İstanbul Büyükşehir Belediyesi Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda ikinci yarı etkinlikleri dün akşam gerçekleştirilen 'Bir İstanbul Beyefendisi: Yesârî Asım Arsoy' konseri ile başladı Doğan Dikmen yönetimindeki CRR Türk Müziği Topluluğu tarafından gerçekleştirilen konserde, bestekar Yesârî Asım Arsoy'un Gerdâniye, Hüseynî, Hüzzam, Segâh, Şedaraban, Hicaz ve Kürdîlihicazkâr makamındaki şarkıları seslendirildi. Yesârî Asım Arsoy 1900 yılında Drama'da doğdu. Asıl adı Mustafa Asım'dı. Babasının dedesi Şeyh Ömer Efendi sol eli ile yazı yazan tanınmış bir hattattı. Arsoy ve ablası da sol ellerini kullandıkları için "Yesari" adını almışlardı.Bergofçalı Ömer Lütfi Efendi ile Zübeyde Hanım'ın oğlu olan Yesari Asım Arsoy, ilkokul ve idadi öğrenimini tamamladıktan sonra ailesiyle önce İstanbul'a, sonra 1917'de Adapazarı'na yerleşti. Sesi güzel olduğu için çocukluk yıllarında mahalle camiinde ezan okurdu. Mûsikî çalışmalarına Adapazarı'nda başladı. Önceleri bağlama çalarken, sonra ud çalmayı denedi. Ciddi anlamda ilk öğretmeni Rehber-i Terakki Okulu öğretmenlerinden Recai Bey ile bando öğretmeni Hikmet Bey'dir. Komşusu ulan udî Refet, kemanî Namık, kanunî Süreyya ve İzettin Hümai'den eski eserleri öğrendi. İzmit'te çalıştığı yıllarda orada Bayındırlık Müdürlüğü mühendisi olan Fehmi Tokay ile Zeki Arif Ataergin'den yararlandı, bilgisini ilerletti. Mûsikî çevrelerine girdikten sonra Hafız Aşir Efendi, Bahriyeli Şahap, Hafız Osman Efendi, Arap Yaşar gibi ses sanatkarlarıyla ilişki kurdu. Özellikle udî Selanikli Ahmed Efendi'den yararlandı. Bestekarlığa 1930'larda başladı. Bugün bilinen eserlerinin sayısı 250 civarındadır. Kendine özgü bir üslûp ve anlayışla beste yapan Arsoy, en çok yorumlanan ve kaydedilen besteciler arasındadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.