Son yıllarda İslam dini hak etmediği halde kasıtlı olarak bazı kelimelerle beraber anılmaya başlandı. Başına terör, şiddet, radikal ve siyasal gibi sıfatlar eklenerek İslam dini karalanmaya ve İslam olmayanların dinimize olan rağbeti önlenmeye çalışıldığı gibi bundan daha tehlikeli bir senaryo da adım adım uygulanmaktadır. Özellikle 11 Eylül saldırısını Müslümanların üzerine yıkan ABD, bu sürecin taşeronu ve belirleyicisi konumundadır.Terörist Müslüman, radikal İslam gibi terimlerle dünya kamuoyunu bir noktaya getirdikten sonra senaryonun devamı olarak, yeni bir terim ortaya atıldı. Bu yeni ortaya atılan terim "ılımlı İslam" ifadesidir.Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta da "terörist Müslüman" ve "radikal İslam" ifadelerini ortaya atanların "ılımlı İslam" terimini de ortaya atanlar olduğudur.Bu terimleri bazı cemaatlerin ve politikacıların tereddütsüz kabul etmeleri çok vahim bir durumdur. Fakat bunu irdelemeyi başka bir yazıya bırakarak, bugün ılımlı İslam ile gerçek İslam anlayışı arasındaki temel farklılıkları irdelemeye çalışacağım.* Ilımlı İslam'a göre, "tek hak din İslam değildir" üç ya da dört hak din vardır. Bu anlayış "üç büyük din, semavi dinler, İbrahim'i dinler" gibi demagojik ifadelerle ortaya konulmaktadır. Oysa İslam'a göre, Al-i İmran süresi 19. ayette ifade edildiği üzere "Allah indinde hak din İslam'dır."* Ilımlı İslam anlayışına göre, Hz. Muhammed (SAV)'i kabul etmek gerekmemektedir. Peygamber efendimizi kabul etmek Ilımlı İslam'ın taşeronluğuna soyunan "hoca efendi" denilen bir zatın deyişiyle "bir kemalat ifadesidir", yani olsa da olur olmasa da?İslam anlayışına göre ise, Hz. Muhammed'i kabul etmek ve onun yolundan gitmek Müslüman olmanın ve kurtulmanın olmazsa olmaz şartıdır. * Ilımlı İslam'a göre, ABD'nin Irak'ta, Afganistan'da ve Guantanamo'da Müslüman esirlere yaptığı işkence ve insanlık dışı muamele masum şeylerdir. Hatta ılımlı Müslüman, bunu yapan ABD'yle "stratejik müttefik" bile olabilir. Bu işkence ve katliamları yapanlardan nefret etmek şöyle dursun bu canilere karşı gönüllerinde sevgi taşırlar ve bunu ifade etmekten çekinmezler.Oysa gerçek İslam anlayışına göre, ABD'nin yaptıkları kabul edilemez şeylerdir. Ve İslam'a göre Müslüman'da zayıf da olsa bir iman bulunduğunun ispatı, bu gibi işkence ve katliam yapanlara hiç değilse buğz edebilmektir.* Ilımlı İslam anlayışına göre dinlerarası diyalog yapılmalıdır. Papa II. Paul'ün 1991 yılında ilan ettiği "Redemptoris Missio" adlı genelgede yer alan, "Dinler arası diyalog, Kilisenin bütün insanları Kiliseye döndürme amaçlı misyonunun bir parçasıdır" ifadesine rağmen, dinler arası diyalog süreci her ne pahasına olursa olsun devam ettirilmelidir. İslam dinine göre ise, gayri Müslimlerle ticari ve insani ilişkilere girmek mümkün olduğu halde dinlerarası diyalog yapmak imkânsızdır ve yasaktır. Çünkü bu süreci devam ettirenler "Dinler arası diyalog yapılırken bir dinin diğerinden üstün olduğunu iddia etmek en büyük dinsizliktir" demektedirler.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023