Milletsiz bir devlet olabilir mi? Ya da devlet, kendini yönetenlerin ihtiraslarını uygulandığı bir merci haline getirilip, millete, milletin ve devletin menfaatlerine rağmen şahsi ve siyasi duruşlar sergiler bir hale getirildiği zaman ne kadar tarih sahnesinde durabilir? Devletin var olabilmesi için onu var edecek bir milletin olması şarttır. Yani millet için devlet mantığı. Yani kendini millete kabul ettiren değil, fertlerin bizzat kabul ettiği devlet anlayışı. Maalesef bugün devleti yöneten irade ile millet arasında onarılmaz gedikler açıldı. Artı bu siyasi irade mantığını destekleyenler ile desteklemeyenler arasında muhalefetin ötesinde bir nefret, kin ortamı ortaya çıktı. Artık inkâr edilemez bir gerçektir ki bu ortamı oluşturan AKP zihniyeti ve AKP'den saraya çıkan Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır. AKP'nin 13 yıllık siyasi ve ekonomik çöküntü ve iflasları bir tarafa bu zihniyet en büyük iflası milletimize yaşattı. İnsan gerçeğini ihmal etti. Öteledi, ayrıştırdı. Bu ihmal öyle bir tablo taraftar insan mantığı yani yensen de, yenilsen de seninleyiz, mantığını ortaya çıkardı. Bakın! 13 yıldır maddi, manevi, siyasi ve ekonomik alanlarda darbe üstüne darbeler yiyoruz. Manevi iflas ortada? Siyasi iflas, yalnızlaşma, sıfır komşu, sıfır dost ve nihayetinde ABD uğruna edindiğimiz büyük düşman ortada. Ekonomi faiz tekelinde vs. Ama milletimizin bir kesimi Erdoğan ve AKP'ye yenilsen de seninleyiz, derken diğer kesimi seni asla affetmeyiz, modunda.Oysa bizim kültürümüzde "insanı yaşattı ki, devlet yaşasın" mantığı varken imanımız gereği de, "Müslümanlar ancak kardeştir" inanç ve teslimiyeti vardır. O zaman milletimizin ve Müslümanların birbirine düşmanlığı neden? Çünkü insan ihmal edildi. İnsan yetiştirilmedi. Oysa devlet, varlığını devam ettirmek için kendi insanını yetiştirmek zorundadır. İnsan yetiştirmek bir sanattır. Maalesef bugüne kadar ülkeyi yöneten anlayışlar hem insanımızdan, hem de insan yetiştirmekten bi haber oldukları için milletimiz çok farklı uçlara savruldu. Tabi bu noktada sadece sanatçı yokluğu mazeret değildir. Milletimizde sorumludur. Çünkü bu topraklarda "insan gönüldür, gönül" diyen, hayatını adeta insanımızın maddi ve manevi kurtuluşuna vakfetmiş bir sanatkar, insan sanatkarı var. Prof. Dr. Haydar Baş var. Sayın Baş, devlet, millet birliği ve devletin devamı için şu gerçekleri defalarca yazmış, çizmiş, anlatmıştır; "Birlik ve beraberliği temin edecek, devlet ve milletine bağlı bireylerin yetiştirilmesi esastır. İnsan yetiştirilmesi bahsinde ele alınması gereken bir diğer önemli husus ise her milletin kendine ait değerleri, özelde ise Türk Milletine ait değerleri gençliğimize kazandırmamızdır." Bugün her milletin bir insan modeli bir profili vardır. Maalesef bizde örnek oluşturacak bir Türk modeli belirlenmemiş, gençliğimizin önüne konulmamıştır. İşte bu açığı iyi yakalayan batı-haçlı kültürü, kendi modellerini, kimyalarını içimize akıtmışlar, kendiyle, ailesiyle, milletiyle, devletiyle kavgalı nesiller oluşturmuşlar. Prof. Dr. Haydar Baş, insan eğitiminde hayatın tamamını hedef alarak söyle diyordu; "Milli devletin eğitim anlayışında öncelikle bu birlik ve beraberliği içine sindirmiş, hoşgörülü, adil, kuşatıcı, Türk kimliğini onurla temsil edecek bireylerin yetiştirilmesi olacaktır. Milli ve manevi değerlerimize, gelenek ve göreneklerimize uygun olarak çağdaş standartlarda bir eğitim verilmesi kaçınılmazdır. Milletleri ayakta tutan milli kültürü gençliğe vermek, Milli Devletin en önemli eğitim politikalarındandır? Milli kültür içinde tarih şuurunun ayrı bir önemi vardır. Çünkü tarih, bir milletin hafızasıdır. Gençlerin yabancı kültürlerin tesirinde kalmaması, kendi tarihine olan sadakatine ve inancına bağlıdır." (Sosyal Devlet-Milli Devlet sh:211) İnsan, İslam, kardeşlik ve milli kavramlarından uzaklaştırılan insanımız bugün, kardeşin kardeşi katletmesine bırak göz yummayı destek veriyor. Ülkemiz ve İslam Coğrafyasının talanına razı olmuş halde. Kendinden geçmiş, ailesinden kısaca her türlü değerinden geçmiş, uzaklaşmış veya hafife alır vaziyette.Bu vahim bir tablodur. AKP'nin en büyük hezimeti insan ve İslam'dır. Artık insanı yaşatmazsan devleti yaşatamazsın, gerçeği ile yüz yüzeyiz. İnsanımızın bir insan sanatkârına, devletimizin ilmiyle, fikirleriyle, modeliyle dünyaca kabul görmüş bir lidere ihtiyacı vardır. O adreste tektir; Prof. Dr. Haydar Baş.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025