Samsun'da bir cami imamı "promosyonlu Kur'an kursu" başlattı. Bizim medya, bunu çok önemsedi. Haber, pek çok gazetenin birinci sayfasında yer aldı. Olayın neden önemsendiğine gelince... Son günlerde sık sık karşılaştığımız bir ruh hali yine depreşti. O klasik "irtica geliyor" bakış açısı, burada da ön plâna çıktı. Elbette açıkça "irtica artıyor" denmedi. Ancak, bu haberler yayınlanırken, topluma şu mesaj verilmeye çalışıldı: - Bakın, irtica iyice azdı. Artık, yandaşlarının sayısını artırmak ve çocuklarımızı kandırmak için hediye bile dağıtıyorlar. Hatta, biraz daha zorlayanlar çıktı. Çaktırmadan, "irticadaki bu artış" işbaşındaki Hükümet'e fatura edilmek istendi. Normal, yadırgamamak gerekli... Papa'dan rahatsız olmuyorlarBiz yıllardan beri bu tavırla karşı karşıyayız. "Din" denildiğinde tüyleri diken diken oluyor. Hop oturup hop kalkıyorlar. "Hristiyan olmayan AB'ye giremez" diyen Papa onları hiç rahatsız etmiyor. Cami imamını gördüklerinde yüzleri hemen buruşuyor. Onlara bakılırsa, Kur'an kursları ve imam hatipler her türlü melanetin kaynağı. Ülkeyi onlar geriyor. Türkiye'yi onlar karanlığa doğru götürmek istiyor. Onlar olmasa, daha fazla kalkınacağız, daha çok medeni olacağız. Ellerinden gelse, imam hatipleri kapatacaklar. Bütün Kur'an kurslarına katılanları toplayıp içeri atacaklar. Peki bu haberlerin sonucunda ne oldu? Birincisi, olayı bütün Türkiye duydu. Artık, hediyeli Kur'an kursu Türkiye'nin başka illerinde de örnek alınacak. Öğrencisi olmayan kurslar, hemen kampanya başlatacaklar. "Promosyonlu kurslar" ülkenin dört bir yanına yayılacak. İkincisi, bedavaya Samsun Kadıköy Camii'nin reklamını yaptılar. Hediyeyi duyan camiye koştu. Kur'an kursuna kaydını yaptırdı. Sonuç: İrtica biraz daha fazla arttı! Şimdi daha çok bağırabilirler! Bana göre vahim olan hediyeli Kur'an kursları değil... Asıl vahim olan ne biliyor musunuz? Büyük bölümü Müslüman olan bu ülkede, Kur'an kurslarının öğrenci bulabilmek için hediye dağıtmak zorunda kalmaları! Türkiye'de öyle bir baskı ortaya çıktı ki... İnsanlar, çocuklarını Kur'an kurslarına göndermekten çekinir hale geldiler. Ama, bu bile belli çevreleri rahatsız etmeye yetiyor. Misyonerler milyarlar harcıyorKorkarım, böyle giderse yeni kampanyalar da başlayacak. Daha pek çok ilginç buluşla karşı karşıya kalacağız. Mesela, bir cami imamı da çıkıp, vakit namazları için hediye dağıtabilir... Sabah namazına gelene bir kavanoz bal verilebilir. Öğle namazlarında cemaate birer kilo muz dağıtılabilir. İkindi ve akşam namazları şekerle geçiştirilir. Yatsı namazını da camide kılanlar için de buzdolaplı, bisikletli ve çamaşır makineli "ödül çekilişleri" yapılabilir. Sakın ola dalga geçtiğimi sanmayın. Neden olmasın, olur mu olur. Bu ülkede misyonerler aynı işi yapmıyorlar mı? Hristiyanlık propagandası için milyonlarca dolar harcanmıyor mu? Türkiye'de din değiştirmek dolara bağlanmadı mı? Üstelik, hem "laik" hem de "dinci" çevreler bundan hiç rahatsız değiller. Hatta çoğu zaman da destekliyorlar. Tepki gösterenleri yerden yere vuruyorlar. Misyonerler için hak olan bizimkiler için niye haram? Bırakın, üç-beş kuruş da bizim din adamlarımız harcasın!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.