“Ağla ağlayabildiğin kadar/Bütün güzellikler sende, aşk bendedir.”
Derler ki: Elest Bezm’inde birbirine yakın olan ruhlar dünyada karşılaştıklarında birbirlerine yakın hisseder ve birbirlerini daha çok severlermiş.
İnsanın ruh ve bedenden müteşekkil harika bir kompozisyon oluşunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Hz. Ali (k.v.) ne diyordu; “Sen kendini küçük bir varlık sanıyorsun hal bu ki sende büyük bir alem gizlidir.” Tasavvuf bir ilim ve belki de bir san’at olarak insanın derununda meknuz olan, gizlenen o büyük aleme açılan kapıları çalmamıza yardım eder. Bir şeyin kapısını çalmaya başladıysanız bilin ki o gerçeklikten o olgudan size bir nasip vardır.
İnsan “Allah” dediğinde O Azimuşşan “buyur kulum” dermiş. Siz Allah demeyi arttırdıkça, bunda sebat ettikçe ne olur? Bir ayet-i kerime tecelli eder: “Siz Beni anın ki Ben de sizi anayım.” Ve Allah (c.c.) tarafından anılmak nasıl bir ilim, nasıl bir bereket ve nasıl bir muhabbeti hasıl eder, deneyebilirsiniz.
Dünya bir imtihan sahnesi Rabbimiz hazırlamış ve sunmuş bize, burada Batılı vahşilerin, avcıların Kızılderililere reva gördüğü akla hayale gelmez işkenceler var, yine burada Hz. Muhammed Mustafa’ya (s.a.a.) Ehl-i Beyt olmak, ashab olmak, ümmet olmak, kardeş olmanın zorlukları ve tadılmamış güzellikleri de var. Eğer çalışırsak, “Gir iyi kullarımın arasına, gir Cennetime” müjdesi var. Bunların içinde en güzeli Allah’ın cemalini görebilmek olsa gerek. Hayat bizlere tanınmış bir fırsat Cemalullah’ı görebilmek, müşahade edebilmek için. Öyleyse vakit Allah’ın velileri ile bir ve beraber olma vaktidir hem de bütün eksiklerimize ve kusurlarımıza rağmen.
İbn Abbas der ki; “Kalbinde şeytan bulunmayan mümin yoktur. Fakat O mümin Allah’ı zikrederse şeytan geriler, Allah’ı unutursa vesvese vermeye başlar.” Hadis-i şerifte: “Allah’ı o kadar zikrediniz ki, sizi deli sansınlar” buyrulmuştur. Her gün ölüm meleği önünüzden ve arkanızdan, “Nerede olursanız ölüm size yetişir!” diye bağırmaktadır. Halbuki biz gafletimizin, cehaletimizin, şehvetlerimizin sarhoşluğunda boğulmaktayız.” (İslam’da Zikir, Prof. Dr. Haydar Baş, 135. sahife).
Derler ki: Elest Bezm’inde birbirine yakın olan ruhlar dünyada karşılaştıklarında birbirlerine yakın hisseder ve birbirlerini daha çok severlermiş.
İnsanın ruh ve bedenden müteşekkil harika bir kompozisyon oluşunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Hz. Ali (k.v.) ne diyordu; “Sen kendini küçük bir varlık sanıyorsun hal bu ki sende büyük bir alem gizlidir.” Tasavvuf bir ilim ve belki de bir san’at olarak insanın derununda meknuz olan, gizlenen o büyük aleme açılan kapıları çalmamıza yardım eder. Bir şeyin kapısını çalmaya başladıysanız bilin ki o gerçeklikten o olgudan size bir nasip vardır.
İnsan “Allah” dediğinde O Azimuşşan “buyur kulum” dermiş. Siz Allah demeyi arttırdıkça, bunda sebat ettikçe ne olur? Bir ayet-i kerime tecelli eder: “Siz Beni anın ki Ben de sizi anayım.” Ve Allah (c.c.) tarafından anılmak nasıl bir ilim, nasıl bir bereket ve nasıl bir muhabbeti hasıl eder, deneyebilirsiniz.
Dünya bir imtihan sahnesi Rabbimiz hazırlamış ve sunmuş bize, burada Batılı vahşilerin, avcıların Kızılderililere reva gördüğü akla hayale gelmez işkenceler var, yine burada Hz. Muhammed Mustafa’ya (s.a.a.) Ehl-i Beyt olmak, ashab olmak, ümmet olmak, kardeş olmanın zorlukları ve tadılmamış güzellikleri de var. Eğer çalışırsak, “Gir iyi kullarımın arasına, gir Cennetime” müjdesi var. Bunların içinde en güzeli Allah’ın cemalini görebilmek olsa gerek. Hayat bizlere tanınmış bir fırsat Cemalullah’ı görebilmek, müşahade edebilmek için. Öyleyse vakit Allah’ın velileri ile bir ve beraber olma vaktidir hem de bütün eksiklerimize ve kusurlarımıza rağmen.
İbn Abbas der ki; “Kalbinde şeytan bulunmayan mümin yoktur. Fakat O mümin Allah’ı zikrederse şeytan geriler, Allah’ı unutursa vesvese vermeye başlar.” Hadis-i şerifte: “Allah’ı o kadar zikrediniz ki, sizi deli sansınlar” buyrulmuştur. Her gün ölüm meleği önünüzden ve arkanızdan, “Nerede olursanız ölüm size yetişir!” diye bağırmaktadır. Halbuki biz gafletimizin, cehaletimizin, şehvetlerimizin sarhoşluğunda boğulmaktayız.” (İslam’da Zikir, Prof. Dr. Haydar Baş, 135. sahife).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Kevser Doyurum / diğer yazıları
- İrfan sofrası / 24.10.2023
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022