Dün bıraktığımız yere,1995'te atanan İsrail'in Ankara Büyükelçisi Zvi Elpeleg'in zamanında söylediği şu cümleyle başlayalım: "Türkiye'de su da bol, toprak da, ancak bizde her ikisi de yok."
Bu cümle, İsrail'in Türkiye'den beklentilerinin, daha doğrusu Türkiye üzerindeki hesaplarının Arz-ı mevud'un ötesinde su ve toprak gibi hayatî elementlere duyulan ihtiyaçla da şekillendiğini göstermesi bakımından anlamlı. İsrail'in Türkiye Cumhuriyeti hükümetinden resmen talep ettiği GAP bölgesine kibbutzlar kurma projesinin bir de Kürt Yahudiler ayağı mevcut. İsrail Güneydoğu Anadolu ile ilgili planlarını, Kuzey Irak'tan bağımsız yapmıyor. Kuzey Irak'taki ırkdaşları Barzanilerle ortak yürüttükleri Kürdistan projesinde Kuzey Kürdistan olarak tabir ettikleri Güneydoğu Anadolu bölgemiz jeostratejik konumu ve GAP'tan dolayı birinci öncelikleri arasında yer alıyor. Kibbutz tuzağını değerlendirirken de, bu birinci önceliği göz önünde bulundurmalıyız.
Ateş adlı haftalık bir derginin 10 Eylül 1994 tarihli ilk ve son sayısında "Güneydoğu'ya İsrail Modeli: Kürt Kibbutzları Kuruluyor" başlığıyla yayınlanan haber oldukça önem taşıyor. Bu haber aynı zamanda yeni çıkan derginin de sonunu hazırlamış ve dergi bir daha yayınlanamamıştı. Haberde özetle şu görüşler dile getirilmişti: İsrail-Türkiye yakınlaşmasına bir türlü anlam veremeyen medya, İsrail'den olsa olsa terör uzmanlığı konusunda yardım alınır düşüncesiyle "Mossad-MiT işbirliği", "Apo'yu Mossad halledecek" gibi manşetler attılar... (Oysa) diplomatlara göre, Türkiye-İsrail yakınlaşmasının altında terör işbirliği aramak son derece yanlıştır. İsrail... hiçbir ülkeye anti-terör sırlarını vermekten yana değildi. Onların yeni Ortadoğu düzeninde Türkiye'ye siyasi danışmanlık yapmaktan başka bir niyetleri yoktu... Uzmanlar kolları sıvadılar ve bölgeyi bir kez de ekonomik bakışla taradılar. Urfa ile Diyarbakır pilot bölge seçildi? İsrail'de yaşayan ve 1992'den bu yana bölgede düzenlenen her "turistik gezi"ye katılmış olan İsrailli Kürt Yahudilerden sağlanacak kredi, Türkiye Zirai Donatım Kurumu ve Ziraat Bankası tarafından organize edilecekti...
Kibbutz projesinin İsrailli Kürt işadamları tarafından finanse edilmesi ise, plana göre Kürtlerin bu uygulamaya daha sıcak bakmalarını sağlayacak. İsrail Devleti'nin kurulmasından sonra İsrail'e yerleşen Kürt Yahudileri, finanse etmenin yanı sıra, kibbutzlardan sağlanan ürünleri pazarlama hakkını da elde etmiş olacaklar.
Ateş dergisinin bu haberinden, İsrail'in Kürt Yahudiler üzerinden yürüttüğü bu proje için bölgeye "turistik gezi" adı altında birçok ziyaret tertip ettiği ve gezilerde İsrail ajanlarının bölgeyle ilgili bilgi topladığı açıkça anlaşılıyor. İsrail bu proje kapsamında İsrail'e göç eden birçok Kürt Yahudisini Güneydoğu Anadolu bölgesine gönderdi. Sessiz sedasız gerçekleştirilen bu göçürme hareketi, GAP'a Kibbutz projesine sağlam bir zemin oluşturmak için atılan adımlardan biriydi. Son gelişme ile de AKP hükümetinden resmen talepte bulunularak, resmi prosedür gerçekleştirildi. İsrail hükümete bu teklifi yaparken, maddi olarak da birçok rüşveti beraberinde sunuyor. Modern tarıma geçilmesi, bölgeyle ilgili birçok yatırımın gerçekleştirilmesi, kiralama bedeli olarak yüksek miktarda para bu rüşvetin tahmin edebildiğimiz kalemleri. Manavgat suyuna biçilen bedel ile Türkiye'nin Rus doğalgazının İsrail'e taşınması için arabuluculuk etmesi gibi konularla da direk olmasa da dolaylı bağlantıları olabilir.
Bu projeyle ilgili dikkat etmemiz gereken bir diğer önemli husus da zamanlama!
İsrail, Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti kurulmasına- daha doğrusu fiili olarak varolan Kürt devletinin resmen ilan edilmesine- çok kısa bir süre kala bu teklifi yapıyor. Ve bu proje ABD'den onay ve kredi alınarak hayata geçirilmek istenen bu proje. Sonuç olarak; GAP'a Kibbutzlar kurma planı, ABD ve İsrail'in son birkaç yıldır plan ve hesaplarını yaptıkları ve İstanbul NATO Zirvesi'nde resmen dile getirilen Büyük Ortadoğu Projesi'nin önemli bir parçası.
