İnsanın iradesini Allah'ın iradesine teslim etmesi ne demektir? "Kulum ben senden şunu istiyorum", ifadesindeki emrini yapması, "Kulum şunu yapmamanı istiyorum", şeklindeki yasağını yapmaması, kulun iradesini Allah'ın iradesine teslim etmesi demektir. Bu, irade-i cüziyyenin irade-i külliyeye teslimiyetidir. Her işinizde bu soruyu sorup cevabını alabiliyorsanız, hayatınızın 24 saati, 24 senesi veya tamamı Allah'a kulluk kulvarında geçmiş oluyor. Ve bu kulluk sizi öyle bir zenginliğe taşıyor ki, hayret ediyorsunuz. Her iki halde de aslında kazanıyorsunuz. Fakat burada asıl maksat, elinde tuttuğun malzemeyi kullandığın iradenin merkezine göre değişiyor. Birinde sırf kendini yükseltmek için o malzemeyi değerlendiriyorsun. Diğerinde seni Yaratanı memnun etmek için o malzemeyi kullandırıp değerlendiriyorsun. Senin hayat anlayışın ne ise, elindeki malzeme de ona göre şekil buluyor. Ama Allah'ın sana tayin ettiği mantık ve mantalite etrafında yoluna devam edersen her şeyin güzel olur. Niye? Çünkü O'nun emrettiklerinde kulu için hiçbir kötü şey yoktur. Yasakladıklarının ise hepsi çok yerinde yasaklardır. Kısaca şunu demek istiyorum: Bir insanın ömrü kulluk kulvarında geçerse, görünüşte Allah'ın emirlerine esir olma makamında ve sadedinde olan insan, Rabbinin yakınlığını kazandığı için O'nun tecellilerine mazhar olup gerçek hürrüyete kavuşuyor.O tecelliler insanı mest eder, kendinden geçirir. Öyle bir hal olur ki içinizde, bir genişlik meydana gelir. İlk başta yola çıkarken kendini çok küçük gören insan, bir anda kainattan daha büyük oluyor. Çünkü Allah ona tecelli ediyor. Bu tecellilerin sahibi oluyor. Bu zenginliği elde ediyor. İşte kulluk, yada hürriyet budur. O zevki yaşamaktır. Yoksa insanın behimi/hayvanî arzularının esiri olarak hayatta har vurup harman savurmasının adına hürriyet denmez, ancak esaret denir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.