Yerleştirildiği noktayı; emsalleri içinde ayrıcalıklı, üstün nitelikli ve mükemmel kılan bir kelimedir "Kalite". Kelimemizi bugün ise, Yüce Allah'ın seçip sevdiklerinde kullanalım. Kur'an-ı Kerim'de Rabbimizin sevip seçtiklerini, örnek gösterdiklerini; şahıslar, mekânlar ve kurallar gibi birçok kalemde görmek mümkündür. Hepsinin ortak yönü ise kaliteli olmalarıdır.
Yüce Mevlamız Peygamberlerini diğer kullarına karşı seçti ve kaliteli kıldı. Adem babamızdan günümüze kadar Peygamberlerin sayıları azdır ama kalitelidirler. Aynı şekilde günümüze kadar Peygamberleri tasdik eden ümmetleri azdır ama kalitelidirler. Peygamberimiz(sav)'den günümüze kadar İslam'ı hakkıyla yaşayıp özünü koruyan, Ehl-i Beyt ve sevenleri nicelik yönünden azdır ama kalitelidirler. Kaliteli kulları güzel ahlak; kaliteli mekânları ise Kâbe ve Arafat gibi örneklerle çoğaltabiliriz. Fakat hepsinde görürüz ki; kalitenin yanında olmak, kaliteyi yaşamak ve anlamak kaliteyi gerektiriyor.
Geçmiş ve günümüz toplumlarına baktığımızda, kalite dediğimiz Hak ile kalite yoksunu batıl arasında nitelik ve nicelik olarak bir dengeyle karşılaşırız. Doğruların eğrileri veya eğrilerin doğruları tasdik ettiğini göremezsiniz. Yüce Allah'ın koyduğu nitelik ve nicelik oran ve dengeleri hep korunmuştur. Kalite yoksunu eğrinin tasdiki her zaman çoğunluk olan eğriden, kalitenin diğer adı doğrunun tasdiki ise azınlık olan doğrudan yana olmuştur. Bu Rahmani bir ölçüdür. "Kişi dostunun dini üzerinedir" hadisiyle "Arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim" atasözüne, günümüz için "Tarafını söyle sana kaliteni söyleyeyim" öz değişini eklemek yerinde olacaktır.
Hz. Adem babamızdan günümüze kadar toplumları kaliteye çağıran kalitelilerin yanındakilere baktığımızda, "az" veya "pek az" ölçüsüyle tanıtıldıklarını görürüz. Etrafındaki takipçilerinin azlığına bakıp aldanmamak gerekir. Lideriyle birlikte sayılarına rağmen kalitelidirler.
Hz. Muhammed(sav)'e kadar Peygamberler ve yardımcıları, toplumun en doğru ve kaliteli liderleri olmuşlardır. Çünkü Allah(cc) onları sevmiş ve seçmiştir. Görevlendirildiği topluma da; sizin için seçtiklerime uyun ki sizler de temiz, dürüst ve kaliteli olasınız diye uyarı yapmıştır.
Sevgili Peygamberimiz(sav) döneminde durum aynı olmakla beraber, haşa Allah(cc) Hz. Muhammed(sav)'den sonraki kullarını başıboş mu bırakacak? Elbette hayır! Hayatta iken yaptığı uyarı ve çağrısını kendinden sonra Ehl-i Beyt'ine bırakmıştır. Kur'an ile Ehl-i Beyt'i, uyulduğunda hidayete erdiren iki rehber olarak ümmetine sunmuştur. İlk insanla başlayan kalite lider, kalite taraftar zinciri artık Ehl-i Beyt ve yarenleriyle devam edecektir.
Ölçü ve kaliteyi günümüze taşırsak, denge ve oranların değişmediğini görürüz. Yüce Allah(cc)'ın seçtiği kaliteli liderler taraftarlarıyla karşımıza çıkacaktır. Yüce Allah(cc)'ın kaliteli yoluna karşı çıkan kalitesizler "çoğu" kelimesiyle vasıflandırılırken, sağlam ipi mesabesindeki kaliteli Ehl-i Beyt ve dostları ise "azı" veya "pek azı" olarak ölçülendirilmişlerdir.
Şimdi sen söyleyeceksin tarafını, ben söyleyeceğim karatını. Kalitenin olduğu yerde, kulluk en büyük rütbedir. Dünya hayatının nimetleri dünya ve ahiret yurdunu kazanacak şekilde tüketilir. Ülkenin her bir ferdine Müslüman Türk kardeş gözüyle bakılır. Birlik, beraberlik ve kardeşlik türküleri tek dil ve yürekle okunur. Tevhid hamuru; Hacı Bektaş'ın mayası, Atatürk'ün rütbesiyle yoğrulur. Ehl-i Beyt sancağı tevhidin tam merkezine dikilir, yetmiş iki millet etrafına dizilir. Adil paylaşım sonucu güler yüzler, güllenir gönüller.
Bir bak etrafına; saydıklarım bulunduğun ortamda yaşanıyor ve yaşatılıyorsa senin, iki kaliteli Türk liderinin var olduğunu göreceksin.
Sağında Prof. Dr. Haydar Baş, Hoca Atatürk; solunda Gazi Mustafa Kemal, Asker Atatürk. Sen de ortada kaliteye gönül vermiş kaliteli Türk. Ortadaki Türk sen değilsen, tarafını sormaya gerek var mı? Kaliteli doğru bir, kalitesiz eğri bindir. Birde değilsen, binin neresinde olduğun önemli değildir. Kalitenin yanında olmak kaliteli olmayı gerektirir. Söyle bakalım hangi tarafta ve kalitedesin?
Allah bizi kalitenin yanında, kalitelilerden eylesin. Âmin...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hüseyin Emanet / diğer yazıları
- Buyur sultanım, hoş geldin / 13.04.2021
- Kulların hakkını kul yiyor! / 06.04.2021
- Allah’a borç verir misiniz?.. / 12.02.2021
- Gizliler iş başında!.. / 23.12.2020
- Haftayı seyrederken… / 16.11.2020
- Gördün mü eğitimin gücünü? / 10.11.2020
- Geçen haftanın ardından… / 04.09.2020
- Yalnız mü’min! Mümkün mü? / 11.08.2020
- Böyle dost dostlar başına... / 10.07.2020
- Allah’tan nasıl korkarsınız? / 03.07.2020
- Kulların hakkını kul yiyor! / 06.04.2021
- Allah’a borç verir misiniz?.. / 12.02.2021
- Gizliler iş başında!.. / 23.12.2020
- Haftayı seyrederken… / 16.11.2020
- Gördün mü eğitimin gücünü? / 10.11.2020
- Geçen haftanın ardından… / 04.09.2020
- Yalnız mü’min! Mümkün mü? / 11.08.2020
- Böyle dost dostlar başına... / 10.07.2020
- Allah’tan nasıl korkarsınız? / 03.07.2020