Email: alperen_polat@mynet.com
Bu cümle, İsrail'in Türkiye'den beklentilerinin, daha doğrusu Türkiye üzerindeki hesaplarının Arz-ı mevud'un ötesinde su ve toprak gibi hayatî elementlere duyulan ihtiyaçla da şekillendiğini göstermesi bakımından anlamlı. İsrail'in Türkiye Cumhuriyeti hükümetinden resmen talep ettiği GAP bölgesine kibbutzlar kurma projesinin bir de Kürt Yahudiler ayağı mevcut. İsrail Güneydoğu Anadolu ile ilgili planlarını, Kuzey Irak'tan bağımsız yapmıyor. Kuzey Irak'taki ırkdaşları Barzanilerle ortak yürüttükleri Kürdistan projesinde Kuzey Kürdistan olarak tabir ettikleri Güneydoğu Anadolu bölgemiz jeostratejik konumu ve GAP'tan dolayı birinci öncelikleri arasında yer alıyor. Kibbutz tuzağını değerlendirirken de, bu birinci önceliği göz önünde bulundurmalıyız.
Ateş adlı haftalık bir derginin 10 Eylül 1994 tarihli ilk ve son sayısında "Güneydoğu'ya İsrail Modeli: Kürt Kibbutzları Kuruluyor" başlığıyla yayınlanan haber oldukça önem taşıyor. Bu haber aynı zamanda yeni çıkan derginin de sonunu hazırlamış ve dergi bir daha yayınlanamamıştı. Haberde özetle şu görüşler dile getirilmişti: İsrail-Türkiye yakınlaşmasına bir türlü anlam veremeyen medya, İsrail'den olsa olsa terör uzmanlığı konusunda yardım alınır düşüncesiyle "Mossad-MiT işbirliği", "Apo'yu Mossad halledecek" gibi manşetler attılar... (Oysa) diplomatlara göre, Türkiye-İsrail yakınlaşmasının altında terör işbirliği aramak son derece yanlıştır. İsrail... hiçbir ülkeye anti-terör sırlarını vermekten yana değildi. Onların yeni Ortadoğu düzeninde Türkiye'ye siyasi danışmanlık yapmaktan başka bir niyetleri yoktu... Uzmanlar kolları sıvadılar ve bölgeyi bir kez de ekonomik bakışla taradılar. Urfa ile Diyarbakır pilot bölge seçildi? İsrail'de yaşayan ve 1992'den bu yana bölgede düzenlenen her "turistik gezi"ye katılmış olan İsrailli Kürt Yahudilerden sağlanacak kredi, Türkiye Zirai Donatım Kurumu ve Ziraat Bankası tarafından organize edilecekti...
Kibbutz projesinin İsrailli Kürt işadamları tarafından finanse edilmesi ise, plana göre Kürtlerin bu uygulamaya daha sıcak bakmalarını sağlayacak. İsrail Devleti'nin kurulmasından sonra İsrail'e yerleşen Kürt Yahudileri, finanse etmenin yanı sıra, kibbutzlardan sağlanan ürünleri pazarlama hakkını da elde etmiş olacaklar.
Ateş dergisinin bu haberinden, İsrail'in Kürt Yahudiler üzerinden yürüttüğü bu proje için bölgeye "turistik gezi" adı altında birçok ziyaret tertip ettiği ve gezilerde İsrail ajanlarının bölgeyle ilgili bilgi topladığı açıkça anlaşılıyor. İsrail bu proje kapsamında İsrail'e göç eden birçok Kürt Yahudisini Güneydoğu Anadolu bölgesine gönderdi. Sessiz sedasız gerçekleştirilen bu göçürme hareketi, GAP'a Kibbutz projesine sağlam bir zemin oluşturmak için atılan adımlardan biriydi. Son gelişme ile de AKP hükümetinden resmen talepte bulunularak, resmi prosedür gerçekleştirildi. İsrail hükümete bu teklifi yaparken, maddi olarak da birçok rüşveti beraberinde sunuyor. Modern tarıma geçilmesi, bölgeyle ilgili birçok yatırımın gerçekleştirilmesi, kiralama bedeli olarak yüksek miktarda para bu rüşvetin tahmin edebildiğimiz kalemleri. Manavgat suyuna biçilen bedel ile Türkiye'nin Rus doğalgazının İsrail'e taşınması için arabuluculuk etmesi gibi konularla da direk olmasa da dolaylı bağlantıları olabilir.
Bu projeyle ilgili dikkat etmemiz gereken bir diğer önemli husus da zamanlama!
İsrail, Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti kurulmasına- daha doğrusu fiili olarak varolan Kürt devletinin resmen ilan edilmesine- çok kısa bir süre kala bu teklifi yapıyor. Ve bu proje ABD'den onay ve kredi alınarak hayata geçirilmek istenen bu proje. Sonuç olarak; GAP'a Kibbutzlar kurma planı, ABD ve İsrail'in son birkaç yıldır plan ve hesaplarını yaptıkları ve İstanbul NATO Zirvesi'nde resmen dile getirilen Büyük Ortadoğu Projesi'nin önemli bir parçası.
Email: alperen_polat@mynet.com
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012