'Kardeşim Ali'yle destekle Beni'
Hz. Peygamber (s.a.a.) şöyle dua etti: "Ey Allah'ım! Göğsümü aç, işimi kolaylaştır. Kendi ailemden bir vezir ver Bana; kardeşim Ali'yi... Onunla destekle Beni, onu işimizde ortak yap ki, Seni daha çok tesbih edelim"
30.01.2014 00:00:00
"Musa şöyle dedi: 'Rabbim, gönlüme ferahlık ver. İşimi kolaylaştır, dilimden bağı çöz ki, sözümü anlasınlar, bana ailemden bir vezir ver, kardeşim Harun'u, beni onunla destekle, onu görevimde ortak kıl, böylece Seni çok tesbih edelim ve Seni çokça analım, şüphesiz bizi görmektesin." (Taha, 25-35).
İbn-i Abbas şöyle dedi: "Hz. Peygamber Ali'yi yanına alarak dört rekât namaz kıldıktan sonra, elini semaya doğru açarak, şöyle dedi: Ey Allah'ım! Kardeşim Musa'nın Sana dua ettiği gibi? Ben de Senin kulun Muhammed (s.a.a.) Ey Allah'ım! Göğsümü aç, işimi kolaylaştır. Dilimden de düğümü çöz ki, sözümü iyi anlasınlar. Kendi ailemden bir vezir ver Bana? Kardeşim Ali'yi, onunla destekle Beni, onu işimizde ortak yap ki, Seni daha çok tesbih edelim. Ve Seni daha çok analım." Daha sonra İbn-i Abbas şöyle dedi: "Bir münadinin şöyle dediğini duydum: Ya Ahmed! Senin isteklerin Sana verildi."
"Şüphesiz ki Ben tevbe edeni, inanan ve salih amel işleyen, sonra da doğru yola gireni muhakkak bağışlayanım." (Taha, 82).
İbn-i Hacer bu ayetin tefsirinde şöyle naklediyor: "Mü'minlerin Emiri Ali ve Ehl-i Beyt'in velayetine doğru girin." (Delail Sıdk, c.2, s.218).
Yani doğru yola girmekten kasıt Ehl-i Beyt'in velayetidir.
"Kim de Beni anmaktan yüz çevirirse, şüphesiz onun için sıkıntılı bir hayat vardır. Ve Biz onu kıyamet günü kör olarak haşrederiz." (Taha, 124)
Hafız Haskani Hanefi'nin nakline göre İbn-i Abbas bu ayet hakkında şöyle dedi: "Hakikaten kim Ali'in velayetini tanımadan dünyayı terk ederse kıyamet günü Allah onu kör, dilsiz olarak haşredecektir." (Şevahidu'l-Tenzil, c.1, s.379-380).
"Ehline namazı öğret." (Taha, 132).
Hz. Resûlullah (s.a.a.) bu ayet nâzil olduğunda, her namaz vakti kızı Fâtıma'nın ve Ali'nin kapısına giderek şöyle buyuruyordu: "Haydi namaza, Allah'ın rahmeti üzerinize olsun." Ve devamında, "Allah ancak ve ancak sizden her türlü pisliği gidermek ister ve sizleri tertemiz kılmak diler" (Ahzab, 33) ayetini okuyordu. (Şevahidu'l-Tenzil, c.1, s.381-382).
İbn-i Abbas şöyle dedi: "Hz. Peygamber Ali'yi yanına alarak dört rekât namaz kıldıktan sonra, elini semaya doğru açarak, şöyle dedi: Ey Allah'ım! Kardeşim Musa'nın Sana dua ettiği gibi? Ben de Senin kulun Muhammed (s.a.a.) Ey Allah'ım! Göğsümü aç, işimi kolaylaştır. Dilimden de düğümü çöz ki, sözümü iyi anlasınlar. Kendi ailemden bir vezir ver Bana? Kardeşim Ali'yi, onunla destekle Beni, onu işimizde ortak yap ki, Seni daha çok tesbih edelim. Ve Seni daha çok analım." Daha sonra İbn-i Abbas şöyle dedi: "Bir münadinin şöyle dediğini duydum: Ya Ahmed! Senin isteklerin Sana verildi."
"Şüphesiz ki Ben tevbe edeni, inanan ve salih amel işleyen, sonra da doğru yola gireni muhakkak bağışlayanım." (Taha, 82).
İbn-i Hacer bu ayetin tefsirinde şöyle naklediyor: "Mü'minlerin Emiri Ali ve Ehl-i Beyt'in velayetine doğru girin." (Delail Sıdk, c.2, s.218).
Yani doğru yola girmekten kasıt Ehl-i Beyt'in velayetidir.
"Kim de Beni anmaktan yüz çevirirse, şüphesiz onun için sıkıntılı bir hayat vardır. Ve Biz onu kıyamet günü kör olarak haşrederiz." (Taha, 124)
Hafız Haskani Hanefi'nin nakline göre İbn-i Abbas bu ayet hakkında şöyle dedi: "Hakikaten kim Ali'in velayetini tanımadan dünyayı terk ederse kıyamet günü Allah onu kör, dilsiz olarak haşredecektir." (Şevahidu'l-Tenzil, c.1, s.379-380).
"Ehline namazı öğret." (Taha, 132).
Hz. Resûlullah (s.a.a.) bu ayet nâzil olduğunda, her namaz vakti kızı Fâtıma'nın ve Ali'nin kapısına giderek şöyle buyuruyordu: "Haydi namaza, Allah'ın rahmeti üzerinize olsun." Ve devamında, "Allah ancak ve ancak sizden her türlü pisliği gidermek ister ve sizleri tertemiz kılmak diler" (Ahzab, 33) ayetini okuyordu. (Şevahidu'l-Tenzil, c.1, s.381-382).