Aslında bu sorunun cevabı bütün canlılar için geçerlidir. Çünkü bütün canlılar bir şekilde barınmaya, korunmaya ihtiyaç duyar.
İnsanların korunduğu, barındığı alanlara ise konut-ev diyoruz. İnsan sosyal bir varlık olduğu ve bir arada yaşadığı için bu barınma ve korunma yapılarının temin ve organizasyona ihtiyacı vardır. Bunu yapacak olan da devlettir.
Şimdi; 2002 yılından bugüne nüfusumuz 19 milyon kişi arttı. Yine 2002 baz alındığında ülkemizde her yıl en az 550 bin nikah kıyılıyor, yani yeni aile kuruluyor. 19 yılda 10 milyondan fazla da yeni aile kuruldu. Bu ne demek? En az 10 milyon konut demek.
Ülkemizde kayıtlı-kayıtsız en az 8 milyon da mülteci bulunuyor. Bu ne demek? En az 2 milyon konut demek.
Topla, ne çıktı? 12 milyon konut. Hadi 4 milyon hanenin bir şekilde ihtiyacını karşıladı, diyelim.
Elde ne kaldı? En az 8 milyon konut.
Hükümet ne ile övünüyor? 19 yılda 1 milyon 100 bin konut yaptık? İhtiyacın sekizde biri. Övünülecek bir şey mi?
Özel üniversiteleri metropollere kurdular. Mültecilerin çoğu metropollerde. Para kazanamadığı için toprağını satanlar da metropollerde. Haliyle ortaya büyük bir konut sorunu var.
Öğrenciler, öğretmenler, tayini çıkan memurlar ev bulamıyor. Ben de bulamıyorum.
Ama İstanbul'un her tarafında devasa inşaatlar var. Adeta Erdoğan'ı kızdırmak için dikine dikine siteler, binalar yapıyorlar, diyebilirsiniz.
Doğrudur. Ama onlar bizim için (halk için) yapılmıyor. Parası olanlar için yapıyorlar.
Şaha kalkan bir ülkenin ekonomisinde, asgari ücretin tamamını vererek kiralık daire bulamıyorsunuz? Tablonun vahametine bakar mısınız!
Yandaş medya bile konuyu gündeme getirdi ama iktidar konuyu görmezden gelirken muhalefet sadece eleştiriyor.
Çözüm yine Türkiye'nin en genç ve delikanlı liderinden geldi. Birçok ekranda, "Ev bir ihtiyaç değil temel haktır" diyen BTP lideri Hüseyin Baş, ülkemizdeki konut sorununa, benim anladığım kadarı ile de banka-TOKİ-konut-rant dengesine, tek cümlede özetleyerek dikkat çekti:
"Banka kredilendirmelerinde çok söylenir, 'Kira öder gibi ev sahibi olmak'. Şimdi iş döndü dolaştı ve şuna geldi: 'Ev alır gibi kira ödüyoruz.'"
Aylık maaşınız asgari ücretin üstünde ve 4 bin lira olsun. 2 bin lira ile kiracısınız. İki çocuğunuz da okula gidiyor. Hesapla! Yıllık geliriniz, 48 bin. Yıllık kira gideri, 24 bin. İki çocuğun okul servis bedeli, 6 bin. Elektrik, doğalgaz, su, cep telefonu, internet faturaları, aylık akbil toplamları da 8 bin olsun.
38 bin gitti, elde 10 bin kaldı. Dört kişi 12 ay boyunca 10 bin TL yani günde 27 TL ile hayatta kalacaksınız.
Diyeceksiniz ki, ülkenin yarısından fazlası bu şekilde bir kazançla hatta daha altında bir kazançla yaşıyor.
Yaşamıyor arkadaşlar. Hayatta kalmak için çalışıyorlar. Bir evde anne çalışıyor, baba çalışıyor, büyümüşse oğlan da, kız da çalışıyor. Eve ayda 10-13 bin lira para giriyor. O para ile hemen bankaya koşuyorlar. Kredi ile ev, araba alıyorlar. Hayatta kalmak için çalışan bu aile bir de bankanın daha çok kar etmesi için de çalışmak zorunda kalıyor.
Bu tablo kader değil bizzat vatandaşın tercihidir ve vatandaş, hayatına mal olan yanlış bir tercihte bulunmuştur.
Nasıl mı?
Türkiye'de her ailenin bir ev sahibi olabilmesi için partisinin projelerinin ve kaynaklarının hazır olduğunu belirten BTP Lideri Hüseyin Baş şunları dile getirdi:
"Ev bir ihtiyaç değil temel hak dedik. O yüzden biz bütün vatandaşlarımızı ev sahibi yapacağız. Bunlar zor şeyler değil arkadaşlar. Bunlar Milli Ekonomi Modeli ile mümkün şeyler.
Bugün bir dairenin maliyeti TOKİ şartlarında 150-200 bin lira arasında. Bugün TOKİ 150-200 bin liraya mal ettiği daireyi bize, 1 milyona satıyor. Niye 1 milyon? Devletin ticaret yapıp, para kazanmak gibi bir amacı mı var?
Şimdi ben diyorum ki, 'Biz bu evleri her yere yapalım, vatandaşımıza da 20 yıl sıfır faizli kredilerle evleri verelim.'
Örneğin Safranbolu'daki bir kardeşimiz 150 bin liraya TOKİ'den bir daire alsın ve 20 yılda sıfır faizle bunu ayda 750 lira taksitle kira öder gibi ev sahibi olsun.
Bizim projemiz bu. Ama bu döndü dolaştı ve 'Kira öder gibi ev almak yerine, ev alır gibi kira ödemeye' geldi. Biz kira öder gibi ev alalım diyoruz, şimdi kiralarımız ev fiyatına çıktı. O yüzden bu ekonomik dengesizliklerin önüne geçmenin tek yolu BTP iktidarıdır ve başka da hiçbir yolu yoktur."
Evet, başka yol var mı?
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025