İstanbul Belediye BaşkanlarıRecep Tayyip Erdoğan (1994-1998) Ali Müfit Gürtuna (1998-2004) Kadir Topbaş (2004-...)Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın.18 Nisan 1999 seçimlerinde Zeytinburnu Belediye Başkanı oldu. 2004 seçimlerinde AKP’nin İstanbul’daki en yüksek oy oranıyla tekrar başkan seçildi. 2009 seçimlerini de açık ara kazandı ve başkanlığı devam ediyor. Ülke yönetiminde ise 3 dönemdir (emanetçi başbakan Abdullah Gül’ü saymazsak) AKP ve Erdoğan hükümetleri var. Zeytinburnu’nda 27, 32 ve 36 katlık “Onaltıdokuz” isimli kuleler yapılıyor. Dikkat edin! Gecekondu değil, kule. Görülmemesi için ya kör olmak, ya da aptal olmak lazım.Projenin sahibi MÜSİAD üyesi, iş adamı Mesut Toprak. Projenin yatırım bedeli 175 milyon dolar. Astay Gayrimenkul araziyi 2006 yılında 45 milyon dolara alıyor. Kuleler yapılıyor, satılıyor.MÜSİAD ile Erdoğan arasındaki muhabbet malum. Ya Mesut Toprak? Mesut Toprak, AKP’nin Sütlüce’deki il başkanlığı binasının toprak sahibi. Binanın bir Alevi mezarlığının üstüne kurulduğu ve inşaat sırasında bu mezarlığın yok edildiği de gündeme gelmişti. Alevi Bektaşi Kültür Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Kazım Güvercinlioğlu, iskeletlerin görüntüsünü kameraya çekmişti.Alevi dernekleri, mahkeme kararıyla bazı Alevi dedelerinin kalan mezarlarını kurtarmaya çalıştıklarını belirterek “Buradan alınan kemikler de toplanarak, başka yere taşındı” açıklamasında bulunmuşlardı. Binanın, Alevi ve Bektaşilerin İstanbul’daki önemli simgelerinden biri olan Karaağaç tekkesi kalıntıları üzerine inşa edildiğini görüntüler doğrularken, AKP ise “Biz kiracıyız” açıklamasında bulunmuştu. Evet! AKP ve Mesut Toprak muhabbeti de malum. Şimdi gelelim kulelere…Devlet yönetimi elinde, Büyükşehrin yönetimi sende, ilçe belediyesi senin. Projeden de haberin var. Böyle bir projeyi kafasına göre kimse yapamaz. Hadi! Topbaş ve Murat Aydın görmedi ve yaptılar. Sayın Erdoğan! Siz görmüştünüz; “Taa 5 yıl öncesinden yapmayın, yoksa küserim” demiştiniz. O halde niye yaptırdınız? Mesele İstanbul’un silueti filan değil. İstanbul’u düşünenler üç, beş çanağa takılıp, kalırdı. Ama siz kalmadınız. Koltuğa, oya ve gündem değiştirmeye takılıp, kaldınız. Gündem; PKK’nın kanlı ellerini tutmayın, ellerinizi, Suriye’deki Müslüman kanına bulaştırmayın”dı ki, bir anda “küstüm, konuşmuyorum” oldu. Çok yazık oldu. Proje sahibi diyor ki; “Bizim ne ruhsatımızda, ne de imarımızda hiçbir sıkıntı yok. Yaptığımız proje tamamen aldığımız imar planına uygundur. Yasal olmayan hiçbir şeyimiz yok.”Şimdi heyetler inceleme yapıyormuş. Neden? Bu kuleleri nasıl yıktırıp ta, Erdoğan’ın üzüntüsünü gideririz, diye. Yıktırabilirler mi? Yıktırırlar. Gözleri önünde yaptırdıkları bu kuleleri yıkmak için illaki, bir kanun, yönetmelik bulurlar. Bulamazlarsa çıkartırlar. Proje sahibini de iyice bir ikna ederler. Sorun yok! Yola devam.Kemal Kılıçdaroğlu’nu anlayan var mı?Şahsen ben anlamadım. Ne yapıyor, nerede duruyor bilemiyorum. Ama Tayyip Erdoğan çok iyi biliyor ki; (Teşkilatlarına) Korkmayın! CHP olduğu müddetçe biz hep iktidardayız” diyor. Bir kısım CHP’li vekiller Esad’a gitti, görüşüp geldiler. Tespitleri; Suriye’de ABD, AB ve İsrail destekli bir isyan olduğu, halkı Esad’ın yanında olduğu şeklindeydi. Kılıçtaroğlu, Avrupa’ya gitti. Esad’la, Erdoğan aynı zihniyettedir, dedi. Erdoğan isyan etti; Beni nasıl Esad’a benzetirsin, diye. Evet, Esad ile Erdoğan arasındaki farkı görmemek gerçekten körlüktür. Esad, ülkesini bölmeye çalışan isyancılara karşı halkıyla bir bağımsızlık, bir ayakta kalma mücadelesi veriyor. Erdoğan ise ülkemizi, yaptıkları katliamları, vahşeti, BM raporlu kimyasal silah kullanımlarını artık herkesin bildiği isyancılara açmış, Suriye’nin meşru hükümetini devirme derdinde. Sayın Kılıçtaroğlu siyasette hangi teraziyi kullanıyor acaba? Çünkü bu tip tartıları yeni değil. AKP, Dersim üzerinden devleti suçlu göstermeye çalışırken, CHP ise Uludere olayları üzerinden aynı mantığı ortaya koyuyor.Parti yönetici ve vekillerinin bazıları, cemaat tehlikesinden bahsederken, başka vekiller cemaat sponsorluğunda yapılan toplantılara katılıyor. Ulusalcı diye adlandırılan CHP vekilleri, PKK ile el sıkışılmasını kabullenemezken, eski genel başkanları “PKK’nın terör örgütü olmadığını” onaylıyor. Kemal Bey ise bu onayı aylar öncesinden sosyalist enternasyonal toplantılarında vermişti. CHP’nin ilk beşinde sayabileceğimiz Onur Öymen; “Kılıçtaroğlu bir Amerikan projesidir ve elimde belgeler var” diyor. Diğer taraftan Onur Öymen’in, ABD’nin el ve ayak vazifesini gören NATO’da çok üst düzey görevler yaptığına tanık oluyoruz. Ne oluyor? Kim, kime ve niçin karşı? Anlayan var mı?Bu arada; AKP, Aziz Kocaoğlu, Osman Baydemir görüşmesini borsaya bildirdi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025