İsyancıların çoğu kafa koparanlar
Suriye'de muhalif güçler içinde Türkiye'de de tartışmaların odağında yer alan Nusra Cephesi öne çıkmaya başladı. Baş kesmelerle kendini gösteren radikal grup, ABD'nin dostu Körfez ülkeleri tarafından madden destekleniyor
19.09.2013 00:00:00
DIŞ HABERLER SERVİSİSuriye'de isyancıların denetimi altında bulunan birçok bölgede Esad yanlılarının ya da taleplerine itiraz eden Suriye vatandaşlarının başlarını keserek her türlü vahşete ve katliama imza atan radikal gruplar öne çıkmaya başladı. En meşhuru Nusra Cephesi olarak bilinen bu radikaller, birçok noktada diğer asi güçleri bertaraf etmiş durumda. Güvenlik politikaları alanında çalışmalar yapan Amerikan Jane's yayınevinin son araştırmasına göre, yaklaşık 100 bin Suriyeli asinin neredeyse yarısını bu radikaller oluşturuyor. Radikallerin önemli bir bölümü Suriye'ye Körfez ülkeleri başta olmak üzere Afganistan, Libya gibi silahlı çatışmaların yoğun olarak yaşandığı ülkelerden Suriye'ye gelmiş. İngiliz Royal United Services Institut (RUSI) adlı düşünce kuruluşundan Michael Stephens ise Suriye'de yaklaşık 60 bin kadar radikal savaşçı olduğunu kaydediyor. Stephens, bunlardan 3 bininin her türlü aşırılığa imza atabileceğini ifade ediyor. Toplanma üsleri GaziantepNusra Cephesi, Suriye'deki muhalifler arasında en radikal grup olarak kabul ediliyor. Zira diğer pek çok gruptan farklı olarak bu grubun hedefi sadece Esad rejimini devirmek değil, Suriye'yi Ortadoğu'da oluşturulacak sınırlar ötesi Emevi mantığına dayalı bir devletinin parçası haline getirmek. Bu grubun saflarına Arap ülkelerinden, Avrupa'dan ve Asya'dan çok sayıda gönüllü katılıyor. Peki, bu grup nasıl eleman topluyor? Birkaç yüz kadar gönüllü Kuzey Avrupa'dan geliyor. Almanya'nın kuzeyinde, Hamburg'da, Danimarka'da, İsveç'te ve Hollanda'daki hücrelerden bu gruplarda savaşmak üzere eleman gönderildiğine dair işaretler var. Bunlar Türkiye'nin güneyinde, Gaziantep civarında toplanıyor, sonra da genelde Halep ya da İdlib'e gidiyor.Parasal kaynak ABD'nin dostlarındanNusra Cephesi'nin El Kaide ile sıkı bağları olduğuna inanılıyor. Carnegie Vakfı'nın Ortadoğu bürosu yöneticisi Paul Salem, farklı radikal grupların genelde aynı kaynaktan finanse edildiklerini belirtiyor ve ABD'nin müttefiki zengin Arap Körfez ülkelerine işaret ediyor! Salem, söz konusu grupların Vahabî görüşü savunduklarına işaret ederek, "Şiddete son derece açık, kadınlara baskı uygulayan, erkek egemen, kendilerinden olmayanlara şiddet uygulayan, otoriter iktidar yapısını milislerin başında kendini emir ilan eden komutan aracılığıyla kabul ettirmeye çalışan bir yapı. Bu kişi emirler veriyor, kararlar alıyor ve dehşet verici bir biçimde insanların ellerini ya da başlarını kesmek suretiyle görüşlerini uygulamaya koyuyor."