“Kimse kusura bakmasın! Üslubumu sertleştiriyorum” Tanıdık geldi mi bu sözler? Hemen RTE diyeceksiniz! Yok, yok benim sözlerim. Siz nasıl bir muhalefetsiniz ki, hazineden milyonları alıyorsunuz, lüks araçlarda, evlerde sefa içindesiniz ve size umut bağlamış milyonlara umut olmak yerine taraftarlık aşılıyorsunuz. Ülke her alanda çöküş yaşarken hala iktidarın oy oranı bırakın düşmeyi, artıyorsa demek ki, siz bu işi (muhalefeti) beceremiyorsunuz. Onun için ya AKP’ye katılın yada işi ehline teslim edin.
Sonra ey yazar, çizer takımı! Ben yazarlıkta “çırak” bile değilim. İlla bir rütbe gerekliyse “çömezim”. Sizler nasıl usta kalemlersiniz ki, boğazınıza tıkılmak istenen kalemlerinizi çıkarıp, uygun bir yere koymuyorsunuz! Dün sizden daha ateşli bir şekilde “ulusalcılığı” müdafaa edenlerin, bugün nasıl para ve iktidarın yanında olduğunu açıkça ortaya koymuyorsunuz. Sonra boğaza nazır viski ile yazarlık yapan kimler? Bunları bir yazın da Erdoğan’a malzeme olmayın. Biz niye mi yazmıyoruz? Valla biz emekçiyiz. Halkın içinde yaşadığımız, Anadolu çocuğu olduğumuz için boğazı ancak resimlerden, belgesellerden izleyebiliyoruz.
Hadi hepsi bir tarafa ey muhalefet, yandaş olmadık iddiasında bulunan yazar, çizer takımı! Milleti neden gündem etmiyorsunuz? Miletlimize öyle aşılar yapıldı, öyle narkozlar verildi ki, artık iyiyi kötüden, eğriyi doğrudan ayırt edemiyor. Muhalefet ve kendini vatanına, milletine adamış yazar, çizer takımının görevi para, şöhret ve iktidar olmamalıdır. Hedefin insan olursa Hakk’ı da, bulursun, hakikati de. Paran da olur, iktidarın da... Evet, bu millete kendini anlatın ki, kendine dönsün. Bu millete nasıl aldatıldığını anlatın ki, kendini bulsun. Bu milletin önüne çözüm koyun ki, hayallerle değil gerçeklerle tanışsın. Bu milletin İnancına, imanına saygı duyun ki, bu millet sizi kendisinden bilsin, görsün. On yıldır insanımızın aldanmışlığını önüne koyun. Bakın bir iki ipucu vereyim…
- On yıl önce teröre yılda kaç şehit veriyorduk, bugün kaç şehit veriyoruz?
- On yıl önce kaç gazeteci, aydın, düşünür, siyasetçi, asker vs. tutukluydu; bugün kaç kişi tutuklu?
- On yıl önce kaç kişi elektrik, su, doğalgaz, telefon faturalarını ödeyemiyordu, bugün bu sayı kaça ulaştı?
- On yıl önce devletin sahip olduğu gayrimenkuller, şirketler, bankalar, kurumlar ne kadardı, bugün ne kadar?
- On yıl önce resmi istatistiklere göre kaç kişi açlık sınırının altında bir gelirle çalıştırılıyordu, bugün bu sayı ne kadar?
- On yıl önce kaç kişi kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemeyip icralık oluyordu, bugün kaç kişi aynı şeyleri yaşıyor?
- On yıl önce iflas edip işyerini kapatan esnaf sayısı ne kadardı, bugün ne kadar?
- On yıl önce bankalarımızdaki yabancı sermaye payı yüzde kaçtı, bugün yüzde kaç?
- On yıl önce kaç kişinin devlete vergi borcu vardı, bugün bu sayı kaça ulaştı?
- On yıl önce kaç kişi borçlarını ödeyebilmek için kötü yollara düşüyor, anlaşmalı boşanmalar yapıyor, organlarını mafyaya satıyordu bugün kaç kişi?
- On yıl önce kaç çiftçi, balıkçı, bakkal, manav, kırtasiyeci, kasap, tuhafiyeci vardı, bu gün kaç kişi bu işleri yapıyor?
- On yıl önce mi daha kolay iş bulunabiliyordu yoksa bugün mü?
- On yıl önce öğretmen atamaları kaç idi, şimdi kaç?
- On yıl önce kaç kişi sokaklarda yatıyordu, bugün bunlar kaç kişiler?
- On yıl önce kaç dilenci vardı, kaç kişi çöplerden para çıkartıyordu, bugün kaç kişi?
- On yıl önceki devlet mi büyüktü, şimdiki devlet mi?
- On yıl önce verilen söze binaen benzinin, mazotun fiyatı neydi, bugün ne?
- On yıl önce yılda kaç boşanma davası açılıyordu, bugün kaç dava açılıyor?
- On yıl önce dokunulmazlıklar, seçim barajı, ifade özgürlüğü gibi konularda sözlerini “senet” olarak önüne koyanlar şimdi ne diyor, ne yapıyor?
