"Başörtü, kişilerin kamu alanına girmesine manidir" düşüncesinin hukuki açıdan doğru olmadığını söyleyen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Bir iş devlet adına, dinden mülhem yapılmadıkça laiklik ihlal olmaz" dedi
BTP Çanakkale İl Teşkilatınca düzenlenen toplantıda konuşan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, resepsiyon krizi, Irak'a asker gönderme ve İmam Hatip Liseleri gibi gündeme oturan konular hakkında açıklamalarda bulundu.
Yorum sıhhatli değil
Çanakkale Kolin Otel'de düzenlenen toplantıda BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, cumhuriyetin kuruluş yıldönümünü kutlamak için Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde verilecek resepsiyona türbanlı eşi olan milletvekillerine ayrı, diğerlerine ayrı davetiye gönderilmesi suretiyle tekrar gündeme oturan türban meselesine değindi. Prof. Dr. Haydar Baş, türbanlı milletvekili eşlerinin, "Köşk bir kamu alanıdır" yorumuyla "başörtü kamu sahasına girmesine manidir" düşüncesinin hukuki açıdan doğru olmadığını söyledi. "Laikliğin ihlal edilebilmesi için yapılan işin din adına ve devlet adına yapılması lazım. Bir iş devlet adına, dinden mülhem yapılmadıkça bu laikliğin ihlali olmaz" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "Müslüman bir hâkim, hâkim oldu diye namaz kılmayı terk mi edecektir? Halbuki namaz vakti geldiği zaman inandığı için bir tarafta namazını eda eder. Kamu sahasında ibadet elbette yapılır. Eğer devlet adına yapılırsa yapılmaz. O zaman laikliğin ihlali olur. Nefsiniz, şahsınız adına yaptığınız zaman bu sizi bağlar, devleti bağlamaz. Kişinin başını din emrettiği için kendi adına örtmesi laikliğin ihlali değildir. 'Laiklik var' diye insanlar dinini mi terk edecek? Bu tür mütalaalar bir zamanlar insanları baskı altına almak için ileri sürülen görüşlerdi. Bunlar, insan haklarının doruk noktasına çıktığı bir dönemde artık rafa kaldırılmıştır. Dolayısıyla böyle bir hukuki mütalaa sıhhatli bir mütalaa değildir."
Asker gönderme milletin iradesi değil
BTP olarak mandacılıktan tamamen ari, bağımsızlığı sonuna kadar savunan siyasi bir kadro olduklarını, BTP'nin bağımsızlığı gaye edinen tek parti olduğunu söyleyen, "eskiden sağ sol vardı. Şimdi partileri mandacı, bağımsızlık yanlısı diye mütalaa etmek lazım" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, son gelişmelerin, Irak'a asker gönderme işinin, tezkereyi çıkarmak için çokça dile getirilen "milli çıkarlarımız"la uzaktan yakından alakası bulunmadığını gösterdiğini söyledi. Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle konuştu: "Milli menfaatler için asker göndermediğimiz ortaya çıktı. Bunu sayın Başbakanımız söyledi. Sayın Başbakanımız saygı duyduğum siyasi kişiliklerden biridir, ama, 'ABD istedi. Karar çıkarttık. Şimdi istemese göndermeyeceğiz, isterse göndereceğiz' dedi. Demek ki burada Türk milletinin iradesi söz konusu değil."
Aslolan müşkülatı
halletmektir
BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, meslek liselerinin üniversitelere girme konusundaki adaletsiz uygulama bağlamında gündeme gelen İmam Hatip Liseleri tartışmasında, İHL'lilere hakaret boyutuna varan gelişmeler konusunda da şunları söyledi:
"İHL konusunda sayın Başbakan dava açtı. Halbuki Başbakanlık makamı dâvâ makamı değildir. Hüküm makamıdır. Sayın Başbakan, icraatın başıdır. Dâvâ açmak vatandaşın yapacağı bir iştir. Mesela ben muhalefette bir siyasi parti genel başkanı olarak dâvâ açabilirim. Ama sizin göreviniz kanun çıkartıp müşkülatı halletmektir; biz bunu bekliyoruz."
