İnsanlık tarihi kadar eski, Adem Peygamberle yaşıt olan bir hakikat var ki, insan bulunduğu ortamda, yaşadığı köyde, kasabada iyiliğin timsali, güzelliğin temsilcisi ve her türlü kötülüğün ve çirkinliğin de engelleyicisi olacak.
Yer yüzünün hangi köşesinde yaşıyor olursa olsun, hangi dinin, hangi mezhebin ve meşrebin mensubu olursa olsun iyi insan, örnek insan, adil insan, haktan yana, hakikatten yana tavır koyan insan olacak.
İnsan, kendisi zalim değilse zalimi asla sevemez, zulüm işlemiyorsa, zulüm işleyenleri de asla sevmez ve onaylamaz, zalimlerin çevresine ve zulüm işlenen ortamlara kesinlikle uğramaz.
İnsanın kendisi kul hakkı yemiyorsa, yetimin-yoksulun, fakirin-fukaranın hakkından bir hardal tanesi kadar dahi olsa kendi payına geçmesinden zinhar sakınıyorsa, savunduğu kimseler, savunduğu kesimler de aynı özellikleri taşımalıdırlar.
Ben kul hakkı yemem ama, deveyi hamutuyla götürenleri alkışlarım demek, ben kamu malı hususunda oldukça hassasım ama, kamu malına balıklama dalanlarla beraber olurum, onlara destek olurum demek elbette evrensel ahlak kurallarına da, insan onuruna da asla yakışmaz.
İnsan, cümle mahlukattan üstün yaratılışa sahip, zekasını ve aklını kullanan, muhakeme kabiliyeti olan bir canlı olarak, iyiliğin ve güzelliğin yayılmasında, adaletin ve hakkaniyetin yayılmasında hep önde olacak, sürekli öncü olacak.
Onurlu, haysiyetli, şahsiyetli ve ilkeli bir insan, muhataplarını da aynı özellikleri ile sevmeli, saymalı ve saygı göstermelidir.
Son yılların, son on yılların yaygın bir modası haline gelen bir anlayış, gerçekten de; "Evvel yok idi iş bu rivayet yeni çıktı" öz deyişini haklı çıkaracak cinsten.
Adam veya kadın, abdestinde, namazında-niyazında, gücü yettiği kadar, bildiği kadar diğer ahlak kurallarına da riayet ederek yaşamaya çalışıyor ama, yanlışı savunuyor, yalanı savunuyor, yalancıyı savunuyor ve talancıyı savunuyor.
Bakıyorsun hayatında yalan yok, yanlış yok, vurgun yok, soygun yok fakat, yalancıyı, talancıyı, vurguncuyu ve soyguncuyu öyle hararetle savunuyor ki, bizzat o çirkin fiillerin failleri bile kendilerini o kadar cansiperane savunamaz.
Bu durumda; "Evvel yok idi iş bu rivayet yeni çıktı" demekten kendinizi alamıyorsunuz.
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025