- On yıl önce fuhuş oranları, kürtaj oranları neydi, bugün ne?
- On yıl önce ABD başkanları karşısında el pençe duranlara karşı çıkıyordun. Şimdi telefonda, elinde sopa ile konuşanlara (talimat alanlara) neden sahipleniyorsun?
- On yıl önceki Türkiye mi huzurluydu, şimdiki Türkiye mi?
Sonra ey yazar, çizer takımı! Ben yazarlıkta “çırak” bile değilim. İlla bir rütbe gerekliyse “çömezim”. Sizler nasıl usta kalemlersiniz ki, boğazınıza tıkılmak istenen kalemlerinizi çıkarıp, uygun bir yere koymuyorsunuz! Dün sizden daha ateşli bir şekilde “ulusalcılığı” müdafaa edenlerin, bugün nasıl para ve iktidarın yanında olduğunu açıkça ortaya koymuyorsunuz. Sonra boğaza nazır viski ile yazarlık yapan kimler? Bunları bir yazın da Erdoğan’a malzeme olmayın. Biz niye mi yazmıyoruz? Valla biz emekçiyiz. Halkın içinde yaşadığımız, Anadolu çocuğu olduğumuz için boğazı ancak resimlerden, belgesellerden izleyebiliyoruz.
Hadi hepsi bir tarafa ey muhalefet, yandaş olmadık iddiasında bulunan yazar, çizer takımı! Milleti neden gündem etmiyorsunuz? Miletlimize öyle aşılar yapıldı, öyle narkozlar verildi ki, artık iyiyi kötüden, eğriyi doğrudan ayırt edemiyor. Muhalefet ve kendini vatanına, milletine adamış yazar, çizer takımının görevi para, şöhret ve iktidar olmamalıdır. Hedefin insan olursa Hakk’ı da, bulursun, hakikati de. Paran da olur, iktidarın da... Evet, bu millete kendini anlatın ki, kendine dönsün. Bu millete nasıl aldatıldığını anlatın ki, kendini bulsun. Bu milletin önüne çözüm koyun ki, hayallerle değil gerçeklerle tanışsın. Bu milletin İnancına, imanına saygı duyun ki, bu millet sizi kendisinden bilsin, görsün. On yıldır insanımızın aldanmışlığını önüne koyun. Bakın bir iki ipucu vereyim…
- On yıl önce teröre yılda kaç şehit veriyorduk, bugün kaç şehit veriyoruz?
- On yıl önce kaç gazeteci, aydın, düşünür, siyasetçi, asker vs. tutukluydu; bugün kaç kişi tutuklu?
- On yıl önce kaç kişi elektrik, su, doğalgaz, telefon faturalarını ödeyemiyordu, bugün bu sayı kaça ulaştı?
- On yıl önce devletin sahip olduğu gayrimenkuller, şirketler, bankalar, kurumlar ne kadardı, bugün ne kadar?
- On yıl önce resmi istatistiklere göre kaç kişi açlık sınırının altında bir gelirle çalıştırılıyordu, bugün bu sayı ne kadar?
- On yıl önce kaç kişi kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemeyip icralık oluyordu, bugün kaç kişi aynı şeyleri yaşıyor?
- On yıl önce iflas edip işyerini kapatan esnaf sayısı ne kadardı, bugün ne kadar?
- On yıl önce bankalarımızdaki yabancı sermaye payı yüzde kaçtı, bugün yüzde kaç?
- On yıl önce kaç kişinin devlete vergi borcu vardı, bugün bu sayı kaça ulaştı?
- On yıl önce kaç kişi borçlarını ödeyebilmek için kötü yollara düşüyor, anlaşmalı boşanmalar yapıyor, organlarını mafyaya satıyordu bugün kaç kişi?
- On yıl önce kaç çiftçi, balıkçı, bakkal, manav, kırtasiyeci, kasap, tuhafiyeci vardı, bu gün kaç kişi bu işleri yapıyor?
- On yıl önce mi daha kolay iş bulunabiliyordu yoksa bugün mü?
- On yıl önce öğretmen atamaları kaç idi, şimdi kaç?
- On yıl önce kaç kişi sokaklarda yatıyordu, bugün bunlar kaç kişiler?
- On yıl önce kaç dilenci vardı, kaç kişi çöplerden para çıkartıyordu, bugün kaç kişi?
- On yıl önceki devlet mi büyüktü, şimdiki devlet mi?
- On yıl önce verilen söze binaen benzinin, mazotun fiyatı neydi, bugün ne?
- On yıl önce yılda kaç boşanma davası açılıyordu, bugün kaç dava açılıyor?
- On yıl önce dokunulmazlıklar, seçim barajı, ifade özgürlüğü gibi konularda sözlerini “senet” olarak önüne koyanlar şimdi ne diyor, ne yapıyor?
- On yıl önce fuhuş oranları, kürtaj oranları neydi, bugün ne?
- On yıl önce ABD başkanları karşısında el pençe duranlara karşı çıkıyordun. Şimdi telefonda, elinde sopa ile konuşanlara (talimat alanlara) neden sahipleniyorsun?
- On yıl önceki Türkiye mi huzurluydu, şimdiki Türkiye mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025