İslam’a iyi huy ve cömertlik yaraşır
Allah Teâlâ buyurdu ki: “Şu İslâm dini var ya, onu Zatım için seçtim. Ona, iyi huy ve cömertlik yaraşır. Bu iki huyu gücünüzün yettiği kadar, benimseyip ona ikram ediniz”
30.08.2023 21:00:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş





İmam Gazali Hazretleri kanaat konusunda şöyle buyurdu:
Hırs ve tamah hastalığı için ilâç, üç şeyden İbarettir: Sabır, ilim ve amel... Kanaat sahibi olmak için, üç yol var. İlki amel... Yani, yapılacak iş... Bu umurda çıkar yol, orta halli geçim yolunu aramak ve sadaka verirken de orta halli davranmaktır. Kim iyi kanaat sahibi olup geçinmek isterse, bol harcamasın ve haddinden fazla sadaka verme yolunu bıraksın. Tedbirli olmak iyidir, iyi tedbir geçimin temini işinde, yarı başarı sayıldığı rivayet edilmiştir.
İkincisi, az emel... Yani ümitleri, temennileri kısmak... Az emelli olmak gerek ki, ikinci sıkıntı başlamasın.
Üçüncüsü, bilmek... Yani, kanaat sahibi olmakla aziz olmak, dilencilikten kurtulmak hali elde edileceğini bilmek...
Bil ki, elde mevcut mal olmayınca, kula düşen, kanaatkâr olmaktır. Şayet elde mal varsa, iş değişir. O zaman kula, yalnız kendisini düşünmemek, cömert olmak, cimrilikten uzak kalmak düşer.
Peygamber Efendimiz şöyle buyurur: "Cömertlik, Cennet ağaçlarından sayılır. Onun dalları, yeryüzüne yayılmıştır. O dallardan birine yapışan doğruca Cennete gider. Aynı şekilde -cimriliğin bir çeşidi sayılan- Şuh'da; Cehennem ağaçlarından bir tanedir. Kim cimriliği alırsa, o dallardan birine yapışmış olur ve tâ ateşe girinceye kadar o dal, o cimri şahsı bırakmaz."
Bir başka hadis-i şerifinde ise, Peygamber Efendimiz, şöyle buyurur: "Cebrail Bana şöyle dedi: Allah Teâlâ buyurdu ki: Şu İslâm dini var ya, onu Zatım için seçtim. Ona, iyi huy ve cömertlik yaraşır. Bu iki huyu gücünüzün yettiği kadar, benimseyip ona ikram ediniz." "Gücünüzün yettiği kadar" cümlesi bir rivayete göre şöyledir: "Sahip olduğunuz şeyi vererek."
Bir başka hadis-i şerif ise şöyledir: "Allah Teâlâ Hazretleri yarattığı her veliyi, ancak cömertlik ve iyi huy üzerine yaratmıştır."
Cabir (r.a.) bir hadis-i şerifi şöyle arılatır: İmanın daha faziletli tarafını öğrenmek isteyen bir zata, Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu: "Sabır ve cömertlik."
Hz. Aişe'ye dair şöyle bir rivayet var: Bir gün ona İbn Zubeyr, iki çuval dünyalık göndermişti. Bir kap istedi, halka dağıtmaya başladı. Akşam olunca cariyesine, "iftarlığımı getir" dedi. Hizmetçisi, biraz zeytinyağı ile ekmek getirdi ve şöyle dedi: "Bu gün bütün geleni dağıttın, ondan bir dirhem ayıramaz mıydın? Et alır, onunla iftar ederdik." Bunun üzerine Hz. Aişe şöyle buyurdu: "Hatırlatmış olsaydın, elbette yapardım."
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den...)
Hırs ve tamah hastalığı için ilâç, üç şeyden İbarettir: Sabır, ilim ve amel... Kanaat sahibi olmak için, üç yol var. İlki amel... Yani, yapılacak iş... Bu umurda çıkar yol, orta halli geçim yolunu aramak ve sadaka verirken de orta halli davranmaktır. Kim iyi kanaat sahibi olup geçinmek isterse, bol harcamasın ve haddinden fazla sadaka verme yolunu bıraksın. Tedbirli olmak iyidir, iyi tedbir geçimin temini işinde, yarı başarı sayıldığı rivayet edilmiştir.
İkincisi, az emel... Yani ümitleri, temennileri kısmak... Az emelli olmak gerek ki, ikinci sıkıntı başlamasın.
Üçüncüsü, bilmek... Yani, kanaat sahibi olmakla aziz olmak, dilencilikten kurtulmak hali elde edileceğini bilmek...
Bil ki, elde mevcut mal olmayınca, kula düşen, kanaatkâr olmaktır. Şayet elde mal varsa, iş değişir. O zaman kula, yalnız kendisini düşünmemek, cömert olmak, cimrilikten uzak kalmak düşer.
Peygamber Efendimiz şöyle buyurur: "Cömertlik, Cennet ağaçlarından sayılır. Onun dalları, yeryüzüne yayılmıştır. O dallardan birine yapışan doğruca Cennete gider. Aynı şekilde -cimriliğin bir çeşidi sayılan- Şuh'da; Cehennem ağaçlarından bir tanedir. Kim cimriliği alırsa, o dallardan birine yapışmış olur ve tâ ateşe girinceye kadar o dal, o cimri şahsı bırakmaz."
Bir başka hadis-i şerifinde ise, Peygamber Efendimiz, şöyle buyurur: "Cebrail Bana şöyle dedi: Allah Teâlâ buyurdu ki: Şu İslâm dini var ya, onu Zatım için seçtim. Ona, iyi huy ve cömertlik yaraşır. Bu iki huyu gücünüzün yettiği kadar, benimseyip ona ikram ediniz." "Gücünüzün yettiği kadar" cümlesi bir rivayete göre şöyledir: "Sahip olduğunuz şeyi vererek."
Bir başka hadis-i şerif ise şöyledir: "Allah Teâlâ Hazretleri yarattığı her veliyi, ancak cömertlik ve iyi huy üzerine yaratmıştır."
Cabir (r.a.) bir hadis-i şerifi şöyle arılatır: İmanın daha faziletli tarafını öğrenmek isteyen bir zata, Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu: "Sabır ve cömertlik."
Hz. Aişe'ye dair şöyle bir rivayet var: Bir gün ona İbn Zubeyr, iki çuval dünyalık göndermişti. Bir kap istedi, halka dağıtmaya başladı. Akşam olunca cariyesine, "iftarlığımı getir" dedi. Hizmetçisi, biraz zeytinyağı ile ekmek getirdi ve şöyle dedi: "Bu gün bütün geleni dağıttın, ondan bir dirhem ayıramaz mıydın? Et alır, onunla iftar ederdik." Bunun üzerine Hz. Aişe şöyle buyurdu: "Hatırlatmış olsaydın, elbette yapardım."
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den...)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.