BTP Çanakkale İl Teşkilatınca düzenlenen toplantıda konuşan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, resepsiyon krizi, Irak'a asker gönderme ve İmam Hatip Liseleri gibi gündeme oturan konular hakkında açıklamalarda bulundu.
Yorum sıhhatli değil
Çanakkale Kolin Otel'de düzenlenen toplantıda BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, cumhuriyetin kuruluş yıldönümünü kutlamak için Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde verilecek resepsiyona türbanlı eşi olan milletvekillerine ayrı, diğerlerine ayrı davetiye gönderilmesi suretiyle tekrar gündeme oturan türban meselesine değindi. Prof. Dr. Haydar Baş, türbanlı milletvekili eşlerinin, "Köşk bir kamu alanıdır" yorumuyla "başörtü kamu sahasına girmesine manidir" düşüncesinin hukuki açıdan doğru olmadığını söyledi. "Laikliğin ihlal edilebilmesi için yapılan işin din adına ve devlet adına yapılması lazım. Bir iş devlet adına, dinden mülhem yapılmadıkça bu laikliğin ihlali olmaz" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "Müslüman bir hâkim, hâkim oldu diye namaz kılmayı terk mi edecektir? Halbuki namaz vakti geldiği zaman inandığı için bir tarafta namazını eda eder. Kamu sahasında ibadet elbette yapılır. Eğer devlet adına yapılırsa yapılmaz. O zaman laikliğin ihlali olur. Nefsiniz, şahsınız adına yaptığınız zaman bu sizi bağlar, devleti bağlamaz. Kişinin başını din emrettiği için kendi adına örtmesi laikliğin ihlali değildir. 'Laiklik var' diye insanlar dinini mi terk edecek? Bu tür mütalaalar bir zamanlar insanları baskı altına almak için ileri sürülen görüşlerdi. Bunlar, insan haklarının doruk noktasına çıktığı bir dönemde artık rafa kaldırılmıştır. Dolayısıyla böyle bir hukuki mütalaa sıhhatli bir mütalaa değildir."
Asker gönderme milletin iradesi değil
BTP olarak mandacılıktan tamamen ari, bağımsızlığı sonuna kadar savunan siyasi bir kadro olduklarını, BTP'nin bağımsızlığı gaye edinen tek parti olduğunu söyleyen, "eskiden sağ sol vardı. Şimdi partileri mandacı, bağımsızlık yanlısı diye mütalaa etmek lazım" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, son gelişmelerin, Irak'a asker gönderme işinin, tezkereyi çıkarmak için çokça dile getirilen "milli çıkarlarımız"la uzaktan yakından alakası bulunmadığını gösterdiğini söyledi. Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle konuştu: "Milli menfaatler için asker göndermediğimiz ortaya çıktı. Bunu sayın Başbakanımız söyledi. Sayın Başbakanımız saygı duyduğum siyasi kişiliklerden biridir, ama, 'ABD istedi. Karar çıkarttık. Şimdi istemese göndermeyeceğiz, isterse göndereceğiz' dedi. Demek ki burada Türk milletinin iradesi söz konusu değil."
Aslolan müşkülatı
halletmektir
BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, meslek liselerinin üniversitelere girme konusundaki adaletsiz uygulama bağlamında gündeme gelen İmam Hatip Liseleri tartışmasında, İHL'lilere hakaret boyutuna varan gelişmeler konusunda da şunları söyledi:
"İHL konusunda sayın Başbakan dava açtı. Halbuki Başbakanlık makamı dâvâ makamı değildir. Hüküm makamıdır. Sayın Başbakan, icraatın başıdır. Dâvâ açmak vatandaşın yapacağı bir iştir. Mesela ben muhalefette bir siyasi parti genel başkanı olarak dâvâ açabilirim. Ama sizin göreviniz kanun çıkartıp müşkülatı halletmektir; biz bunu bekliyoruz."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.