövülen kimsenin yanında durmayın. Çünkü mazlumun yanında durduğu halde, onu savunmayan kimseye lanet yağar."? "Zulmedilen bir yerde olmak insana yakışmaz. Bulunduğu takdirde hakkı savunmalıdır. Onun bu davranışı ecelini öne almayacağı gibi, kendisine takdir olunan rızıktan da mahrum bırakmaz." (İhya? C:2, sh:1996)
"La ilahe illallah Muhammed Resûlullah" tevhit cümlesine iman ve ikrar eden bir Müslüman'ın canı, malı, ırzı ve toprağı, Allah'ın katında Beytullah'tan daha kıymetlidir; ona kastetmek, Kâbe'yi yıkmaktan daha ağır bir vebaldir." (İbn Mace, Fiten, II/1297)
İnsanımız hırs küpüne dönüştürülmüş vaziyette. İman ettiğin, Müslüman öldürmenin vebalini bildiğin halde siyasi veya başka bir sebeplerle bir Müslüman'ın hayatına kastedebilir misin?
Etmezsin. Ya, şunların katli vaciptir, şunlar şunlar kâfirdir vs. sözleriyle insanımızın bir kesimini hedef gösteren dini ve siyasi vasıflı kişilere destek vermenin de bir Müslüman'ı katletmekle aynı kapıya çıktığını ne zaman anlayacaksın?
Birilerinin mal, makam hırsı için imanını tehlikeye atma. Ahirette kaybedenlerden olma. Unutma! Biz, kardeşiz.
Şu hadisi de unutma! "Kim Müslüman'a kılıç kaldırırsa, o Muhammed ümmeti değildir, Müslüman'la savaşmak küfürdür." (Müslim, Sahih, İman, 162 (99); 116 (64); Tirmizi, Sünen İman 15 (2636).
İnsan hayatı değersizleşti, cümlelerini her platformda duyuyorsunuz. Siyasetçilerden, medyadan, kahvehane sohbetlerine kadar herkes aynı fikirde. Çünkü ortada utanç ötesi rakamlar var. İnsanımız, sivrisinek öldürür gibi ani reflekslerle birbirini öldürüyor. Bu hem maddi, hem de manevi anlamda vahametin ötesinde bir durum.
Prof. Dr. Haydar Baş, 2018'e girdiğimiz saatlerde canlı yayında şu çağrıyı yapıyordu:
"Hırsızlık, uyuşturucu kullanımı, kadın cinayetleri, aile içi şiddet, alkol kullanımı, çocuk istismarı... Her biri aldı başını gitti. Bu toplum bizim. Bu olayların önüne geçmemiz lazım. 2017'de bunu beceremedik, 2018'de başarmamız lazım.
Milletin bunu dert edinmesi lazım. Bakıyorum da milletin böyle bir derdi de yok! Bu vatan bizim, yanlış yapanları nasıl düzelteceğiz, elbet bunu düşünmemiz lazım. 2018 yılı inşallah bu yanlışların düzeltildiği, doğru istikamet üzerine bir hayat yoluna girildiği bir yıl olsun.
Allah (c.c.) vatana, millete, devlete ve dine hadim ve hadime evlatlar yetiştirmeyi bizlere nasip etsin. Türkiye'nin problemi bizi yanlış yönlendirenlerdir. Bizim kardeş olmaktan başka çaremiz yok."
Evet, kardeş olmamız lazım. Nasıl? Bizim kardeşliğimiz imandan gelir. Neye iman ettiğimizi bilmemiz gerekir ki, kardeşlik hukukunu anlayalım. Mahlûkata değer verelim. Hak, kavramı gönüllerde, vicdanlarda bir ölçü olsun.
İmam Cafer (a.s.) Hazretlerinden bir olay aktarayım:
"Bir gün Hz. Peygamber'e (s.a.v.) bir Müslüman'ın öldürülerek bir mevkie atıldığını haber verdiler. Hz. Peygamber (s.a.v.) oraya doğru hareket etti. Herkes olaydan haberdar oldu. Hz. Peygamber (s.a.v.) ile birlikte hareket ederek cesedin yanına geldiler.
Hz. Peygamber (s.a.v.); "Katil kim?" diye sordu. "Bilmiyoruz" diye arz ettiler. Hz. Peygamber (s.a.v.) şaşkınlık içinde şöyle buyurdu:
"Müslümanlar arasında bir maktul oluyor ve kimse katilini bilmiyor, öyle mi? Beni peygamber olarak seçene yemin olsun ki, eğer gök ve yeryüzü sakinleri bir Müslüman'ın kanına ortak olursa hatta kanının dökülmesine razı bile olsalar, şüphesiz Allah (c.c.) onların tümüne azap eder. Onları cehennem ateşine sokar." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Cafer eseri, sh:487)
Bir başka hadis-i şerif aktarayım:
"Günahsız olarak (mazlum) öldürülen veya dövülen kimsenin yanında durmayın. Çünkü mazlumun yanında durduğu halde, onu savunmayan kimseye lanet yağar."? "Zulmedilen bir yerde olmak insana yakışmaz. Bulunduğu takdirde hakkı savunmalıdır. Onun bu davranışı ecelini öne almayacağı gibi, kendisine takdir olunan rızıktan da mahrum bırakmaz." (İhya? C:2, sh:1996)
"La ilahe illallah Muhammed Resûlullah" tevhit cümlesine iman ve ikrar eden bir Müslüman'ın canı, malı, ırzı ve toprağı, Allah'ın katında Beytullah'tan daha kıymetlidir; ona kastetmek, Kâbe'yi yıkmaktan daha ağır bir vebaldir." (İbn Mace, Fiten, II/1297)
İnsanımız hırs küpüne dönüştürülmüş vaziyette. İman ettiğin, Müslüman öldürmenin vebalini bildiğin halde siyasi veya başka bir sebeplerle bir Müslüman'ın hayatına kastedebilir misin?
Etmezsin. Ya, şunların katli vaciptir, şunlar şunlar kâfirdir vs. sözleriyle insanımızın bir kesimini hedef gösteren dini ve siyasi vasıflı kişilere destek vermenin de bir Müslüman'ı katletmekle aynı kapıya çıktığını ne zaman anlayacaksın?
Birilerinin mal, makam hırsı için imanını tehlikeye atma. Ahirette kaybedenlerden olma. Unutma! Biz, kardeşiz.
Şu hadisi de unutma! "Kim Müslüman'a kılıç kaldırırsa, o Muhammed ümmeti değildir, Müslüman'la savaşmak küfürdür." (Müslim, Sahih, İman, 162 (99); 116 (64); Tirmizi, Sünen İman 15 (2636).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025