"Şanım hakkı için muhakkak ki size Resûllulah'da pek güzel bir örnek vardır. Allah'a ve son güne ümit besler olup da Allah'ı çok zikreden kimseler için" (Ahzap 21)."Allah'ın, halifetullah olarak yarattığı ve yeryüzüne gönderdiği insanda, madde ve mana olmak üzere iki yön mevcuttur. İnsanın maddî yönü bedenidir ki, buna zahirî kalıp da denir. Diğeri yani mana ciheti ise, nefs, ruh, kalb gibi isimler alır ki; insanın halifetullah sıfatını almasına sebep olan da aslen batınî yönüdür.Tarih boyunca insanlığın huzur ve mutluluğunu temin için pek çok iddia sahibi ortaya çıkmış, değişik görüşler ortaya koymuşlardır. Bunlardan bazıları, insanın sadece maddî yönüne, bazıları da sırf mana yönüne hitap etmek suretiyle insanları saadete eriştirmeye çalışmışlar ancak başarılı olamamışlardır. Filozoflar, yazarlar, değişik fikir ekollerinin sahipleri, çeşitli ideologlar, birtakım din kurucuları, bu iddia sahiplerinden bazılarıdır.Filozoflar, aklın her türlü problemi çözmeye yeteceği fikrini savunarak insandaki batınî yönü inkâr etmişlerdir. Ancak duyu organlarının denetimindeki akıl, bugün pek çok meselenin altından kalkamamaktadır. Kaldı ki, insandaki beş duyu da tam bir kifayete (yeterliliğe) sahip değildir. Şöyle ki, kulak belli frekansların altındaki ve üstündeki sesleri duyamamakta; göz, su dolu bir bardağın içindeki kalemi kırık olarak algılayabilmektedir. Bu örnekler çoğaltılabilir. Demek ki, insandaki derin ve büyük sırrı anlayabilme ve onu tam bir mutluluğa kavuşturma yolunda, tek başına aklın yeterli olduğu iddiası mantıklı görülememektedir.Hükümdarlar ve devlet adamları, adaletin ve adaletle hükmetmenin bir gereği olarak insanın, insanî yönünü, hislerini, duygularını göz ardı etmek durumundadırlar. Cemiyetlerde asayişi sağlamak için böyle bir işleyiş şarttır. Ne var ki, bunun neticesi olarak onların nazarında çok yönlü, yani ekmel bir varlık olan insan, yine tek yönüyle ele alınmış ve ondan bu yolla mutlu olması beklenmiştir.Bir de insanı sırf mânâ yönüyle ele alan ve bedenî ihtiyaçlarını, hakiki saadete erebilmesi için bir engel olarak telakki eden dinler vardı ki, Uzakdoğu'da doğmuş olan Budizm bunlardan biridir. Günlerce yemeyen, içmeyen, uyumayan, evlenmeyen ve insanlardan uzak bir hayat süren Budist rahipler, mutlak hakikate bu yolla varmaya çalışmışlardır.Bütün bu tek yönlü çabalar, kainatın küçük bir maketi diyebileceğimiz insanı, elbette mutluluğa kavuşturamamıştır ve kavuşturamaz. İnsana aradığını verebilecek olan deva, ancak Allah'ın İlahî bir nizamla gönderdiği Hz. Muhammed (a.s.) ve O'nun getirdiği kural ve kaidelerdir.Çünkü Resûlullah (s.a.v.), insanın hem madde, hem de mânâ yönüyle hitap etmek suretiyle onu tam bir doyuma kavuşturmuştur. Bir başka deyişle Peygamberimiz, insanın hem melekî yönünü, hem de beşerî yönünü ele alarak insanı kemal mertebesine ulaştırmıştır. Bu bakımdan, O'nun hayatının örnek alınması, insanlar için yegâne saadet ve kurtuluş yoludur.Eğer insanlık, buhran ve bunalımlardan kurtulmak istiyorsa, Peygamberimiz Hz. Muhammed'i (s.a.v.), getirdiği İslam'ı uygulayıcı olarak, yani risalet yönü ile tam manasıyla bilmesi ve yaşayışında O'nu taklit edip, rehber edinmesi zaruridir. Bunu zaruri kılan sebepleri hülasa etmek gerekirse; diyebiliriz ki:" (devamı yarın)(Prof. Dr. Haydar Baş, Rahmetel lilAlemin giriş)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025